You are on page 1of 46

ALACAKARANLIKTAcTONIO KRGER

Hmanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aama, insan varlnn en somut anlatm olan
sanat yaptlarnn benimsenmesidir. Sanat dallar iinde edebiyat, bu anlatmn dnce
eleri en zengin olandr. Bunun iindir ki bir ulusun, dier uluslarn edebiyatlarn kendi
dilinde, daha dorusu kendi dncesinde yinelemesi; zek ve anlama gcn o yaptlar
orannda artrmas, canlandrmas ve yeniden yaratmas demektir. te eviri etkinliini,
biz, bu bakmdan nemli ve uygarlk davamz iin etkili saymaktayz. Zeksnn her yzn
bu trl yaptlarn her trlsne dndrebilmi uluslarda dncenin en silinmez arac olan
yaz ve onun mimarisi demek olan edebiyatn, btn kitlenin ruhuna kadar ileyen ve sinen
bir etkisi vardr. Bu etkinin birey ve toplum zerinde ayn olmas, zamanda ve meknda
btn snrlar delip aacak bir salamlk ve yaygnl gsterir. Hangi ulusun kitapl bu
ynde zenginse o ulus, uygarlk dnyasnda daha yksek bir dnce dzeyinde demektir.
Bu bakmdan eviri etkinliini sistemli ve dikkatli bir biimde ynetmek, onun
genilemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esirgemeyen
Trk aydnlarna kran duyuyorum. Onlarn abalaryla be yl iinde, hi deilse, devlet
eliyle yz ciltlik, zel giriimlerin abas ve yine devletin yardmyla, onun drt be kat
byk olmak zere zengin bir eviri kitaplmz olacaktr. zellikle Trk dilinin bu
emeklerden elde edecei byk yarar dnp de imdiden eviri etkinliine yakn ilgi ve
sevgi duymamak, hibir Trk okurunun elinde deildir. 23 Haziran 1941.Milli Eitim
BakanHasan li YcelSUNUCumhuriyet'le balayan Trk Aydnlanma Devrimi'nde, dnya
klasiklerinin Hasan li Ycel nclnde dilimize evrilmesinin, kukusuz nemli pay
vardr.Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyetimizin 75. ylnda, bu etkinlii yineleyerek,
Trk okuruna bir "Aydnlanma Kitapl'' kazandrmak istedik.Bu erevede, 1940'l
yllardan balayarak Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanan dnya klasiklerini okurlarmza
sunmaya baladk.Byk ilgi gren bu etkinlii Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanmam -
ancak Aydnlanma Devrimi yarda kalmasayd yaynlanacana kesinlikle inandmz-
dnya klasiklerini de katarak srdryoruz.CumhuriyetALACAKARANLIKTA(Tristan)te
Einfried Sanatoryumu! Uzun ana yap, yandaki kk yaplarla birlikte geni bahenin
ortasnda, beyaz, dz izgiler halinde uzanyor. Bahe maaralar, yapraktan geitler, aa
kabuklarndan yaplm kulbelerle ok ho dzenlenmi. Arduvaz damlarn arkasnda,
dalarda gkyzne doru ykselen byk gvdeli yeil amlar grnyor.Sanatoryumu
yine Dr. Leander ynetiyor. Dr. Leander kara atal sakal, kaln caml gzl, bilimin
souttuu, katlatrd, yufkayrekli bir ktmserlikle doldurduu yz, her eyi ksa
kesen kapal haliyle hastalar ok etkileyen bir insandr. Salklar iin gereken eyi yapmak
ellerinden gelmeyenler, Dr. Leander'in yetkesine snmak iin btn servetlerini ona
verirler.Bayan Osterloh, kendisini btn varlyla sanatoryumun i ynetimine vermitir.
Hi durmadan merdivenleri bir aa bir yukar inip kmas, sanatoryumun bir ucundan
teki ucuna koumas grlecek eydir! Mutfakta, kilerde o egemendir; amar
dolaplarna o trmanr, hademeleri o ynlendirir; ekonomiyi, sal ve az tadn gz
nnde tutarak gzel yemekler, sofralar hazrlatr. Bayan Osterlohun bu stn alkanl,
beceriklilii yannda, imdiye dek kendisiyle evlenmeyi aklna getirmeyen erkek takmna
kar sonsuz bir bakaldrs da vardr. Ama yine de yanaklarnda iki yuvarlak krmz leke
halinde, bir gn doktor Leander'in kars olma umudu parlar.Ozon ve sessizlik, dingin
hava... Dr. Leander'i kskananlar, rakipleri ne derlerse desinler, gs hastalar iin salk
verilecek en uygun yer, Einfried'dir. Einfried Sanatoryumunda yalnzca veremliler deil,
kadn erkek, oluk ocuk her trl hasta vardr. Dr. Leander trl hastalklarda baar
gstermitir. rnein bu sanatoryumda kent meclisi yesinin ei Bayan Spatz gibi mide
hastalar (Bayan Spatz, kulaklarndan da yaknmaktadr) kalp hastalar, inmeliler,
romatizmallar ve her trden sinir hastalar vardr. eker hastas bir general, hi bitmeyen
homurtularla emekli ayln burada yer. Kuru yzl birok inmeli, sarsak admlarla dolar.
Papaz Hhlenrauchun dnyaya on dokuz ocuk getiren ve artk bunayan elli yandaki
kars, delice bir erinsizlik iinde, bir yldan beri zel bir hastabakcnn kolunda gzlerini
bir noktaya dikip hibir ey konumadan btn sanatoryumu gezer.Ara sra ar
hastalardan biri lrd. Bu hastalar ne yemee, ne de oturma salonuna inerlerdi.
lmlerini hi kimse, oda komular bile anlamazd. Bu cansz konuklar geceleyin bir yere
aktarlr; Einfried'deki yaam; masaj, elektrik tedavisi, ine, du, banyo, jimnastik, terleme
ve buulanma gibi eyler zamanmzn en son bulularyla donatlm salonlarda hi
aksamadan srerdi.Evet, burada canl bir yaam vardr. Enstit ilk kattadr. Yeni hastalar
geldii zaman yan yaplardan birinde duran kapc byk an alar, sanatoryumdan ayrlan
hastalar da Dr. Leander, Bayan Osterloh'la birlikte trenle arabalarna dein
geirir.Einfried'e kimler snmad ki! Burada ok tuhaf bir insan olan bir yazar bile vardr.
Bir maden ya da ta adna benzeyen adyla bu yazar, sanatoryumda Tanrdan gnler
alyor...Enfried'de Dr. Leander'den baka bir doktor daha vardr, hafif ya da umutsuz
hastalarla ilgilenir. Ad da Mller'dir ama ondan sz etmeye demez.*Ocak ay banda, A.
C. Klterjahn irketinin sahibi tccar Klterjahn, karsn Einfried'e getirdi. Kapc an ald.
Bayan Osterloh birinci katta, gerek ampir bieminde olaanst gzel denmi kabul
salonunda, bu ok uzaklardan gelen saygdeer aileyi karlad. ok gemeden Dr.Leander
de geldi, konuklarn nnde eildi, konumaya baladlar.Darda zerleri hasr rtl iek
tarhlar, kar altnda kalm maaracklar, kimsesiz kulbecikleriyle bahe grnyor; iki
uak byk kapnn nnde duran arabadan yeni gelenlerin bavullarn tayordu.Bay
Klterjahn karsn baheden geirirken "Yava Gabriele, dikkat et meleim, azn ama,"
demiti. Tccarn karsn arabadan indirirken gsterdii dikkat karsnda, onlar
istasyondan sanatoryuma getiren, bilisiz, incelik nedir bilmeyen, kaba arabac bile dilini
dileri arasna kstrmt. ki doru at da geriye evrilmi gzlerle bu zntyle kark
saknmay, incelii seyrediyorlard sanki.Bay Klterjahn'n Baltk Denizi kysndan Dr.
Leander'e yazd mektuplarda aka belirttiine gre, gen kars soluk borusundan
rahatszd. ok kr cierlerinde birey yoktu; ama hastalk cierlerinde de olsa, gen
kadn imdikinden farkl olamazd. Beyaz lake koltukta, iri yar kocasnn yannda, arkasna
yaslanp sessizce konuulanlar dinlerken ince, nazl, melek gibi, maddeden uzak bir hali
vard.Nian yznden baka ss olmayan gzel, solgun elleri, koyu renkli, ar bir
etekliin plileri arasnda dinleniyordu. zerinde dik yakal, vcuduna smsk oturmu,
gm rengi bir bluz vard; bluz arabesk kadife paralaryla ilenmiti. Gen kadnn
anlatlamayacak kadar ince, tatl, zayf olan kk ba, bu ar ve yumuak kumalarn
iinde bsbtn anlam kazanyor; insann iini actan, bu dnyadan olmayan bir nitelik
kazanyordu. Ensesinde bir topuzla toplanan ak kahve rengi salar dz taranmt. Yalnz
alnnn sana den bir kakl vard. Sa gznn zerinde, dikkati hemen oraya eken
solgun mavi bir damarck kvrlyordu. Yzne insann rahatn karacak biimde egemen
olan bu ince damarck, gen kadn konumaya balaynca daha ok beliriyordu; yalnzca
glmsedii zaman yz tuhaf, insan dndren, skntl, zntl bir durum alyordu.
Ama gen kadn yine de konuuyor, glyordu. Rahat ve iten konuuyordu. Biraz yorgun
bakan, ara sra kapanmak bile isteyen, keleri ince burun direiyle glgelenen gzleri
hep glyordu. Byk ve gzel az da yle. Dudaklar solgundu ama, belki ok dzgn ve
keskin olduklar iin glnn bir prlts vard. Kimi zaman kesik kesik ksryor, hemen
mendilini azna gtryordu, sonra da mendilini inceliyordu.Bay Klterjahn "ksrme
Gabriele!" diyordu, "Dr. Hinzepeter'in sana ksrmeyi yasak ettiini biliyorsun, sevgilim.
Biraz kendini tut meleim. Dediim gibi, hastaln yalnzca soluk borusunda. lk
hastalandn zaman cierlerinde bir ey var sanm, Tanr bilir ya ok korkmutum. Ama
cierde deil, hayr, asla deil, buna raz olamayz deil mi, Gabriele? Ha.. Ha.. Ha..!"Dr.
Leander "Kukusuz," diyerek gzlnn altndan Klterjahn'a bakt. Biraz sonra Bay
Klterjahn iki kahveyle bir sandvi istedi. "K"lar genzinden sylyor, sandvi derken de
insann itahn kabartyordu.stediini getirdiler, odalarn da hazrladlar ve onlar
yerletirdiler. Hastann saaltmn Dr. Leander stlendi. Dr. Mller'i bu ie
kartrmad.*Yeni hasta, Einfried'de olaanst bir ilgi uyandrd. Bu trl baarlara alk
olan Bay Klterjahn, karsna kar gsterilen sevgi ve saygy honutlukla karlad. eker
hastas general Bayan Klterjahn' ilk grd zaman mrldanmasn bir an kesti, kuru
yzl beyler de gen kadn yanlarna geldii zaman glmseyerek bacaklarna egemen
olmaya altlar. Kent meclisi yesinin ei Bayan Spatz da, yal bir dost olarak hemen
onunla arkadala balad. Evet, Bay Klterjahn'n adn tayan kadnn belli bir etkisi
vard! Birka haftadr Einfried'de vakit geiren, ad deerli bir ta adna benzeyen yazarn
da, Bayan Klterjahn yanndan getii zaman rengi deiti; durdu, gen kadn oktan
uzaklat, gzden yittii halde olduu yere mhland kald.Daha iki gn gemeden
sanatoryumdakilerin hepsi Bayan Klterjahn'n yksn biliyordu. Bremenli olduu,
konuurken kimi heceleri tatl tatl ezmesinden anlalyordu. ki yl nce tccar Klterjahn
ile evlenmi ve Baltk kysna, kocasnn doduu kente gitmiti. Orada, bundan on ay
nce, olaanst g ve tehlikeli koullar altnda alacak kadar canl, grbz bir olan,
bir miras dourmutu. Bu g, tehlikeli doum onu zayf drm, gen kadn bir daha
da kendini toplayamamt. Aslnda daha nceden de pek gl deildi yle. Lohusa
yatandan kalktnda ok yorgun ve bitkindi, ksrrken biraz kan gelmiti; ok deildi,
zerinde durulmayacak kadar az bir eydi; ama hi gelmeseydi daha iyi olurdu elbette.
nsan dndren, bu nemsiz olayn az sonra yinelenmesiydi. Neyse ki saaltm vard.
Aile doktoru Hinzepeter saaltma balad. Gen kadn tam olarak dinlenmeye alnd; buz
paralar yutturuldu; ksrk gcklarna kar morfin yapld ve elden geldiince kalbi
yattrld. Ama hasta bir trl iyileemiyordu. Olaanst bir ocuk olan kk Anton
Klterjahn, hibir eye aldrmadan, sonsuz bir erkeyle yaamdaki yerini alrken, gen anne
tatl, sessiz bir ate iinde erir gibiydi. Dediimiz gibi hastalk soluk borusundayd. Soluk
borusu szc, Dr. Hinzepeter'in aznda dinleyenleri yattran, sanki insana yrek
rahatl veren bir szd. Ama cierlerde bir ey olmad halde, doktor daha yumuak bir
iklimde, bir sanatoryumda dinlenmenin hastaln saaltmn hzlandrmak bakmndan
daha doru olacan duyumsam, bundan tesini de Einfried Sanatoryumunun ve
doktorunun n tamamlamt.Buraya gelilerinin yks buydu ite, merak edip soranlara
Bay Klterjahn bu yky kendisi anlatyordu. Kazanc da, midesi de salam olan bir adam
gibi, yksek sesli, patavatszca, keyifli bir konumas vard; kuzey kys yerlileri gibi
dudaklarn bzp szcklerii uzatyor, ama yine de abuk konuuyordu. Kimi szckleri,
sesler tabancadan km gibi frlatyor ve buna, yaman bir aka yapm gibi
glyordu.Orta boylu, geni omuzlu, gl kuvvetli bir adamd. Bacaklar ksayd. ok sar
kirpiklerle glgelenen ak mavi gzleriyle etli, pembe bir yz, geni bir burnu, slak
dudaklar vard. Sakal, giyinii tmyle ngiliz biemiydi. Einfried'de kalan bir ngiliz
ailesiyle karlanca pek sevinmi grnd. Bu ngiliz ailesi ocuklar ve eitmenleriyle
Einfried'de yalnzca baka bir yer bilmedikleri iin kalyorlard; hasta deillerdi. Bay
Klterjahn sabahlar onlarla kahvalt ediyordu. Yemeyi imeyi ok seven bir insand.
Yiyecek ve ieceklerden ok iyi anladn gsteriyor, sanatoryumdakilere, evde dostlar
onuruna verdii lenleri, sunulan balca yemekleri anlatyor, svire'de bilinmeyen
yemekleri tarif ederek elendiriyordu. Bunlar anlatrken gzleri keyifle kslyor, sesi
burundan geliyor, bir yandan da azn aprdatyordu. Geri kalan dnya zevklerine kar
da ilgisiz deildi. Einfried konuklarndan biri, bir yazar, onu bir akam koridorda hizmeti
kzlardan biriyle yakksz bir biimde akalarken grmt. Bu nemsiz, gln bir
olayd, ama sz geen yazar yzn tiksintiyle buruturmutu.Bay Klterjahn'n karsna
gelince; kocasna btn yreiyle bal olduu anlalyordu. Kocasnn szlerini,
davranlarn glmseyerek izliyordu. Ama onun bu glmseyiinde, kimi hastalarn
salam insanlara kar gsterdikleri ar hogr deil, tersine akll bir hastann kendisini
iyi duyumsayan insanlara kar duyduu iten sevin ve ilgi vard.Bay Klterjahn,
Einfried'de ok kalmad. Karsn buraya dek getirmiti, ama bir hafta geince onun
gvenilir ellerde olduunu, iyi baklacan anlad ve artk kalmak istemedi. Bymekte
olan ocuu, gelien ii gibi nemli grevler onu geri aryordu. Bu grevler onu geri
dnmeye, karsn burada en iyi bakma brakmaya zorluyordu.*Birka haftadr Einfried'de
bulunan yazarn ad Spinell'di. Detlev Spinell, tuhaf bir insand.Otuz yalarnda, iri yar,
kahverengi sal bir adam dnn. akaklar iyice krlamt; ama yuvarlak, beyaz,
hafife ikin yznde hi sakal izi yoktu. Hayr tratan deil, tratan olsa anlalrd.
Yumuak, krk, ocuk grnl bir yz vard; yer yer ayva tyleriyle kaplyd, bu ayva
tyleri ok tuhaf grnyordu. Gzleri sar ela, baklar tatlyd, burnu yass ve biraz
etliydi. Ayrca Bay Spinell'in Romallara benzeyen keli bir st duda, byk drt ke
dileri vard. Ayaklar da grlmemi derecede bykt. Sarsak hastalardan biri, ona alay
ve kmsemeyle "Bcr" adn takmt; ama bu, ona uymayan kt bir add. yi, modaya
uygun giyiniyordu; uzun siyah ceket, renkli, kumlu yelek.Bay Spinell sokulgan deildi, hi
kimseyle ahbaplk etmiyordu, ama kimi zaman candan, insancl, cokun yaradll bir adam
olabiliyordu. Gzel bir eyin; rnein birbirine uyan renklerin, eski bir vazonun ya da
akam gneinin klarnda yzen dalarn karsnda couveriyordu. "Aman ne gzel!"
diye ban yana eiyor, omuzlarn kaldryor, ellerini ayor, azn burnunu bzerek
"Tanrm, bakn ne gzel!" diyordu. Byle anlarnda, erkek ya da kadn, kim olursa olsun en
kibar konuklarn bile boynuna sarlacak denli couyordu.Yazd kitap hep masann stnde
dururdu, bu kitab odasna giren herkes grebilirdi. Orta byklkte bir romand, kab
karmakark resimlenmi, kahve szgecine benzer bir kda baslmt. Szckleri gotik
kiliselere benziyordu. Bayan Osterloh bu roman kendisini skmadan eyrek saatte
okumu, korkun can skc diyemedii iin "ok ho," demiti. Olay ada-tesi
salonlarda, zengin kadnlarn odalarnda geiyordu. Odalar ve salonlar; goblen hallar, eski
biem mobilyalar, deerli porselenler, pahal kumalar ve her biri bir sanat bayapt olan
biblolarla doluydu. Kitapta bu eyann betimlenmesine ok nem verilmiti. nsan okurken,
her an Bay Spinell'in "Ne gzel! Aman Tanrm, nasl da gzel!" dediini grr gibiydi. Bu
kitaptan baka kitaplar yazmadna da ayrca amak gerekirdi; nk, yaz yazmaktan
ok holanyordu. Gnn birok saatini odasnda yaz yazarak geiriyor, postaya gnde hi
olmazsa iki mektup veriyordu. in artc ve gln yan, gnderdii bunca mektuba
karlk kendisine pek az mektup gelmesiydi.*Bay Spinell, yemek masasnda Bayan
Klterjahn'n karsnda oturuyordu. Yan yapnn ilk katnda, herkesin bir arada yemek
yedii byk salona ilk akam biraz ge gelmi, alak sesle herkesi birden selamlayarak
yerine gemiti. Doktor Leander, onu yeni gelenlere, pek de resmilie kamadan tantt.
Bay Spinell hafife eildi, sonra biraz utanarak yemeine balad. atal ve ba ok etkili
bir biimde kullanyordu. Giysisinin smsk kollarndan grnen elleri byk, beyaz ve
gzel biimliydi. Sonradan utangal geti, rahata, hi ekinmeden Bay Klterjahn ile
karsn incelemeye balad. Yemek boyunca Bay Klterjahn ona Einfried'in yeri ve iklimiyle
ilgili kimi eyler sordu, Bayan Klterjahn da sevimli haliyle bu sorulara kart. Bay Spinell
sorular saygyla yantlad; sesi yumuak ve tatlyd. Yalnzca dileri diline engel oluyormu
gibi tutuk konuuyordu.Yemekten sonra dinlenme salonuna geildi. Dr. Leander yeni
gelenlere ayr bir ilgiyle, "Afiyet olsun" derken, Bayan Klterjahn sofrada karsnda oturan
sordu: "Bu beyin ad neydi? Spinelli mi? yi anlayamadm!""Spinell... Spinelli deil efendim.
Hayr talyan deil. Benim bildiim kadaryla, Lembergliymi."Bay Klterjahn da "Ne
sylemitiniz? Bir yazar myd? Yoksa baka bir meslekten mi?" diye sordu, elleri rahat
ngiliz pantolonunun ceplerindeydi, kulan Dr. Leander'e uzatmt, sylenenleri dinlerken
kimilerinin yapt gibi azn ayordu.Dr. Leander: "Evet, sanrm yazyor..." yantn verdi,
"Bir kitap yaymlad sanrm; sanrm romanms bir ey." Bu yinelenen sanrmlar Dr.
Leander'in yazar hakknda iyi bir dncesi olmadn, sorumlu bir duruma dmek
istemediini anlatyordu.Bayan Klterjahn, "Ama bu ok ilgin!" dedi. imdiye dek hi bir
yazarla karlamamt.Dr. Leander, "Evet," dedi, "Olduka nl bir yazarm..." Bundan
sonra yazardan konuulmad artk.Ama daha sonra, yeni konuklar oturma salonundan kp
Dr. Leander de odadan giderken, Bay Spinell onu durdurdu:"Bu kar kocann ad neydi,
Tanr akna? Hibir ey anlayamadm," dedi; Dr. Leander, "Klterjahn," deyip yrd.Bay
Spinell yine sordu: "Adamn ad nedir?"Dr. Leander, "Klterjahn," diye yineledi ve yrd.
Yazara deer vermiyordu pek.*Bay Klterjahn'n lkesine dndn sylyorduk, deil
mi? Evet, o yine Baltk Denizi kysna, ilerinin bana dnd. Orada, annesinin soluk
borusunun hastalanmasna, birok zntye yol aan kaygsz, tosun oluyla birlikte imdi.
Gen kars Bayan Klterjahn da Einfried'de kald. Kent meclisi yesinin ei Bayan Spatz,
yal bir dost olarak onunla arkadala balad. Ama bu arkadalk Bayan Klterjahn'n
teki hastalarla, rnein Bay Spinell ile ahbaplk etmesine engel olmad. Yazarn gen
kadna daha ilk gnden ok candan bir ilgi gstermesi herkesi artt; imdiye dek hi
kimseyle arkadalk etmemiti nk. Bayan Klterjahn sk bir izlenceyle ykl gnlerinin
bo saatlerinde yazarla konumaktan ok holanyordu.Bay Spinell, gen kadna sonsuz bir
sayg ve zenle sokuluyor, sesini zellikle alaltarak konuuyordu. yle ki, kulandan
hasta olan Bayan Spatz, yazarn szlerini hi anlamyordu.Bay Spinell, gen kadnn nazl
bir glle yasland koltua ayaklarnn ucuna basarak yaklayor, bir iki adm tede
duruyor, hafife ne doru eilerek, biraz tutuk ve i eker gibi, alak sesle, inandrc bir
biimde konuuyordu. Bu gzel kadnn yznde en kk sknt ve yorgunluk izi grnce,
hemen ekilip gitmeye hazr bir hali vard. Ama Bayan Klterjahn'n hibir zaman can
sklmyordu. Yazarn yanlarnda oturmasn istiyor, ona sorular soruyor, sonra
glmseyerek merakla dinliyordu. Yazar gen kadna imdiye dek hi duymad elenceli
ve tuhaf eyler anlatyordu."Einfried'de niin bulunuyorsunuz? Size ne bakm yapyorlar,
Bay Spinell?""Ne bakm m? Bana biraz elektrik saaltm yapyorlar. Ama bu konuulmaya
demez. Burada niin bulunduumu size anlataym Sayn Bayan. Buras sessiz bir yer de
ondan."Bay Klterjahn'n kars, "Yaa..." diye elini enesine dayad, abartl bir ilgiyle ona
dnd."Evet efendim, Einfried ampir bieminde bir kktr; bana sylediklerine gre
eskiden bir saray, bir yazlk kkm. Bu yan yaplar sonradan yaplm, ama asl yap eski
ve gerektir. yle anlar olur ki, bu ampiri evremde duyumsamak isterim. Kendimi iyi
duyumsamam iin buna gereksinmem vardr. Bu eya, bu dz hatl masalar, koltuklar,
kanepeler arasnda insan kendini ok rahat ve yumuak duyar elbet. Bu aydnlk ve sertlik,
bu souk, tatsz yalnlk bana gurur verir, beni dengeler Sayn Bayan. Zamanla iimde bir
temizlenme ve yenilenme, bir olgunlama olur, ahlak bakmndan ykseldiimi
duyumsarm."Bayan Klterjahn, "Tuhaf bir ey," dedi, "Ama kendimi zorlaynca sizi
anlyorum."Bunun zerine Bay Spinell, kendisini anlamann herhangi bir zorlamaya
deeceini syledi, gltler. Bayan Spatz da gld ve yazarn anlattklarn tuhaf buldu,
ama o anladn sylemedi.Oturma odas geni ve gzeldi. Yanda bilardo salonuna alan
beyaz boyal, yksek kap her zaman ak duruyordu. Bilardo salonunda bacaklar inmeli
beylerle teki hastalar vakit geiriyordu. br yanda byk, caml bir kapdan geni balkon
ve bahe grnyordu. Bu kapnn yannda bir piyano vard. eker hastas general, yeil
uha rtl bir oyun masasnda whist oynuyordu. Kadnlar kitap okuyor, elii yapyorlard.
Salon bir kmr sobasyla snyordu, ama yanm odun taklidi ate krmzs ktlarla dolu
gzel minenin nnde de rahat sylei keleri vard.Bayan Klterjahn, "Erkencisiniz,
Bay Spinell," dedi. "Sizi birka kez sabahleyin yedi buukta dar karken
grdm.""Erkenci mi? Ah, bu benden ok uzak efendim. Konu u: Erken kalkyorum;
nk aslnda ok uykucu bir insanm.""Bunun anlamn aklamalsnz, Bay Spinell!"
Bayan Spatz da bu konunun aklanmasn istiyordu."Dinleyin: Bir insan erkenciyse, bence
erken kalkmas gerekli deil. Vicdan, Sayn Bayan... Vicdanla babaa kalmak kt birey.
Ben ve benim gibiler, btn mrmz yaam kandrmak, kk, kurnaz oyunlar
oynamak iin harcarz. Biz gereksiz, yararsz varlklarz. Ben ve benim gibiler, birka iyi
saat dnda, yararszlmz dnerek hastalanr, yaralanrz. Yararl eylerden nefret
ederiz, irkin ve kaba buluruz. nsan gereine inand bir gerei nasl savunursa, biz de
bu gerei yle savunuruz. Ama yine de kt dncelerle kemiriliriz; bir damla salam
yanmz kalmaz. Bu kemirilie i varlmzn biimi, dnya grmz, alma yntemimiz
de eklenince... durum bsbtn ktleir. Neyse ki birtakm kk, hafifletici, yattrc
nlemler var; bu nlemler de olmasayd, yaam bsbtn gleir, dayanlmaz olurdu.
Yaammz sk salk kurallarna gre dzenlemek, belirli eyleri yapmak, kimileri iin
byk bir gereksinmedir. Erken kalkmak, acmaszca uyanmak, souk bir du yapmak ve
darda karlarda bir gezinti. Bu bizim bir saat iin kendimizden honut olmamz salar
belki. Kendimi braksam, inann bana, leye kadar yatabilirim. Erken kalkmam dpedz
sahteciliktir.""Yok canm, niin sahtecilik olsun Bay Spinell? Ben buna benliine egemen
olmak derim. yle deil mi, Bayan Spatz?" Bayan Spatz da bunu benlie egemen olmak
diye kabul ediyordu."Sahtecilik ya da benlie egemen olmak, Sayn Bayan! Hangisini
isterseniz. Ama ben o denli ac bir biimde dorucuyum ki...""Doru. Sanrm ok ac
duyuyorsunuz.""Evet, Sayn Bayan, ok ac ekiyorum."Hava iyi gidiyordu. Dalar,
sanatoryum ve bahe beyaz, sert, temiz, rzgrsz ve duru bir don, gz kamatrc bir
aydnlk, uuk mavi bir glge iinde uzanyordu. Iklarn titretii, kristallerin danseder gibi
grnd gkyznn aydnlk, przsz bir mavilii vard. Bugnlerde Klterjahn'n
kars iyiceydi, atei yoktu, hemen hemen hi ksrmyordu, tiksinti duymadan yemek
yiyebiliyordu. Doktorun dedii gibi ou kez saatlerce, balkonda souk gnete
oturuyordu. rtler ve krklere smsk sarlarak, soluk borusuna yarar olsun diye temiz ve
buzlu havay umutla iine ekiyordu. Kimi zaman o byle otururken, Bay Spinell de
arkasnda kaln giysiler, ayaklarna dlemsel bir byklk veren krkl ayakkablarla
bahede dolard. Dikkatli admlarla, gergin, edal kol devinimleriyle karlar zerinde yrr;
balkona yaklanca Bayan Klterjahn' saygyla selamlar, sze balamak iin birka
basamak kard."Bu sabah gezintimde gzel bir kadna rasladm. Tanrm, ne gzel
kadnd!" diye ban yana yaslar, ellerini uzatrd."Sahi mi, Bay Spinell? Haydi, onu bana
anlatn!""Hayr, anlatamam. Ya da size ancak yanl bir betimlemesini yapabilirim. Kadn,
yanndan geerken yle bir grdm; gerekten grm deilim. Ama grebildiim kadar
bile, dgcm iletmeye, bu kadndan gzel bir an saklamaya yetti. Tanrm, o ne
gzellikti!"Bayan Klterjahn gld: "Siz gzel kadnlara byle mi bakarsnz, Bay
Spinell?""Evet, Sayn Bayan, bu sizin yznze kabaca, gerek bir istekle bakp yanl bir
izlenim edinmekten daha iyi yntemdir." "Gerek istek... tuhaf bir szck. Tam bir yazar
szc Bay Spinell! Ama bu szcn bani ok etkilediini bilmenizi isterim. Benim
anlayamadm bir eyler sakl bu szckte; bamsz, zgr bir ey; dahas, gerekten
sayg isteyen bir ey. Bu szckle elle tutulandan daha baka, daha ince ve gzel eylerin
varln anlyorum."Bay Spinell, sesi sevinle dolarak yumruklarn sallad, cokulu bir
glle rk dilerini gsterdi: "Ben yalnzca bir yz biliyorum," dedi. "Bu yzn soylu
gereini benim dlemimle dzeltmem byk bir gnah olurdu. Bu yz dakikalarca,
saatlerce, mrm boyunca seyretmek, onun gzelliinde yitip btn dnyay unutmak
isterdim.""Evet, evet, Bay Spinell, yalnzca Bayan Osterlohun kepe gibi kulaklar var."Bay
Spinell sustu, yerlere dek eilip selam verdi. Dorulduu zaman hzn ve utan dolu
gzleriyle gen kadnn saydam alnna, bu tertemiz aln hastalkla glgeleyen ince, soluk
mavi damarca bakyordu.*Klterjahn'n kars, yazar iin, "Tuhaf adam, ok artc bir
insan!" diye dnyordu. Gen kadnn dnmek iin ok zaman vard aslnda. Belki
hava deiikliinin etkisi getii iin, belki de baka bir ey dokunduu iin sal
bozulmutu. Soluk borusuna dikkat etmesi gerekiyordu; kendisini ok zayf duyumsuyordu;
yorgun ve itahszd, atei de eksik deildi. Dr. Leander ona sk bir dinlenme, sessizlik ve
dikkat salk verdi. Bylece yatmad zamanlar, yannda Bayan Spatz olduu halde,
kucanda ilemedii bir ile sessizce oturuyor, unu bunu dnyordu.Evet, dnceleri
hep bu tuhaf Spinell'in evresinde dnyordu. in tuhaf, ne kendini, ne de Spinell'in
kiiliini dnyordu. Spinell onda tuhaf bir merak, imdiye dek kendi varl iin
duyumsamad bir ilgi uyandrmt. Bir gn konuurken, yle demiti: "Hayr, kadnlar
bilmece gibi varlklardr. nsan onlar ok iyi tandn sansa bile yine de nlerinde durup
armaktan kendisini alamyor. Kadnlar stn varlklar, neeli varlklar, kokudan bir resim,
bir masal varl onlar. Ve bu kadn ne yapar? Gider kendini ya bir cambazhane devine ya
da bir kasaba teslim eder. Bu kasabn koluna girer, ban onun omzuna yaslar ve sanki Bu
grdnz eyi anlamak iin yorun kafanz bakalm! demek ister gibi kurnaz kurnaz
glmser. Biz de gerekten kafamz yorarz."Klterjahn'n kars, bu konumay tekrar
tekrar dnmt.Baka bir gn de, ikisi arasnda, Bayan Spatz' ok artan yle bir
konuma olmutu:"Soyadnz renebilir miyim, efendim? (Ama soyadn biliyordu.) Asl
soyadnz nedir sizin?""Soyadmn Klterjahn olduunu bilmiyor musunuz, Bay
Spinell!""Evet, biliyorum, ama kabul etmiyorum. Ben sizin kzlk soyadnz renmek
istedim. Size Bayan Klterjahn diyenin daya hak ettiini kabul edecek kadar insafnz
olmal."Gen kadn bu sze yle iten gld ki, kann stndeki mavi damarck korkun
bir biimde belirdi; ince, nazl yz insann iine dokunan yorgun, zgn bir grnm
ald."Yok, Tanr gstermesin Bay Spinell! Niin daya hak etsin? Klterjahn sizin iin bu
denli korkun bir ad m?""Evet, Sayn Bayan, bu ad ilk duyduum andan beri nefret
ediyorum. Gln ve umutsuzlua decek denli irkin bir ad. Gelenekleri, kocanzn adn
size verecek denli ileri gtrmek barbarlk ve alaklktr. "Peki Eckhof nasl? Eckhof daha
m gzel? Babamn ad Eckhoftur.""O, bakn, Eckhof bambaka! Eckhof adnda bir sanat
bile vardr. Eckhof gzel. Yalnzca babanzdan sz ettiniz. Ya anneniz?""Annem ben ok
kkken ld.""Yazk. Bana biraz daha kendinizden sz eder misiniz; bunu rica edebilir
miyim? Yorulursanz anlatmayn. Konumadan oturun, ben size geen gnk gibi yine
Paris'i anlatrm. Ama ok yava konuabilirsiniz belki, fsldarsanz anlattklarnz daha da
gzel olur. Bremen'de domutunuz, deil mi?"Bu soruyu sessizce, sanki fsldayarak
sormutu. Bremen esiz, iinde sonsuz servenler yaanabilen, gizli gzelliklerle dolu bir
kentmi de, orada domak insana gizemli bir soyluluk verirmi gibi, yznde sonsuz bir
sayg vard.Bayan Klterjahn elinde olmadan, "Evet, dnn, ben Bremende dodum,"
dedi.Yazar, "Oraya bir kez gitmitim," diye atld."Tanrm, Bremen'de bulundunuz demek?
Dinleyin Bay Spinell, sanrm Tunisle Spitzberg arasn grmsnzdr!"O, "Evet,
Bremen'e gitmitim," diye yineledi. "Akam st birka saat iin. Eski, dar bir sokak
anmsyorum. Saaklarnn stnde eri br, garip bir ay parlyordu. Orada arap ve kf
kokan bir bodrum lokaline gittim. Bu hi unutmadm br andr.""yle mi? Bu sokak
neredeydi acaba? Ben de byle kuruni daml, sofas gcrdayan, beyaz lake trabzanl, eski
bir tccar evinde dodum!"Yazar bir an duraklayarak sordu: "Demek babanz
tccar?""Evet, ama ayn zamanda, yo, ondan da nce, bir sanat.""Sahi mi? Ne tr bir
sanat yapar?""Keman alar. Ama bu sz, pek birey anlatamaz size. nemli olan onun
aldr, Bay Spinell! Onun ald ezgileri hibir zaman gzyalarm yanaklarm yakmadan
dinleyemedim. Bana inanmazsanz...""nanyorum! Ah, hem de nasl inanyorum... Syleyin
bana, aileniz eski bir aileydi, deil mi? Bu kuruni evde birok kuak domu, yaam
olmal.""Evet. Ama bunlar niin soruyorsunuz?""Sradan ve kuru grenekleri olan bir
kuan son gnlerine doru ailesini sanatla ycelttii, ona soyluluk kazandrd ok
grlmtr de ondan...""yle mi? Evet, babam kendisine sanat ad veren ve bu yzden
ekmek yiyenlerin biroundan daha iyi bir sanatdr. Ben yalnzca biraz piyano alarm.
imdi onu da yasak ettiler. Ama eskiden, evde alardm. Babamla birlikte alardk. Byle
ite, o yllarn tatl ansn hl yaarm. zellikle baheyi, evin arkasndaki bahemizi... Her
yann otlar brmt; ykk, yosunlu duvarlarla evrilmiti; bu yknt durumunda
bsbtn gzeldi. Ortada ssenle sarlm fskiyeli bir havuz vard. Yazn arkadalarmla
birlikte saatlerce bu havuzun banda otururduk.""Ah ne gzel! Oturur ark sylerdiniz
deil mi?""Hayr, ok zaman yn rerdik...""Daha? Daha?""rg rer, konuurduk. Alt
arkadam ve ben..."Bay Spinell, btn yz gerilerek bard: "Ah, ne gzel!""Bunda bu
denli gzel olan nedir, Bay Spinell?""Sizden baka alt arkadanzn oluu. Siz onlardan
deildiniz. Siz onlarn kraliesiydiniz. Salarnzn stnde gzle grlmeyen, ama
duyumsanan altn bir ta prldyordu.""Yok, sama, taca benzer hibir ey yoktu...""Vard,
gizli gizli parlyordu. O zaman siz ayrmnda olmadan ben o allklarn arkasnda
dursaydm, bu tac salarnzn arasnda grrdm...""Orasn Tanr bilir. Ama siz allklarn
arasnda deildiniz. Tersine, orada bir gn babamla birlikte duran insan imdiki kocamd.
Konutuklarm dinlemi olmalarndan ok korkmutum...""Demek kocanzla orada
tantnz?"Bayan Klterjahn, neeyle, "Evet, orada..." dedi, glerken kann zerindeki
ince mavi damar yine belirdi: "Bir i iin babama gelmiti, ertesi gn yemee arld,
gn sonra da beni istedi.""Sahi mi! Her ey bu denli abuk mu oldu?""Evet... Ama sonra
olduka yava gitti. Babam bu ii pek istemiyordu nk. Dnmek iin uzun bir sre
istedi. nce beni yanndan ayrmak istemiyordu; sonra da birok kuruntusu vard.
Ama...""Ama?.."Gen kadn gld, "Ama ben istiyordum," dedi; mavi damarck yine
hastalkl bir biimde nazl yzn deitiriverdi."Yaaa. Demek bu ii siz istediniz?""Evet,
ben ok kesin bir istek gsterdim ve grdnz gibi..."Evet, grdm gibi?""yle ki,
sonunda babam raz olmak zorunda kald.""Ve bylece siz de babanz, evinizi, otlarn
brd baheyi, fskiyeli havuzu, alt arkadanz brakp Bay Klterjahnla birlikte
gittiniz...""Evet, onunla gittim. Syleyiinizde dinsel bir hava, sanki ncil havas var, Bay
Spinell! Evet, her eyi brakp gittim, bunu doa da byle istiyor.""Evet, doa da byle
istiyor.""Sonra, bu benim mutluluumu ilgilendiren bir eydi.""Elbette... ve ite, mutlu
oldunuz...""Mutluluu, kk Anton'u, olumuzu getirdikleri zaman duyumsadm. Salkl
cierleriyle sesi ktnca baryordu.""Kk Anton'un saln sizden ok dinledim
Bayan; o denli salkl bir ocua az raslanr sanrm...""Evet, ok salkl bir ocuktur; tpk
kocama benzer.""Ya... Demek iler byle oldu. imdi adnz Eckhof deil artk;
Klterjahn... Kk, grbz bir Anton'unuz var. Biraz da soluk borunuzdan
hastasnz...""Evet, siz de ok gizemli bir insansnz, Bay Spinell; bunu size kesin olarak
syleyebilirim."Yanlarnda bulunan Bayan Spatz da, "Doru" diye onaylad, "Tanr belam
versin ki siz gizemli bir adamsnz!"Ama yine de Klterjahn'n kars bu konumay iinden
birok kez dnd. Aslnda ne denli bo ve sama olursa olsun, gen kadnn yazar
dnmesi iin byle pek ok neden vard. Saln bozan, onu etkileyen, belki de bu
dncelerdi. Gnden gne zayflyor, atei artyordu. Bu atete gen kadn tatl bir
dinleni, dnceli, kendinden honut, biraz da dlemkrklna uram bir duyguya
kaplyordu. Yatakta yatmad zamanlar, Bay Spinell sonsuz bir dikkatle, byk ayaklarnn
ucuna basarak yanna yaklar, bir iki adm geride durup bir ayan arkaya atarak eilir,
sayg dolu bir sesle konuarak onu bu dnyadan uzaklara, seslerin, maddenin
yetiemeyecei bir evrene, bulutlarn zerine gtrrd... te bu anlarda kocasnn
szlerini, "Dikkat Gabriele, dikkat meleim, azn ama" deyiini dnr, bu szleriyle
onun kaba ama iyi niyetli dncelerle srtna vurduunu duyumsard. Ama sonra hemen
bu dnceden uzaklar, Bay Spinell'in bulutlar zerinde hazrlad yatakta rahata
dinlenirdi.Bir gn, hibir balang yapmadan, yazarla gen kzl zerine yaptklar
konumaya dnd:"Demek byle, Bay Spinell? Bahede olsaydnz tac grecektiniz, yle
mi?"Yazar, zerinden iki hafta getii halde, bu szlerle ne demek istendiini hemen
anlad ve cokulu szlerle ona, bir zamanlar alt arkadayla fskiyeli havuzun banda
otururken salarnda parlayan tac kesinlikle grm olacan anlatt.Birka gn sonra,
hastalardan biri gen kadna, incelik olsun diye kk Antonun saln sordu. Gen kadn,
yannda duran Spinell'e krgn baklarla bakt; biraz can sklarak. "Teekkr ederim,
olumun sal nasl olur? Olum da, kocam da ok iyiler," diye yant verdi.ubat
sonunda, geen gnlerden daha ak, daha aydnlk bir gn, Einfried'de sonsuz bir sevin
havas vard. Kalp hastalar cokuyla konuuyor, eker hastas general, bir delikanl gibi
cvldyordu. nmeli hastalar da sevinten deliye dnmlerdi. Ne olmutu? Hep birlikte bir
kzak partisi yaplacak, ngrak sesleri, kam aklamalaryla dalara gidilecekti. Doktor
Leander hastalarn elendirmek iin byle bir gezintiye karar vermiti.Ar hastalar
sanatoryumda kalacaklard doallkla. Zavall ar hastalar! Herkes birbirine iaret ediyor,
onlara bu gezintiyi duyurmamaya alyorlard. Bylece bakalarna acmann, dikkat
etmenin zevkini de tadyorlard. Ama kimileri de bu gezintiye isteyerek katlmyorlard.
Bayan Osterloh'un zr vard doallkla. Onun gibi ii gc ok bir insann kzak partisi
dnmeye zaman olmazd. Onun sanatoryumda bulunmas, ilerin yrmesi iin ilk
kouldu; ksaca, o Einfriedde kalacakt. Ama Klterjahn'n kars da Einfried'de kalmak
istediini syleyince herkesin neesi kat. Temiz havada yolculuk yapmann iyi geleceini
ileri srerek Doktor Leander gelmesi iin epeyce steledi, ama Bayan Klterjahn gitmek
istemedi; bann ardn, kendisini yorgun duyumsadn syledi. Herkes bu bahaneyi
kabul etmek zorunda kald. akac ve nkteci bir hasta, frsat karmad, "Dikkat edin,
imdi Cce de gelmeyecektir," dedi. Dedii de oldu: Bay Spinell, o gn leden sonra
alacan syledi. Kukulu davranlar iin almak szcn kullanmaktan pek
holanrd. Kald ki onun gelmeyii kimsenin de umurunda deildi. Kzak tuttuundan,
Bayan Spatz da gen arkadalaryla birlikte kalacakt; buna da kimse zlmedi.Saat on
ikide verilen le yemeinden sonra, kzaklar Einfriedin nne geldi. Kaln giyinmi
hastalar kmelemiler, tela, merak ve heyecanla bahede dolayorlard. Klterjahn'n
kars da Bayan Spatz'la birlikte onlarn gidilerini grmek iin balkona alan caml kapnn
nnde duruyordu. Bay Spinell de odasnn penceresindeydi. Yolcularn akalar ve
kahkahalarla en iyi yerleri kapmaya almalarn; Bayan Osterloh'un boynundaki tilki
krkyle, yemek sepetlerini yerletirmek iin kzaktan kzaa seirtiini; Doktor Leander'in
banda krk kasketi, parlak caml gzlyle her eyi son bir kez gzden geirdikten
sonra kzaa binip yola kma iaretini veriini seyrediyorlard. Atlar yola dt; birka
kadn, l basp arka st yuvarlandlar, ngraklar ald, krbalar aklad. Bayan von
Osterloh kapnn nnde durup yolcularn kzaklar dnemete yitinceye, neeli grltler
uzaklancaya dek mendiliyle selamlad. Sonra baheden geerek ieriye, ilerinin bana
gitti. Caml kapdaki kadnlar da ieri ekildiler; Bay Spinell de aa yukar ayn anda,
penceresinden ayrld.Einfried sessizlik iindeydi. Yolcularn akam olmadan dnmeleri
beklenemezdi. Ar hastalar odalarnda yatp ac ekiyorlard. Bayan Klterjahn ile
arkada da ksa bir gezintiden sonra odalarna dndler. Bay Spinell odasnda kendi
ileriyle urayordu. Saat drde doru, iki kadna yarmar kilo st verildi. Bay Spinell de
hafif bir ay iti. Biraz sonra Bayan Klterjahn bitiik odann duvarn vurarak, "Aaya,
salona gelir misiniz, Bayan Spatz? Odamda skldm artk," diye sordu.Bayan Spatz,
"Hemen gelirim, canm!" dedi. "zin verirsen ayakkablarm giyeyim. Biraz uzanmtm
da."Tahmin edilecei gibi salonda kimsecikler yoktu. Kadnlar minenin bana oturdular.
Bayan Spatz iekli bir rt iliyordu. Klterjahn'n kars da biraz yn rd, ama sonra
rgsn kucana brakt, gzleri oturduu koltuun zerinden bolua dald, dlemler
kurmaya balad. Bir aralk bir eyler mrldand; ama Bayan Spatz hibir ey anlamad, "Ne
dedin?" diye sordu; gen kadn tmceyi yinelemek iin kendisini zorlad; ama Bayan Spatz
yine bir ey anlamad. Tam bu srada koridorda ayak sesleri duyuldu, kap alp ieri Bay
Spinell girdi.Yazar, Bayan Klterjahn'a bakarak tatl bir sesle, "Rahatsz ediyor muyum?"
diye sordu. ncelikli bir tavrla ne doru eilmiti.Gen kadn, "Niin rahatsz olalm?" diye
yant verdi. "nce bu odaya herkes girebilir; sonra siz bizi niin rahatsz edesiniz?"Spinell
bu szlere ne diyeceini bilemedi; rk dilerini gstererek gld. Sklgan admlarla
kadnlarn nnden geip caml kapya gitti, durdu; yalnzca kabalk etmi, onlara arkasn
dnmt. Sonra hafife onlara doru dnd, ama hl baheye bakyordu. "Gne batt,
gkyz kapanverdi; hava kararyor," dedi.Bayan Klterjahn, "Gerekten de yle, her yer
glgelendi. Bizim yolcular kara tutulacaklar. Dn bu vakitler her yer aydnlkt; imdiyse
karanlk basyor," dedi.Bay Spinell, "Ah," dedi, "bu kadar aydnlk haftalardan sonra bu
karanlk gz dinlendiriyor. Gzeli ve irkini ayn biimde aydnlatan gnee, sonunda
kendisini biraz olsun rtt iin teekkr ediyorum ben!""Gnei sevmez misiniz, Bay
Spinell?""Ressam olmadm iin sevmem. Gnesiz daha ili olur insan. Bu imdiki,
kuruni bir bulut yn. Belki de yarn hava lodos olacak. Siz de bu karanlkta i
ilemeseniz iyi olur, Sayn Bayan.""Hi zlmeyin. lediim yok aslnda. Ama bu can
skntsndan nasl kurtulmal?"Bay Spinell, piyanonun nndeki koltua oturmu, kolunu
da piyanonun kapana koymutu."Mzik!" dedi. "imdi biraz mzik dinleyebilseydim!..
Amerikal ailenin ocuklar kimi zaman zenci arklar sylyorlar, btn duyduumuz
bu!""Dn akam zeri Bayan Osterloh da ivedi ivedi kilise anlarn ald."Bay Spinell, rica
edercesine ayaa kalkarak, "Siz de piyano alyorsunuz..." dedi. "Bir zamanlar babanzla
birlikte her gn alardnz.""Evet Bay Spinell, bir zamanlar alardm. Fskyeli havuz
zamann biliyorsunuz ya..""Bugn de aln, bize birka ezgi dinletin. Mzie nasl da
susadm bilseniz...""Aile doktorumuzla Dr. Leander piyano almam kesin olarak yasak
ettiler, Bay Spinell.""Onlarn hibiri burada deil imdi. Biz zgrz. Siz zgrsnz, Sayn
Bayan! Yalnzca birka ezgi aln!""Hayr Bay Spinell; almayacam. Kimbilir benden ne
olaanstlkler bekliyorsunuz? nann, hepsini unuttum. Ezbere hibir ey
alamam.""yleyse bu hibireyi aln! Bundan baka, burada piyanonun stnde notalar
da var. Yoo, bu bir ey deil, ama urada duran Chopin.""Chopin mi?""Evet, nocturne..
imdi yalnzca benim mumlar yakmam eksik...""alacam sanmayn, Bay Spinell!
almam yasak. Ya bana zarar verirse?"Bay Spinell hibir ey sylemiyor, byk ayaklar,
uzun siyah ceketi, kr sal, renksiz, sakalsz bayla, kollarn yanna sarktm bir halde
piyanonun mumlar arasnda duruyordu.Sonunda yavaa "Artk rica etmeyeceim," dedi.
"Dokunacandan korkuyorsanz, parmaklarnzn altnda seslere evrilmek isteyen gzellii
sessiz ve l brakn. Siz her zaman doktorlar dinlemezdiniz, hi deilse kendinizi gzellie
vermeniz gerektii zamanlar dinlemezdiniz. Fskyeli havuzu terkettiiniz, banzdaki tac
kardnz zaman, vcudunuz iin byle zlmediniz; korkusuzca kararnz verdiniz.
Dinleyin..." Biraz durduktan sonra sesini daha da alaltarak, konumasn srdrd: "imdi
piyanonun bana geip, bir zamanlar babanzn kemanyla sizi alatt eyleri alarsanz,
sanzda gizli gizli prldayan o kk altn tac yeniden grebilirim belki.."Gen kadn,
"Gerekten mi?" diye glmsedi, bunu sorarken sesi kslmt, yle ki szc sanki yarm
syledi: "Elinizdeki gerekten Chopin'in nocturne' m?""Elbette. Ak duruyor; hepsi
hazr.""yleyse Tanrya snarak onlardan birini alacam. Ama yalnzca birini, anladnz
m? Ondan sonra nasl olsa bu size yetecek, daha ounu istemeyeceksiniz."Yerinden
kalkt, rgsn bir yana koyarak piyanoya gitti. Notalarn durduu iskemleye oturdu,
notalar kartrmaya balad. Bay Spinell bir iskemle ekmi, bir mzik retmeni gibi onun
yanna oturmutu.Bayan Klterjahn, Noc. Es-Dur, Opus 9, numara 2yi ald. Bir eyler
unuttuu buysa, o zamanlar pek ustaca alyordu demek. Piyano orta bir piyanoydu. Ama
gen kadn tulara dokunur dokunmaz onu zevkle almaya balamt. Ezginin
ayrntlarnda sinirli bir anlay gsteriyor; ritmik vurularda sanki olaand bir sevin
duyuyordu. Hem sert, hem de yumuak bir al vard. Ezgi onun parmaklarnda ok
tatllayor, varln ho bir ekicilikle saryordu. zerinde ilk geldii gnk, tenini, ellerini
inanlmaz derecede incelten, koyu renkli, smsk, arabesk ilemeli kadife giysi vard.
alarken yz deimemiti; ama sanki dudaklarnn kys daha koyu grnyordu.
Paray bitirince ellerini kucana koydu, gzleri hl notalardayd. Bay Spinell de
konumadan, kprdamadan oturup kald.Bayan Klterjahn bir nocturne daha ald, bir
daha, bir daha ald. Sonra kalkt, ama yalnzca piyanonun stnden yeni notalar almak
iin.Bay Spinell de piyanonun zerinde duran notalar kartrmaya balad. Birden
anlalmaz bir ses kard, iri, beyaz elleriyle, cokuyla nota defterini at."Olamaz! Bu
olamaz!" diyordu, "Ama yanlmyorum. Ne var biliyor musunuz? Burada duran, elimde
tuttuum nedir, biliyor musunuz?""Nedir?"Bay Spinell ona notay gsterdi. Yz sapsaryd,
kitab brakt, dudaklar titreyerek Bayan Klterjahn'a bakt.Gen kadn "Gerek mi? Tristan
(*) burada ne aryor? Verin bana!" diye notay ald, sehpaya koydu, ilk sayfay almaya
balad.Bay Spinell onun yanna oturdu; ellerini dizlerinin arasnda birletirmi, ban
emi, vcudunu ileriye doru uzatmt. Gen kadn nce insana ac veren bir arlkta,
her figr arasnda uzun uzun duraklamalar yaparak ald. zleyi motifi, gecenin iinde,
yalnzlk ve aknlkla yavaa dile geliyor, soruyordu. Bir sessizlik ve bekleyi. Sonra yant
veriliyor, ayn rkek ve yalnz ezgi, ama daha ak ve daha nazl. Sonra yeni bir sessizlik...
Ve yava, stn bir sforzatoyla kalknan zlem ve ak motifi balyor, byl bir biimde
kavumaya dek ykseliyor, yavalyor, zlyor, ve ar, ac bir sevinle dolu gr
ezgileriyle ellolar ykseliyor, arky onlar srdryorlar.Gen kadn, olduka baaryla
zavall piyanoda orkestray da canlandrmaya alyordu. Ykselilerde keman sesleri iyice
iitiliyordu. ok dikkatli bir al vard, gerekli yerlerde duruyor, kutsal bir ey karsnda
bir din adamnn duyduu saygya benzer bir duyguyla btn notalarn hakkn vererek
alyordu. Ne oluyordu? ki g, birbirinden ayr iki varlk, istek ve cokunlukla birbirlerine
yaklayor. Uvertr ykseldi ve alald. Gen kadn paray bitirdi, ama hl notalara
bakyordu.Bu arada Bayan Spatz'n can sknts son haddini bulmu, yz karm, gzleri
yuvalarndan frlam, korkun bir grnm almt. Ayrca bu mzik onun mide sinirlerine
dokunuyor, g ileyen midesini tehlikeye atyordu; kadncaz bir bungunluk gelecek diye
korku iindeydi. Yavaa, "Ben gidip yatmak istiyorum. Hoa kaln," deyip gitti.Karanlk
iyice basmt. Darda kar sessizce, durmadan yayordu. Piyanonun iki mumu odaya
hafif, titrek bir k veriyordu.Spinell, "kinci perdeyi!" diye fsldad. Bayan Klterjahn
sayfalar evirip ikinci perdeye balad.Boru sesleri uzaklarda dindi. Nasl! Yoksa bu,
yapraklarn hrts myd? Ya da bir alayann yumuak prts m? Evin ve koruluun
zerini gecenin sessizlii sarmt imdi; artk hibir yalvar zlemin yolunu nleyemezdi.
Tanrsal giz sona eriyor. Parltlar snd, tuhaf bir ezgiyle lm motifi yavalad ve zlem
sonsuz bir sabrszlkla beyaz tln karanlklar iinde kollarn ap gelen sevgilisine doru
uurdu.Ey, sonsuzlukta birlemenin sevinci! Yanlma zntsnden kurtulmann, zamann
ve uzamn zincirlerinden kopmann, seninle benim kaynamamzn sevinci, senin ve benim
tanrsal sevincimiz! Gnn aldatc ileri onlar ayrabilir;ama byl ikinin gcyle gzleri
alalberi yalan balamasn renen yreklerini hibir ey aldatamaz artk. lm
gecesini akla geirenlere, bu tatl gizi zenlere gn yalnzca zlem duyurur; sonsuz,
gerek, tanrsal geceye kavuma zlemi. Gel ak gecesi, bize zlediimiz, beklediimiz
unutuu ver; bizi sevincinle sar; bu yalanlar dnyasndan, ayrlktan kurtar! Bak son k
snd! Dnyadan kurtularak acnn sonsuzluu zerine gerilen o tanrsal alacakaranlkta
dnce ve ekingenlik yiter, yalanlar biter; gzlerim sevin iinde kapanr ve oluun
mucizesi balar. te bu andan sonra, dnya benim!Bunu Braugaenen'in "Dikkat edin!"
arks izliyordu. Bu arkda keman sesleri alabildiine ykseliyordu."Ben hepsini
anlamyorum, Bay Spinell; biroklarn yalnzca duyumsuyorum. Dnya benim ne
demek?"Spinell alak sesle, ksaca aklad."Yaa, demek byle. Yalnz siz bunlar bu denli
iyi anladnz halde niin alamyorsunuz acaba?"Spinell bu soruyu yantlamak istemedi;
ellerini uuturdu, iskemlesinde biraz daha bzld.Sonunda zntyle, "Bu ikisi pek az
bir arada olur," dedi. "Ben alamyorum, siz almay srdrn."Ve tanrsal giz ezgisinin
sarho edici arklarn almay srdrdler. Ak lebilir mi? Tristann ak? Senin ve benim
akm, Isolde? Hayr, lmn elleri sonsuz olanlara ulaamaz!Birdenbire korkun bir ey
oldu. Gen kadn piyanoyu brakt, elini gzne siper edip bakt; karanlkta iyice
gremiyordu. Spinell de arkasna dnd. Koridora kan kap alm, ieriye koyu bir glge
girmiti. Baka birinin koluna yaslanarak yryordu. Bu, Einfrieddeki ar hastalardan
biriydi, o da kzak gezintisine gitmemiti. Bu akam saatinde sanatoryumun iinde her
gnk zgn turunu yapyordu. Hastabakcyla birlikte gezen bu kadn, papaz
Hhlenrauch'un on dokuz ocuk douran ve artk bilincini yitiren karsyd. Ban
kaldrmadan, evresine bakmadan, pat pat diye ayaklarn sryerek bir kapdan girmi,
tekinden kp gitmiti. - Yine sessizlik balad.Bay Spinell, "Papaz Hhlenrauch'un
karsyd," dedi."Evet, zavall Hhlenrauch'du." Sonra notann yapraklarn evirip son ksm,
Isolde'nin lmn ald.Dudaklar ok renksizdi, gzlerinin altndaki halkalar da gittike
derinleiyordu! nce mavi damar kann stnde, saydam alnnn zerinde her an biraz
daha ok beliriyordu.Birden ikisi de kulak verdiler.Bayan Klterjahn "ngraklar," dedi.
"Ben gidiyorum."Bay Spinell ayaa kalkt. Yrd, kapya gidince bir an cokuyla admlar
dolat; sonra gen kadnn biraz tesinde diz kt. Uzun siyah ceketi yerde srnyordu.
ki eli aznda, omuzlar titreyerek duruyordu.Bayan Klterjahn oturduu yerde, elleri
kucanda, hafife ne doru eilmi ona bakyordu. Yznde gizli, belirsiz bir glmseyi
vard. Karanlkta bakmaktan gzleri yorulmu gibiydi, sanki kapamak isteini
duyuyordu.Uzaktaki ngrak sesleri, krba akrtlar, birbirine karan insan sesleri gittike
yaklayordu.*Hastalarn daha uzun zaman konutuu kzak gezintisi, 26 ubatta
yaplmt. 27 ubat lodoslu bir gnd, hava yumuam, donlar erimiti. Klterjahn'n
karsnn sal da iyiydi. Ayn 28inde biraz kan kard. Pek nemli bir ey deildi, ama ne
de olsa kand. Ayrca korkun bir bitkinlik duyumsayp yataa yatt.Dr. Leander, gen
kadn muayene ederken donup kald. Sonra bilimin gerektirdii eyleri yazd. Buz paras,
biraz morfin ve kesin dinlenme. Ayrca, hastann saaltmn ertesi gnden sonra Dr.
Mller'e brakt.Dr. Mller, bunu grevi ve szlemesi gerei sessizce kabul etti. O dingin,
solgun yzl, silik bir insand. Sanatoryumun salam konuklaryla, umutsuz hastalarnn
saaltmyla urard. Dr. Mller her eyden nce Klterjahn iftinin ayrlklarn ok uzun
bulduunu syledi. Bay Klterjahn'n nemli ileri elverirse Einfried'e gelmesini salk verdi.
Ona bir mektup yazlabilir ya da ksa bir telgraf gnderilebilirdi. Babasyla birlikte kk
Anton da gelirse, gen anne sevinecek, gcn toplayacakt. Bundan baka, kk
Antonla tanmaktan doktorlar da ok holanacaklard.te, Bay Klterjahn geldi. Dr.
Mller'in telgrafn alnca Baltk Denizi kysndan koup geldi. Arabadan indi, kendisine
kahve ve sandvi getirtti, pek akn bir grn vard."Ne var?" dedi. "Beni niin
ardnz?"Dr. Mller, "nk, imdi sizin sayn einize yakn olmanz isteniyor," diye yant
verdi."steniyor.. isteniyor.. Ama bu gerekli mi? Ben param hesapl harcyorum baym,
iler iyi deil, trenler de ok pahal... Buraya gelmeseydim olmaz myd? Karm
cierlerinden hasta olsayd, bir ey demezdim; ama Tanrya kr, hastalk yalnzca soluk
borusunda; bunun iin.."Dr. Mller tatl bir sesle, "Bay Klterjahn, nce, soluk borusu ok
nemli bir organdr," dedi. Bu nceyi yanl sylemiti, nk sonra diye arkasn
getiremedi.Einfriede Klterjahn ile birlikte krmz sko kumandan giysili, tombul bir
kadn da geldi. Kucanda kk, grbz Anton'u tayordu. Kk Anton'un olaanst
salkl olduunu kimse yadsyamazd; pembe beyaz, tosun gibi bir oland. Dadsnn
kollarnda keyifle oturuyor, durmadan st iiyor, bir eyler yiyor, avaz kt kadar
baryordu.Yazar Bay Spinell, kk Klterjahn'n geliini odasnn penceresinden
seyretmiti. Olan arabadan sanatoryuma tanrken garip bir bakla kendisine bakmt; o
ieri girdikten sonra Spinell daha bir sre kn baklarn yznde duyumsad.Bundan
sonra, elinden geldiince Anton Klterjahn ile karlamamaya alt.*Bay Spinell odasnda
oturmu "alyordu". Bu oda Einfried'deki btn odalar gibi, eski biemde, yaln, kibar bir
odayd. Madenden aslan balaryla sslenmi byk bir konsol, kurun ereveli bir duvar
aynas vard. Yerde hal yoktu. Uuk mavi lake yerin zerine eyann glgesi vuruyordu.
Pencerenin yannda geni bir yaz masas vard. Pencereye, belki de odann havasna bir
scaklk vermek iin, sar perdeler aslmt.Spinell perdelerin sarsyla karan
alacakaranlkta yaz masasna eilmi, durmadan yazyordu. Her hafta postaya verdii,
ama hibir zaman yant alamad o saysz mektuplardan birini yazyordu. nnde
kocaman, kaln bir kt bloku vard; sa kesinde tuhaf bir biim altnda Detlev Spinell
yazl kd kk, dikkatli, ok gzel bir yazyla dolduruyordu."Sayn baym,"Size bu
mektubu yazyorum, nk yazmak zorundaym; nk btn varlm size sylemek
istediklerimle dolu; nk bunun acsn ekiyorum. Bu acm, btn benliimi saran, iimi
titreten bu duygular size anlatamazsam, szcklerin yein aknda boulacam
duyumsuyorum."Gerei sylemek gerekirse, szcklerin yeinlikle, yazar boacak
biimde ak doru deildi. Spinell'in niin byle yazdn Tanr bilir. Szckler akar
grnmyordu hi; meslei yazarlk olan bir kimse iin olduka yava yazyordu. Onu
seyreden biri, yazar teki insanlardan daha g yaz yazyor, diye dnrd.ki
parmann ucuyla yanandaki tuhaf ayva tylerinden birini tutuyor, bir eyrek kadar
gzleri bolua dalm olarak bu kk ty eviriyor, tek satr yazmyordu; sonra ssl
birka szck karalyor, yine duralyordu. Ama, ak sylemeli ki, sonunda ortaya kan
yaz tuhaf, kark ve ou kez anlalmaz eylerle de dolu olsa, canl ve akc bir etki
yapyordu.Mektup yle sryordu:"Grdm eyi, haftalardr silinmeyen bir dlem
olarak gzlerimin nnde duran eyi size de gstermem, ona benim gzlerimle bakmanz,
iimin nda aydnland biimde grmeniz gerek. Yaadm eyleri btn insanlarn
mal yapmak, yakc, unutulmaz szcklerle herkese duyurmak iin beni zorlayan
duygulara boyun emeye alm bir insanm ben. te bunun iin beni dinleyin!"Gerekten
baka bir ey anlatmayacam, yalnzca kk bir yk anlatacam. ok ksa, ama insan
anlatlamyacak denli isyan ettiren bir yk. Bu yky hibir yorumda bulunmadan,
yalnzca kendi szcklerimle anlatacam."Bu, Gabriele Eckhof'un yksdr baym. Sizin
olduunu sylediiniz kadnn yks... imdi anladnz m? Bu yky siz yaadnz; ama
ona benim szcklerim gerek bir yk nemi verecek."Baheyi anmsyor musunuz,
baym? Kuruni evin arkasndaki ykk, bakmsz baheyi anmsyor musunuz? Dsel bir
yabanll eviren eski duvarn atlaklarndan yeil yosunlar fkryordu. Ortadaki fskiyeli
havuzu da anmsyor musunuz? Kysna mor zambaklarn sarkt, sularnn gizemli bir
biimde talarla konutuu havuzu? Bir akam zeriydi. Yuvarlak havuzun banda yedi
gen kz oturuyordu. Yedincinin, en ndeki kzn banda, batan gnein grkeminden bir
eyler vard; gizlice parlyordu. Gen kzn gzleri korkun dlere benziyor, ama dudaklar
glmsyordu."ark sylyorlard. Gzel yzlerini sularn yorgun, nazl bir kvrlla havuza
dkld yere doru evirmilerdi. Sularn dans onlarn alak perdeli, gzel sesleriyle
sarlyordu. ark sylerken ellerini de dizleri zerinde kavuturmulard belki..."Bu tabloyu
anmsyor musunuz baym? Bu tabloyu grdnz m? Hayr, grmediniz... nk, sizin
gzleriniz bunu grecek yetide yaratlmamt. Kulaklarnz da bu ezginin el dememi
tatlln iitecek gte deildi. Bu tabloyu grmediniz! - Grseydiniz soluk almaya cesaret
edemezdiniz nk; yreinizin arpntsn durdurur, gerisin geriye, kendi yaamnza
dnmek zorunda kalrdnz. Btn mrnzce, dnyada kaldnz srece, bu grdnz
tabloyu dokunulmaz, kutsal bir varlk olarak yreinizde saklardnz. Ama siz ne yaptnz?
"Bu tablo bir biti, bir sondu, baym. Onu sradanln, acnn irkinliiyle srdrmenize,
gelip bozmanza, paralamanza ne gerek vard? O insan cokulandran, ayn zamanda
dinlendiren bir tabloydu; akamn klarnda, kntnn, dalmann, snmenin iine
doru yiten bir tablo. Gerek iin, bugnk dnya iin ok soylu ve yorgun olan eski bir
soy, son gnlerini yayordu; son syledii bir sanat seslenii, birka keman ezgisiydi;
lme hazr olmann acsyla dolu ezgiler... Bu ezgilerin alatt gzleri grdnz m? Alt
gen kzn ruhu yaamla, bu dnyayla ilgili olabilirdi; ama tekinin, kralielerinin ruhu,
gzelliin ve lmnd."Siz onu, bu lm gzelliini grdnz; ona, onu elde etmek
isteiyle baktnz. Bu, insana coku veren gzellik karsnda sayg da duymadnz, rkeklik
de duymadnz. Seyretmek yetmedi size, elde etmek, kullanmak, bu temizlii bozmak
istediniz. Seiminiz ok yerindeydi baym! Siz, zevk sahibi bir insansnz baym, aa
tabakadan zevk sahibi bir insan, zevkli bir kyl."Sizi hibir biimde incitmek istemediimi
bilmenizi isterim. Sylediklerim aalama deil; tersine sizin sradan, anlamsz varlnz
iin sylenmesi gereken eylerdir. Bunlar sylyorum, nk beni, sizin kiiliinizi,
davranlarnz aydnlatmam iin zorluyorlar; nk, benim bu dnyadaki kanlmaz iim,
yaplanlar adlandrmak, anlatmak, bilinmeyeni a tutup aydnlatmaktr. Dnya benim
bilinmeyen tip dediklerimle doludur. Ben bu bilinmeyen tiplere dayanamyorum! evremi
saran uyuuk, duygusuz, bilgiden, inantan uzak davranlara, insan deli eden
uyumsuzlua dayanamyorum. evremdeki her eyi gcm yettiince uyarmak,
uyandrmak zorunda kalyorum."Sylediim gibi, siz aa tabakadan, zevk sahibi bir insan,
zevkli bir kylsnz baym. Aslnda kaba yaradll, ok aa dzeyli olduunuz halde,
para ve kolay yaama olanaklaryla sinir sisteminizde birdenbire kksz, barbarca bir
deime oldu, zevklerinizde ksnl bir incelik balad. Gabriele Eckhofla evlenmeye karar
verdiiniz zaman, tatl bir yemek, bir orba grm gibi aznz aprdatm
olmalsnz."Aslnda siz, Gabriele Eckhofun hlyal isteklerini yanl bir yola srklediniz.
Onu ykk baheden yaama, irkinlikler iine gtrdnz. Ona sradan ve baya olan
soyadnz verdiniz; Gabriele evli bir kadn, ev kadn, anne oldu. Onun yorgun, rkek,
kullanlmazln yksekliinde gelien lm gzelliini gndelik yaamn ilerine, doa
denen o acmasz sersemin hizmetine verdiniz. Bunu yaparken kyl vicdannzda bu
aalk iten dolay hibir kprdanma olmad."Yineleyelim: Sonra ne oluyor? Gzleri
korkun bir de benzeyen kadn, size bir ocuk armaan ediyor; dk, aalk varlnz
srdren bu ocua cann, kann, her eyini veriyor ve lyor! lyor baym; bu aalk
durum karsnda lmyorsa, sonunda dt uurumdan kyorsa, gururlu ve mutlu
olarak gzelliin ldrc pyle can veriyorsa, bu benim yardmmla oldu. Bu arada siz
de sessiz koridorlarda hizmeti kzlarla vakit geirdiniz."ocuunuza gelince, Gabriele
Eckhof'un olu byyor, yayor, geliiyor. O belki babasnn yaamn yaayacak; ticaret
yapan, vergi veren, iyi yemekler yiyen bir insan, bir asker ya da memur, devletin bilgili,
yararl bir yardmcs olacak... ama ne olursa olsun, elenen, olaan yaayan, istediini
yapan, kendisine gvenen, gl ve anlamsz bir insan olacak."Aklayaym ki, sizden
nefret ediyorum baym; sizden, olunuzdan, gzelliin sonsuz dman, baya, gln,
ama yine de baarl yaamnzdan nefret ediyorum. Kk grdm syleyemem; bunu
yapamam; ben, doru konuurum. Benden daha glsnz. Bu savamda, benim size
kar bir tek silahm var: zayflarn silah, alma arac olan sz ve ruh. Bugn de onlar
kullandm. nk bu mektup (burada da doru olmak isterim baym) bir isteinden
baka bir ey deil. inde sizi vuracak gzel, parlak, keskin bir szck varsa, bu szckte
tanmadnz bir gcn bulunduunu duyumsarsanz, o kaba gveniniz bir an iin sarslrsa
ok sevineceim.Detlev Spinell"Bay Spinell mektubu zarfa koydu, pullad, zarfn zerine
gzel bir yazyla adresi yazp postaya verdi.*Bay Klterjahn, Spinell'in oda kapsn vurdu,
elinde gzel yazl bir kt tutuyordu; yznde istediini yapmaya karar vermi bir insan
hali vard. Posta grevini yapm, mektup yolunu tamamlam, Einfried'den Einfried'e giden
garip yolculuunu bitirip alcsna ulamt.Spinell koltua oturmu, kapa karmakark
biimde resimlenmi romann okuyordu. Klterjahn' grnce ayaa kalkt, merak ve
aknlkla bakt, yz iyice kzarmt.Klterjahn, "Gnaydn," dedi. "Sizi rahatsz ettiim
iin zr dilerim. Bunu sizin yazp yazmadnz sorabilir miyim acaba?" Sol elindeki kd
kaldrp sa elinin tersiyle zerine vurmaya balad. Kt sert sert hrdyordu. Sonra sa
elini geni, rahat pantalonunun cebine soktu, ban yana edi, baz insanlarn yapt gibi
azn ap karsndakinin yantn bekledi.Bay Spinell, tuhaf glmsemeyle glmsedi;
dosta, biraz akn, biraz da zr dilemeye benzer bir glmseyiti bu. Elini bir eyler
dnr gibi bana gtrd: "Ah, doru... Evet... stedim ki..." diye konumaya
alt.Sorun uydu: Bay Spinell, her zamanki gibi bugn de leye dek uyumutu. Bu
yzden vicdan azab duyuyor, ba aryordu, kendisini sinirli duyumsuyordu. Bundan
baka, ilkyaz havasnn etkisiyle yorgun, umutsuz bir hali vard. Klterjahn'n karsndaki
tuhafl iyice anlatabilmek iin bunlarn hepsini sylemeliyiz.Bay Klterjahn "Ya!. yle mi?
Gzel!" diye enesini gsne dayayp kalarn kaldrd, kollarn gerdi, bu basma kalp
sorudan sonra insafszca asl konuya balamak zere daha birok el kol devinimleri yapt.
Kendisini ok beendii iin, bu mimikler ve devinimler, yapmaya hazrland eyi pek
gsteremiyordu; ama Bay Spinell epeyce sararmt.Bay Klterjahn, "ok gzel" diye
yineledi. "yleyse size szle yant vereyim dostum; nk ben istediim zaman
konuabileceim birine sayfalarca mektup yazmay byk bir aptallk sayarm."Bay Spinell
glmseyerek, zr dileyerek, dahas, klerek "Demek... aptallk," dedi.Bay Klterjahn,
"Aptallk" diye yineledi, dncesinin kesinliini gstermek iin hzla ban sallyordu: "Bu
yazya ben tek bir szckle bile yant vermezdim. Ak sylemek gerekirse imdiye dek
anlam veremediim kimi deiiklikleri aklamasayd, bu mektubun benim iin ekmek
sarlan yal kt kadar da deeri olmayacakt. Ama yine de bu, bizi ilgilendiren bir ey
deil. Ben ii gc olan bir adamm; sizin gznzn nndeki anlatlamyan dlemi
dnmekten daha nemli ilerim var!"Bay Spinell, "Ben silinmeyen dlem yazdm.." diye
doruldu.Klterjahn "Silinmeyen.. Anlatlmayan!" dedi, kda bakt; "ok kt bir yaznz
var dostum, sizi bromda altrmak istemezdim; ilk bakta iyi grnyor, ama k
altnda eri br, titrek bir yaz. Doallkla bu sizinle ilgili bir ey, beni ilgilendirmez. Ben
size her eyden nce sersemin biri olduunuzu sylemeye geldim; sanrm ki bunu siz de
biliyorsunuz. Bundan baka siz byk bir korkaksnz. Byle olduunuzu kantlamama da
gerek yok sanrm. Bunu bana bir kez karm da yazm; sizin gerekten korktuunuz iin
karlatnz kadnlarn yzne dorudan doruya bakmadnz, gzel bir etki elde
edebilmek iin onlara yan gzle baktnz anlatmt. Yazk ki sonra mektuplarnda sizden
sz etmedi artk, yoksa daha ok yknz bilirdim. Ama siz byle korkak bir insansnz.
Gzellik sizin nc szcnz. Ama aslnda bu szc kullanmanz da korkaklktan,
tabanszlktan, kskanlktan baka birey deil. Sessiz koridorlar da hi utanmadan bu
yzden anmsyorsunuz. Bu szlerle beni rkteceinizi sandnz belki de, ama bunlar beni
yalnzca gldrd, elendirdi. imdi anladnz m? Acnacak insan, sizi davrannz,
kiiliiniz bakmndan biraz aydnlattm m? Her ne denli bu dnyadaki nne geilmez iim
bu deilse de... h, h.."Spinell, "Ben kanlmaz iim yazmtm" diyecekti ama sonunu
getiremedi diyecekti, ama sonunu getiremedi. Umarsz, acnacak, salar aarm bir okul
rencisi gibi zavall bir hali vard."nne geilmez... Kanlmaz; ne olursa olsun. Siz
aalk bir korkaksnz. Beni her gn yemek masasnda gryorsunuz, selam veriyorsunuz,
glyorsunuz, Afiyet olsun deyip glyorsunuz. Gnn birinde byle anlamsz, sama bir
mektup gnderiyorsunuz. H, yazarken yreklisiniz ha? bu sama mektupla bitse, yine
neyse. Ama arkamdan birok dolap evirmisiniz, bana kar ne dolaplar evirdiinizi imdi
ok iyi anlyorum. Ama bunlardan kendi hesabnza bir yarar ummayn sakn! Karmn
aklna bir eyler soktuunuzu umuyorsanz ok yanlrsnz, saygdeer baym! nk karm
byle eylere inanmayacak denli mantkl olan, akll bir insandr. Bu kez geliimizde
olumla beni her zamankinden farkl karlamasna bir anlam veriyorsanz, yine aptalln
doruuna km olursunuz! ocuu pmediyse, dikkat ettii iin pmedi; nk son
gnlerde hastaln soluk borusunda deil cierde olduu syleniyor. nsan bilemez ki...
Ama hastalk cierde de olsa siz O lyor baym! diye yazdnz iin eeksiniz!"Burada Bay
Klterjahn soluunu dzeltmeye alt. ok fkeli bir hali vard, sa elinin baparman
durmadan bolua uzatyor, sol elindeki ktlar buruturuyordu. ngiliz biimi sar sakall
yz kpkrmzyd. kk alnndaki damarlar fkeyle kabarmt."Benden nefret
ediyorsunuz" diye srdrd konumasn. "Sizden daha gl olmasaydm beni aalk biri
olarak grecektiniz.. Evet sizden daha glym, yrek var bende! Sizse tabanszn
birisiniz. Yasak olmasayd sizi ruh ve szcklerinizle birlikte bir gzel slatrdm, fesat
kumkumas! Ama bunu yapamyorum diye yazdnz eylere katlanacam sanmayn
dostum. Bu aalk dediiniz ad, evde avukatma gsterdiim zaman banza gelecekleri
grmek ok ho olurdu. nm iyidir baym, kazancm yznden iyi bir nm vardr. Sizin
adnza bir metelik bor verecek kimse var mdr acaba, kendi kendinize bir sorun bakalm?
Sizi serseri sizi! Sizin karnza yasayla kmal! Siz insanlk iin tehlikelisiniz! Siz insanlar
deli edersiniz! Ama sizin gibilere yenileceimi sanmayn, fesat ba! Yrek var bende."Bay
Klterjahn, imdi ok comutu gerekten. Baryor, durmadan yrekli olduunu
sylyordu."(ark sylyorlard.) nokta. Hi de ark sylemiyorlard! Yn ryorlard.
Bundan baka, anladma gre, patates kftesinin nasl yapldn konuuyorlard. k
ve dal szlerini kaynatama syleyecek olursam, onun da hakkn aramak isteyeceine
emin olabilirsiniz! Bu tabloyu grdnz m? diyorsunuz... elbette grdm; ama niin
soluumu tutmam, oradan uzaklamam gerektiini anlayamyorum. Ben kadnlara yan
gzle bakmam, iyice bakarm; houma giden, beni isteyen kadn da kendime alrm...
Yrek var bende..."Kap vuruluyordu. Arka arkaya dokuz on kez hzlca vuruldu. Bay
Klterjahn' susturan ksa bir duraklama oldu. Telal, cokulu bir ses, hi durmadan "Bay
Klterjahn... Bay Klterjahn... Bay Klterjahn burada m?" diyordu.Bay Klterjahn sert bir
sesle, "eri girmeyin.." dedi. "Ne oluyor, benim burada konuacaklarm var.""Gelmelisiniz
Bay Klterjahn, doktorlar da orada, ah korkun bir ykm.."Bay Klatterjahn bir admda
kapya kotu, hzla at. Darda Bayan Spatz vard. Mendiliyle azn kapamt,
gzlerinden iri damlalar yuvarlanyordu."ok ac Bay Klrterjahn... Karnz ok kan kard,
korkun derecede ok... Yatanda rahata ark sylyordu, birden korkun kan boald;
aman Tanrm, ne ok kand o..."Klterjahn, "ld m?" diye bard, Bayan Spatz'n
kolunu tutmu ekitiriyordu. "Hayr, daha lmedi deil mi? Yine biraz kan m kard?
Cierden mi? Cierden olduunu kabul ediyorum... Gabriele!" Gzleri yaard, scak, iyi,
insanca bir duyguyla dolduu anlalyordu; "Evet, geliyorum!" diye Bayan Spatz' itip
aceleyle yrd. Koridorun ucundan hl "lmedi, deil mi? Cierlerinden mi?" szleri
geliyordu.*Bay Spinell olduu yere mhlanm kalm, Klterjahn'n ak brakt kapya
bakyordu. Sonunda birka adm yrd, evreyi dinledi. Her yer sessizdi, kapy kapayp
yine odasna girdi.Pencerenin st kanad akt. Darda Einfried'in bahesinde kular
tyor; bu ince, nazl tte insann iine ilercesine btn ilkyaz dile geliyordu. Spinell
kendi kendisine, "Kanlmaz meslek," diye sylendi. Sonra ban sallayp acyla dilerini
skt.Dingin olmak olanakszd, insan byle kaba olaylar iin yaratlmamt. ncelenmesi
ok uzun srebilecek bu ruhsal olay Spinell'e kalkp biraz dolama, ak havaya kma
istei verdi. apkasn alp odadan kt.Darda yumuak ve taze kokulu havaya
kavuunca, ban evirip sanatoryuma, perdeleri kapal bir pencereye uzun uzun, hznle
bakt. Sonra ellerini arkasnda kavuturup akl yolda yrmeye balad. Derin bir
dnceye dald.iek tarhlar hl hasrlarla rtlyd; aalar, fundalar hl plakt,
ama kar yoktu. Yollarda yer yer slak izler grnyordu. Byk bahe, maaralar,
yapraklarla kapanm yollar, kk kameriyeleriyle akam gneinin grkemli renkleri
iindeydi. Aalarn koyu dallar akamn glgeleri, altn klar iinde keskin izgilerle
gkyzne doru uzanyordu.Gnein biim alma saatiydi bu. Bu saatte gne, batan bir
daire olur, klar gz kamatrmazd artk. Bay Spinell gnei grmyordu, yolunun
zerinde gnei kapatan bir tepe vard. Hem yryor, hem ark sylyordu; zlem
ezgileriyle dolu bir arkyd bu. Birden durdu, kesik kesik soluyarak zincirlenmi gibi olduu
yerde kald. atk kalar, aknlkla alan gzleri, korku dolu yzyle nne bakt.Yol
kvrlyor, gnee doru gidiyordu. Gne biraz alalmt, evresinde altn ereveli
bulutlar, gkyznde koskocaman yatyordu. Btn aalar bu k iindeydi. Bahe sar
krmz klarla ykanyordu. Yol zerinde, bu klarn ortasnda, bann zerinde bu
koskoca gne, krmz giysili tombul biri duruyordu. Sa elini etli kalasna dayamt, sol
eliyle gzel bir ocuk arabasn itiyordu. Arabadaki ocuk da Anton Klterjahn'd, Gabriele
Eckhof'un grbz olu!Yastn zerinde beyaz apkas, tombul yanaklar, gl, gelimi
vcuduyla oturuyordu. Baklar neeyle, hi yadrgamadan Spinellin baklaryla karlat.
Romanc kendini toparlamaya alt; o yetikin bir insand, bu beklenmeyen, klar iinde
ykanan varln yanndan geip gitmeli, gezintisini srdrmeliydi.Ama bu srada korkun
bir ey oldu; Anton glmeye, sevinle haykrmaya balad; anlalmaz bir neeyle
haykryordu, bu nee insan ldrtabilirdi.ocuu byle neelendiren neydi, Tanr bilir...
belki karsndaki siyahl adam, belki de hayvansal bir rahatlk gldryordu onu. Bir elinde
kemik bir halka, tekinde bir ngrak vard. Neeyle bararak, lklar atarak bunlar
havaya kaldryor, sallyor, birbirine arpyordu. Needen gzleri kapanyordu, az da iyice
akt, gl pembesi dama grnyordu. Ban keyifle oynatyordu.Bay Spinell dnd,
oradan kat. Kk Klterjahn'n sevinli lklar arkasnda, dikkatli, tutuk, zarif kol
devinimleriyle, kaan bir insann kan gizlemek iin zorla yavalatt admlarla akl
yolda uzaklat.TONO KRGER IKck kentin stndeki bulut ynlarnn ardna
saklanan k gnei, stms ve soluk, zavall bir k gibi grnyordu. ki yanna dik atl
evlerin sraland sokaklar slak ve esintiliydi; ara sra buza da, kara da benzemeyen
yumuak bir dolu dyordu.Paydos olmutu. zgr braklan ocuk seli kaldrml avludan
geerek demir parmaklkl kapdan dar akyor, sonra saa ve sola dalyordu.Bykler
kitap paketlerini arbal bir tavrla gslerine yaptrm, sa kollaryla rzgr yararak,
le yemeine doru krek ekiyorlard. Kkler eriyen buzlar evreye sratarak neeli
neeli koarken, fok derisinden antalarndaki ders gerelerini birbirine vuruyorlard. Kimi
zaman da ciddi admlarla yryen Wotan apkal ve Jupiter sakall retmenlerin ya da
baretmenin nnde uslu uslu okul apkalarn karyorlard.Epeydir caddede bekleyen
Tonio Krger, arkadalaryla konuarak avlu kapsndan kp onlarla birlikte uzaklamaya
hazrlanan Hansa, "Hadi, geliyor musun?" dedi ve glmseyerek ona doru ilerledi... Hans,
Tonio'ya bakarak, "Ne var?" dedi. "Ha! Sahi! Peki biraz gezinelim."Tonio sustu, gzleri
buland. Acaba Hans bugn leyin gezmeye gideceklerini unutmu muydu? Yoksa yeni mi
aklna geliyordu? Oysa kendisi szletikleri zamandan beri sevinip duruyordu.Hans
arkadalarna, "Haydi, size uurlar olsun, ben Krger'le yle bir dolaacam," dedi ve
onlar saa saparken, bunlar sola yneldiler.Hans'la Tonio'nun dersten sonra gezinmeye
zamanlar vard; nk ikisinin de evlerinde le yemei drtten nce yenmiyordu.
Babalar kamu hizmetleri gren ve kentte etkili olan byk tccarlard. Hzar makinelerinin
puflayarak ve slk alarak iri ktkleri kestii rman kysndaki geni kereste deposu,
kuaklardan beri Hansen'lerindi. Tonio'ya gelince; arabalarn, her gn kentin iinde,
firmasnn byk siyah markas vurulmu tahl uvallarn tad grlen Konsl Krger'in
oluydu; atalarndan kalan eski, byk ev kentin en byk konayd. Birok tanda
raslayan iki arkada durmadan apkalarn karmak zorunda kalyorlard ve birok kimse
de bu on drt yandaki ocuklar selamlyordu.kisinin de antalar srtlarndayd, ikisi de
iyi ve kalnca giyinmiti; Hans'n srtnda ksa bir denizci paltosu vard, stlerindeki denizci
giysilerinin geni ve mavi yakalar, paltolarnn srt ve omuzlarn rtyordu. Tonio'nun
paltosu kemerli, kl rengi bir paltoydu. Hans'n banda, altndan keten sars salarnn
peremi fkran siyah kurdeleli bir Danimarka gemici beresi vard; olaanst gzel ve
yapl bir ocuktu; geni omuzlar, dar kalalar, keskin ve korkusuz bakl elik mavisi
gzler... Ama Tonio'nun yuvarlak kalpann altndaki ince gney izgileri tayan esmer
yznde kara iki gz parlyordu. Hafif glgeli, kapaklar ok ar, anlatm dalgn ve biraz
duraksamal... Az ve enesinin evresi az grlr incelikteydi. Yry gevek ve
dzensizdi. Hans'n siyah oraplarnn iindeki ince bacaklarysa, olaanst esnek ve
ritimli hareket ediyordu.Tonio bir ey sylemiyordu. Ac ekiyordu. Biraz eri kalar atkt,
slk almak iin dudaklarn yumrulatrrken ban yana eerek gz ucuyla uzaklara
bakyordu. Bu duru ve bu anlatm ona zg bir eydi.Hans yan gzle birden Tonio'ya
bakt ve usulcack kolunu kolunun altna kaydrd; nk ban niin evirdiini pek iyi
biliyordu. Tonio konumakszn birka adm daha attktan sonra, bir an gnlnn
yumuadn duyumsad.Hans, "Dorusu unutmamtm, Tonio," dedi ve sonra gzlerini
nndeki kaldrma doru eerek konutu: "Yalnzca gezintiye kamayacamz
sanmtm; nk bugn hava ok ya ve rzgrl, ama bunun pek nemi yok; beni
beklemeni gerekten pek kibarca buldum. Bense, oktan eve gittiini sanarak
kzyordum..."Tonio'nun btn varl, bu szleri iitince sevinten yerinden oynad, titrek
bir sesle:"Peki, yleyse imdi tabyalara gidiyoruz," dedi. "Deirmen tabyasna ve Holsten
tabyasna; sonra da seni oradan evinize brakrm Hans. Ben eve yalnz dnerim, zarar
yok; gelecek defa da sen benimle gelirsin."Gerekte, Hans'n sylediine pek de
inanmyordu ve onun bu gezintiye kendisi kadar nem vermediini pek iyi biliyordu. Ne var
ki, Hans'n unutkanlndan dolay zldn ve kendisini balatmak iin bir frsat
kolladn da anlyordu. Barmalarn geciktirme dncesi Tonion'un aklndan oktan
uzaklamt...in dorusu, Tonio, Hans Hansen'i seviyordu; bu yzden de imdiye dek
ok ac ekmiti. Onun on drt yandaki gen ruhu, yaamdan u yaln ve sert dersi
almt: "En ok seven alt dzeyde olandr ve acsn da o ekecektir." O yle bir
yaradltayd ki, bu trl deneyimleri pek iyi gryor ve iyice belliyordu; bundan
holanmyor da deildi. Ama kiisel yaamn buna gre dzenlemeyi ve bundan
uygulanabilir sonular karmay ummuyordu. Ayrca, bu yaln dersleri okulda retilmek
istenen bilgilerden ok daha nemli ve dikkate deer buluyor; gotik tavanl snflarda
geirdii ders saatlerinin en byk blmn bu bulularda duyduu btn eylerin dibini
emeye ve anlamn derinletirmeye ayryordu. Bu ura da, ona, odasnda kemanyla
dolat (nk keman alard) ve kemannn karabildii en yumuak sesleri, aada,
bahedeki yal cevizin altnda kvrla kvrla ykselen su fskiyesinin rltsna kartrd
zamanlar duyduu zevke benzeyen bir hazz veriyordu.Su fskiyesi, yal ceviz, keman ve
uzaktaki deniz, dinlencede yaz dlerini gzledii Baltk Denizi; btn bunlar onun sevdii,
varln evreleyen ve i dnyasnn akn oluturan eylerdi... Adlar iirlerde ho bir etki
brakan ve Tonio Krger'in kimi zaman kaleme ald iirlerde her zaman nlayan
eyler...Yazl bir iir defteri olduunu, kendi hatas yznden evresindekiler de
renmiti. Bu ona, arkadalar arasnda ve retmenleri yannda ok zarar veriyordu.
Konsl Krger'in olu bu ii byle bytmeyi anlamsz ve baya buluyor; bunun iin,
arkadalarndan olduu denli retmenlerinden de nefret ediyor, onlarn kt
davranlarndan tiksiniyor ve az grlr bir gz keskinliiyle onlarn zayf ynlerini
aratryordu. Ancak bununla birlikte, iir yazmay kendisi de garip ve uygunsuz bulmuyor
deildi; bu ura acayip bulanlara, bir dereceye dek hak vermek zorunda kalyordu; ama
ne de olsa, bu onu gene de iir yazmaktan vazgeiremiyordu.Evde zamann bo yere
harcad iin, derste zekas pek yava ve dalgnd; retmenlerinin gznde deildi;
baklar dnceli, dme deliinde bir kr iei takl, dzgn giyimli, uzunca boylu biri
olan babas, olunun eve getirdii acnacak notlarn karsnda ok fkeli ve kaygl
grnyordu. Babasnn bir zamanlar haritann ta altndaki bir lkeden getirdii, bu
nedenle de kentin baka hanmlarna benzemeyen kara sal gzel annesi Consuelo ise
notlara kar tam anlamyla ilgisizdi.Tonio, olaanst piyano ve mandolin alan, bu
scakkanl ve zgn tavrl anneyi seviyordu. Kendinisinin, bakalar karsndaki bu kukulu
durumuna aldr bile etmemesine seviniyordu. Bununla birlikte, babasnn gsterdii
fkeyi hakl ve yerinde buluyor, azarlamalarna karn ona hak veriyor, annesinin dingin
ilgisizliini biraz uygunsuz buluyordu.Kimi zaman, iinden una yakn bir eyler
dnyordu: Bu yaama biimine bir son vermeliyim; byle dikkatsiz, dikbal, kimsenin
aklna gelmeyen, benim de ne deitirebileceim, ne de deitirmek istediim eylerle
uramak... Bu, yeter artk. Beni pck ve ninnilerle avutacak yerde, hi olmazsa
kusurlarm gstermek ve adamakll cezalandrmak daha yerinde olacak. Ne de olsa biz
yeil arabalaryla ky ky dolaan ingeneler deiliz ya! Tersine, Konsl Krger ailesinin
yeleri olan ciddi kimseleriz... ou kez yle dnyordu: "Neden byle acayibim?
Neden herkesle savam durumundaym? Neden retmenlerimle aram ak ve baka
ocuklarn yannda yabancym? Bir de u iyi ve sradan durumlarn salamca koruyan orta
dzeyde rencilere bakn: Bunlar retmenleri gln bulmuyor; onlar iir yazmyorlar,
yalnzca herkesin dnd ve yksek sesle syleyebilecei eyleri dnyor ve
sylyorlar... Bunlar, ne kadar kaygsz, herkesle ve her eyle aralar iyi olarak
yaamaktalar! Bu iyi bir ey olsa gerek... Ama, benim neyim var? Sonu ne olacak
bunun?"Bu kendisini ve yaamla olan ilikilerini inceleyi biimi, Tonio'nun Hans Hansen'e
kar besledii sevgide nemli bir rol oynuyordu. Bir kez, onu seviyordu; nk o gzeldi
ve her noktada kendisinin kartyd; Hans Hansen ok iyi bir renciydi, neeli bir
arkadat, ata biniyor ve cimnastik yapyordu; bir ampiyon gibi yzyor ve herkese
kendini sevdiriyordu. retmenlerinin ona kar sevecenlie yakn bir sevgisi vard; onu
kk adyla aryor ve her bakmdan yreklendiriyorlard. Arkadalar onun ilgisini
ekmeye alyorlard. Hanmlar ve beyler onu yolda durduruyor, Danimarka beresinin
altndan fkran keten sars salarnn peremini yakalyor ve "Gnaydn, gzel peremli
Hans Hansen!" diyorlard. "Gene her zaman birinci misin? Annene, babana selam, gzel
kk delikanlm..."Hans Hansen ite byleydi. Tonio Krger Hans' tandndan beri, onu
her grnde gsnn stnde bir yank duygusu douran kskanlkla kark bir istek,
ac bir istek duyuyordu. Kim byle senin gibi mavi gzleri olmasn, btn evrenle
anlaarak mutlu yaamay istemez ki! Sen, her zaman akllsn ve herkesin beencesini
kazanan eylerle urayorsun, devlerini bitirince binicilik dersleri alyor ya da kl
testereyle iler yapyorsun ve dinlencede bile zamann denizde krek ekmek, yelken
kullanmak ya da yzmekle geiriyorsun; bense haylaz ve dalgn, srekli kum stne yatp
gizemli deiikliklere urayan denizin yzn seyrediyorum; bunun iin gzlerin pek parlak
ve ak... Ah! senin gibi olmak...Hans Hansen gibi olmay da pek denemiyordu ve belki bu
dilei hi de iten deildi. Ama onun kendisini bu haliyle sevmesini, ac duyarak istiyordu;
onun sevgisinin, kendisine zg, yava ve derin, zverili, ackl, karaduygulu bir biimde,
yabanc grnnden beklenmeyen, cokun tutkudan daha yakc, daha kemirici bir
karaduyguyla dolu istiyordu.Bu istek hi de bouna deildi; nk, Tonio'da bir stnlk,
anlatlmas g eyleri anlatmasna yardmc olan bir sz kolayl bulan Hans, kendisine
gsterilen sevginin az grlr bir g ve incelikte olduunu pek iyi anlayarak,
minnettarln ona belli ediyordu. Bu sevgiye karlk verme biimiyle Tonio'yu sevindirdii
gibi, kskanlktan, dlemkrklndan ve aralarnda bir ruh birlii kurmak iin gsterdikleri
abalarn yararszlndan doan aclar iinde de kvranyordu. nk, alacak eydir ki,
Hansn yaay biimine imrenen Tonio, onu kendi yaam biimine altrmaya alyordu:
Ne var ki, bunu ancak bir an iin ve grnte baarabiliyordu...Deirmen sokanda,
bakkal Iwersenden on fenie satn aldklar meyveli bonbonlar ortaklaa yiyerek yrrken,
Tonio, "Olaanst bir ey okudum, olaanst bir ey," dedi. "Schiller'in Don Carlos'u...
bunu okumalsn Hans, istersen sana vereyim.""Yok, yok," dedi Hans Hansen; "Bover
onu, bana gre deil... Ben atlarla ilgili kitabm okumay yelerim; pek gzel resimler de
var iinde... bana inan. Bize geldiin zaman onlar sana gsteririm,anlk fotoraflar; trs,
drtnala, atlama... hayvanlarn pek abuk yrdkleri zaman gzle grlmeyen btn
durumlar..."Tonio nazike soruyordu: "Btn durumlar m? Gzel bir ey bu. Ama Don
Carlos da akl alr gibi deil. yle blmleri var ki insana sanki bir ey patlyormu gibi
sarsntlar veriyor; greceksin, ok gzel bir ey bu..."Hans Hansen sordu: "Patlyor mu?
Niin?""rnein, Marki'nin aldatt kraln alad blm... Ama Marki kral, yalnzca
prensin hatr iin aldatmt. Anlyor musun, kendisini onun iin feda ediyor. O anda
bekleme salonuna kraln brosunda alad haberi geliyor: "Alad! Kral alad." Btn
saray adamlar aknlk iinde; bu, insan sarsan bir ey, nk o, korkun, kat yrekli ve
sert bir kraldr. Kraln niin alad pek iyi anlalyor ve ben prensten de, Marki'den de
ok ona acyorum. Her zaman yle yalnz ve sevgiden yoksun ki... Sonunda bir insan
bulduunu sanyor; ama o da kendisini aldatyor."Hans Hansen gz ucuyla Tonio'nun
yzne bakt, bu yzdeki bir eyler konuya ilgisini ekse gerekti! nk hemen, yeniden
Tonio'nun koluna girerek, "Nasl aldatyordu, Tonio?" dedi. Tonio heyecanland."Olay u,"
diye balad. "Brabant ve Flander'e yazlan mektuplar...""te Erwin Immerthal" dedi
Hans.Tonio sustu. inden, "Yerin dibine batsn u Immerthal. Ne diye rahatsz ediyor bizi!
Yeter ki btn yol boyunca binicilik dersleriyle kafamz patlatmaya gelmesin" dedi. Erwin
Immerthal de binicilik dersleri alyordu, babas banka yneticisiydi ve urackta, kentin
kapsnn dnda oturuyordu. Clz bacaklar ve ekik gzleriyle, antasz, caddeden onlara
doru geliyordu.Hans, "Gnaydn Immerthal, Krger'le biraz geziniyorum..." dedi.
Immerthal, "Bir i iin kente gidiyorum," diye yantlad. "Ama sizinle biraz yryebilirim...
Nedir o? Meyveli bonbon mu? Evet, teekkr ederim, birka tane yerim. Yarn gene
dersimiz var, Hans." Binicilik dersini sylyordu."ok iyi," dedi Hans, "Biliyor musun, evden
bana, son yoklamada kompozisyondan on aldm iin ok k tozluklar (*) armaan
ettiler..."Immerthal, parlayan iki yara benzeyen gzlerini ksarak, "Sen hi binicilik dersi
almyorsun, deil mi Krger?" diye sordu.Tonio belirsiz bir sesle, "Hayr," dedi.Hans
Hansen "Krger, babandan rica et, sana da ders aldrsn," dedi."Evet," dedi Tonio, acele
ve ilgisiz.Bir an boaz skld, Hans kendisine soyadyla seslenmiti. Hans da bunu anlad,
aklamak iin, hemen:"Sana Krger diyorum, nk z adn pek tuhaf, biliyor musun?
Kusura bakma ama bu ad houma gitmiyor. Tonio!... Bu da bir ad m ki? Ama ne
yapabilirsin? Senin elinde deil ki bu."Immerthal aralarn bulmak ister gibi bir tavr
taknarak, "Elbette senin elinde deil; aslnda bu ad sana, kulaa yabanc geldii ve zgn
olduu iin vermi olmallar," dedi.Tonio'nun dudaklar titredi, kendini tuttu."Evet," dedi,
"Sama bir ad bu... Admn Heinrich ya da Wilhelm olmasn daha ok isterdim, bundan
emin olabilirsiniz. Ama bana annemin kardelerinden birinin, Antonio'nun adn vermiler;
biliyorsunuz ki annem bural deildir."Sonra sustu, onlar at ve koum zerine
konumalaryla babaa brakt. Hans, Immerthal'in koluna girmi, yle byk bir ilgi ve
cokuyla konuuyordu ki, bunlar onda Don Carlos'a kar uyandramazd... Tonio, ara sra,
alamak isteinin burnunu szlattn duyumsuyor, durmadan titreyen enesini glkle
tutabiliyordu...Hans, adn sevmiyordu; ama Tonio ne yapabilirdi? Kendi ad Hans,
Immerthal'inki Erwin; bunlar herkese tannm, kimsenin yadrgamad adlar. Ama Tonio,
yabanc ve acayip bir szck. Kesinlikle kendisinde her bakmdan, o istese de istemese de
bir bakalk vard; yeil arabasyla ky ky dolaan bir ingene deil de Krger ailesinden
Konsl Krger'in olu bile olsa, sradan eylerden uzak, yalnz bir ocuktu... Ama Hans
neden ona yalnz olduklarnda Tonio diyordu da, nc bir kii yanlarnda bulunduunda
utanmaya balyordu? Oysa, kimi zaman onu anlyor ve seviyor grnyordu. "Nasl
aldatyor?" diye sorarak koluna girmiti; ama Immerthal gelince, geni bir soluk alarak onu
brakp gereksiz yere yabanc kkenli adndan dolay kendisine kmt. Ne ac eydi,
btn bunlarn ayrmna varmak!...Gerekte, Hans Hansen onu biraz seviyordu; ama kendi
aralarndayken; Tonio bunu biliyordu. Ne var ki, nc kii yanlarna gelince, Hans bir
arada bulunmalarndan utanyor; onu feda ediyordu. imdi de, gene yle yalnz kalmt...
Aklna Kral Philip geldi. Evet, kral alamt!"Hoakaln," dedi Erwin Immerthal. "imdi
gerekten kente gitmeliyim. yi gnler! Bonbonlara teekkrler!"Sonra, yol stndeki bir
bahe kanepesinin stne srad, arpk bacaklaryla kanepeyi zplayarak atktan sonra
uzaklat gitti.Hans kesin bir tavrla , "Immerthal'i severim" dedi. Duygudalklarn da
duyguda olmayn da sylemekten, bakalaryla paylamaktan zevk duyan, kendisinden
emin, mark bir ocuk tavr taknyordu... Sonra yeniden binicilik derslerinden sz etmeye
balad. Hansenlerin evine yaklamlard. Tabyalardan geen yol pek uzun deildi. Sk sk
kasketlerini tutarak, plak dallarda gcrdayan ve inleyen gl ve slak rzgra kar
balarn eiyorlard. Tonio, konuan Hans Hansen'e ara sra yapmack bir "Yaa!" ya da
"Evet!"le yant veriyor ve onun konuurken dtan bakldnda anlamsz bir yaklamla
yeniden koluna girmesine kar duygusuz kalyordu.Sonra, istasyona yakn bir yerde tabya
gezintisini braktlar; vakit geirmek iin, nlerinden ivedi ivedi, soluya soluya geen bir
trenin vagonlarn saymaya koyuldular; son vagonun zerinde krkne smsk brnm
oturan adama el salladlar. Ihlamur alanna gelince Hansenlerin kknn nnde
durdular. Hans kapnn stne trmand, menteeleri oynatarak kapy gcrdatmann ne
kadar elenceli bir ey olduunu Tonio'ya gsterdikten sonra, ayrldlar."Haydi, hoakal
Tonio... imdi eve girmeliyim, gelecek sefer de ben seni evinize gtrrm, sz
veriyorum," dedi Hans."Sana da hoakal," dedi Tonio, "gzel bir gezinti yaptk."Bahe
kapsnn parmakln tutunca slak pas bulaan ellerini birbirlerine uzattlar; ama el
skrken Hansn gzleri Tonio'nun gzleriyle karlanca gzel yznde belirsiz bir
pimanln anlatm belirdi, abuk abuk:"Yaknda Don Carlos'u okuyacam. Bu zel
odasnda alayan kral yks pek ho olsa gerek," dedi. Sonra antasn koltuunun altna
sktrarak bahe boyunca kotu. Eve girmezden nce bir daha geriye dnd, arkadan
bir ba iaretiyle selamlad.Tonio Krger mutlu, bir ku hafifliiyle uzaklat. Gerekte,
rzgr arkadan itiyordu; ama kolayca ilerlemesinin nedeni yalnzca bu deildi.Hans, Don
Carlos'u okuyacak ve o zaman yalnzca ikisi dnda kimsenin, Immerthal'in de, bir
bakasnn da zerinde konuamayaca bir eyleri olacakt. Ne de iyi anlayorlard! Kim
bilir, belki onu da iir yazmaya kandracakt. Yok, yok, bunu istemiyordu!Hans, Tonio gibi
olmamal, imdi naslsa yle kalmal: Zeki, gl, herkesin ve herkesten ok Tonio'nun
sevdii gibi. Don Carlos'u okumas ona pek de zarar vermezdi ya!Tonio, eski bask kent
kapsnn altndan geti, liman boyunca yrd ve iki yannda dik atl evlerin sraland,
slak rzgrlarn estii yokuu trmanarak evlerine doru kt. Bu srada yrei, ateli bir
istekle, hznl bir zlemle, biraz kmsemeyle ve tertemiz bir mutlulukla dolu yrei
arpyordu...IISarn Inge, ardaki girintili kntl sivri gotik emenin ykseldii yerde
oturan Doktor Holm'un kz Ingeborg Holm, on alt yanda, Tonio Krger'in sevdii
kzd...Nasl sevmiti? Belki onu bir kez grmt, ama bir akam her zamankinden baka
bir biimde, bir k altnda grmt; bir arkadayla konuurken ban apkn bir edayla
glerek yana attn; beyaz tlden yaplm kol yeni dirseinin altna kayarken, elini, ne
pek gzel ne de pek ince bir gen kz eli olan elini baka bir biimde bana gtrdn
grmt; bir sz, -belirsiz bir sz- baka bir biimde sylediini iitti; gnln, yalnzca
kk bir budala olduu vakitler Hans Hansen'e bakarken duyduu hazdan daha gl bir
mutluluk kaplad.O akam onun dlemini, kaln rgs, glen mavi badem gzleri, il
lekelerinin hafife damgalad burnunun dlemini gnlnde gtrd; uyuyamad, nk
hl sesinin tnlayn iitiyordu; yavaa o nemsiz sz syledii andaki edaya
yknmek istedi ve rperdi. Deneyim, ona bunun k olduunu sylyordu. Akn
kendisini birok acya, zntye ve aalk bir konuma dreceini, ruhun erincini
bozduunu, yrei ezgilerle doldurduunu, ama bu ezgilere ak bir biim vererek erin
iinde, yetkin bir yapt yaratmak iin gereken ruh dinginliini vermediini pek iyi bilmesine
karn, gene de bu rpertiyi sevinle karlad. Benliini btn btne aka verdi ve onu
ruhunun btn gcyle besledi; nk akn ruhu zenginletirdiini ve insan yaattn
biliyordu; aslnda o da erin ve dinginlik iinde yetkin bir yapt yaratmaktan ok, ruh
zenginlii ve yaam istiyordu.Tonio Krger, Ingeborg Holm'a Konsl Husteed'in hanmnn
evinde, dans dersi verilen o akam vurulmutu; bu, yalnzca ilerigelen ailelerin ocuklarna
verilen zel bir dersti. Srayla, dans ve grg kurallar dersi almak iin ailelerde
toplanyorlard. Salt bunun iin de, her hafta Hamburgtan bale retmeni Knaak
geliyordu.Ad Franois Knaak't; bir grmeliydi, ne adamd o!"Jai l'honneur de me vous
reprsenter" derdi, "Mon nom est Knaak..." Bunu eilirken deil, dorulduktan sonra -
yavaa ve ak seik- sylemeli. Her zaman kendinizi Franszca konuarak tantmanz
gerekmeyebilir, ama Franszcayla dzgn ve yanlsz yapabilirseniz, Almanca ok daha iyi
yapabilirsiniz."Siyah ipekten redingotu dolgun kalalarna nasl da gzel yapyordu!
Pantolonu, geni saten fiyonklarla sslenmi rugan iskarpinleri zerine yumuak kvrmlar
yaparak dyordu; el gzleri kendi gzelliinden duyduu bkkn bir mutlulukla evreye
bakyordu... Herkes onun kendisine gveni ve incelii altnda eziliyordu.Ev sahibine doru
yryor -ve kimse onun gibi yrmyordu; esnek, dalgal, sallana sallana, grkemli-
eiliyor ve hanmn elini uzatmasn bekliyordu. Elini ptkten sonra hafif bir teekkr
mrldanyor, esnek bir devinimle geriliyor, sol aya zerinde geri dnyor, sa ayan,
ucunu yerden kaldrmadan, yana eviriyor, ve kalalarn oynatarak
uzaklayordu."Bulunduunuz bir topluluktan ayrlrken birok kez diz bkerek yz
evirmeden gerileye gerileye kapya doru gidin. Sandalyeyi ayandan yakalayarak ya da
yerde srkleyerek deil, arkalndan tutup hafife yerden kaldrarak gtrn ve ses
karmadan yere koyun. yle elleriniz karnnzn stnde ve diliniz aznzn kesinde
oturmayn!" Byle yapacak olursanz, Bay Knaak'n sizi yle bir yanslay vardr ki,
mrnzce bu durumdan tiksinirsiniz...Bunlar, grg kurallaryd. Dansa gelince; Bay
Knaak belki daha da ustalk gsteriyordu. Mobilyasz salonda, havagazyla alan avizenin
lambalar ve mine stndeki mumlar yanyordu. Yer talkla pudralanmt. Ayakta
sessizce duran "leve"ler (*) bir yarm daire oluturmulard. Anneler ve teki yaknlar,
gerili perdenin te yannda kaln kadife kapl sandalyelerde oturuyorlar, sapl gzlkleriyle,
Bay Knaak'n redingotunun eteklerini iki yandan ikier parmayla tutup ne doru eilerek
mazurkann deiik figrlerini esnek bacaklaryla nasl gsterdiini seyrediyorlard.
evresindekileri artmak isteyince, birden gereksiz yere zplayarak bacaklarn havada
ba dndrc bir abuklukla, "tralala" diyerek kavuturuyor, sonra salondaki eyay
yerinden oynatan bouk bir ses kararak, kt diye yeryzne dnyordu.Tonio Krger
iinden, "Ne garip ebek!" diyordu, ama Inge Holmun, en Inge'nin ok zaman hayran
hayran bir glmsemeyle Bay Knaak'n devinimlerini seyrettiini pek iyi gryordu. Ama
kzn hayranl yalnzca adamn bedenini bylesine ustaca kullanmasndan deildi. Bay
Knaak'n gzlerinin ne dingin ve gvenli bir bak vard! Bu gzler, eyann karmak ve
znl olmaya balad noktadan daha ileri geemiyor, ancak kendilerinin el ve gzel
olduklarn biliyorlard. Bunun iin duruu bu kadar gururluydu; evet, onun gibi yrmek
iin insann aptal olmas gerekir; ama o zaman sevilirsiniz, nk sevimli olursunuz. Tonio,
Inge'nin, sarn ve tatl Ingenin Bay Knaak'a bu gzle bakmasn pek iyi anlyordu. Acaba
ona da hi bir gen kz byle bakacak myd?Evet, ona da bakan bulundu. Orada, tatl yz
ve byk, hlyal, kara, iten ve ciddi gzleriyle, davavekili Vermehren'in kz Magdalena
Vermehren de vard. ou zaman dans ederken dnyordu, damlar kavalyelerini
setikleri zaman, Tonio'yu dansa kaldryordu. iir yazdn biliyordu; kendisinden iki kez
iirlerini gstermesini rica etti. Ara sra ban eerek uzaktan Tonio'ya bakyordu. Ama,
bundan ona ne? O Inge Holm'u, sarn, en, iir yazdndan dolay kendisini kezinlikle
aa gren Inge'yi seviyordu... Onu, mutluluk ve alayla dolu mavi, badem gzlerine
bakarak seyrediyor, kskan bir istek, ondan uzaklama ve ona sonsuza dek yabanc kalma
dncesinin iine ileyen acs gsnde alevleniyordu..."Birinci ift en avant" diyordu
Bay Knaak. Adamn burun sesini kar biimini anlatacak bir sz bulunamaz. Kadrile
allyordu. Inge Holm ile ayn karede bulunan Tonio Krger korkudan titriyordu. Gc
yettiince ondan kand halde, hep onun yanna dyordu. Gzlerini ondan
uzaklatrd halde, gene durmadan gzleri gzleriyle karlayordu... imdi kzl sal
Ferdinand Mathiesse'nin elinde kayarak, koarak, ilerliyordu; rgsn geriye att ve tam
karsnda, soluk alarak, durdu. Piyanocu Bay Heinzelmann, kemikli ellerini piyanonun
tularna koydu, Bay Knaak komut verdi ve kadril balad.Inge, Tonio'nun nnde, bir
yandan br yana gidip geliyor, ileri geri adm atyor ve dnyordu.Sandan ya da
giysisinin ince, beyaz kumandan kan bir koku, kimi zaman onu sarsyor, gzleri gittike
bulanyordu. "Seni seviyorum sevimli, tatl Inge," diyordu iinden; onun byle cokun,
neeli dans etmesi ve kendisine hi bakmamas karsnda duyduu btn acy bu szlerle
anlatyordu. Storm'un gzel bir dizesini anmsad: "Ah, uyusaydm da sen dans etseydin..."
Severken dans etmenin utan verici bu samal ona pek dokunuyordu..."Birinci ift en
avant" diyordu Bay Knaak; nk yeni bir figr balyordu. "Compliment!" "Moulinet des
Dames! Tour de Mains!" "De"nn vurgusuz "e"sini ne ince bir biimde yuttuu szcklerle
anlatlamaz."kinci ift en avant!" Sra Tonio Krger'le damndayd. "Compliment!" Tonio
Krger eildi. "Moulinet des Dames" ve Tonio Krger, ba aada, kalar atk, elini drt
damn elleri zerine, Inge Holm'un elinin zerine koydu ve Moulinet'yi oynad.evreden
mrltlar ve kahkahalar ykseldi. Bay Knaak abartl bir dehet belirten bir bale pozu ald,
"Eyvah!" diye bard, "Durun! Durun!" Krger damlarn arasna kart. "En arrire, Bayan
Krger, geriye, fi donc! Herkes anlad, sizin dnzda. t! Haydi, ekilin!" Ve sar ipek
mendilini kararak Tonio Krger'in nnde, onu yerine kovalamak iin sallad.Delikanllar,
kzlar ve perdenin arkasndaki hanmlar, hepsi gldler -nk Bay Knaak olay gereinden
ok gln gstermiti- hepsi bir tiyatrodaym gibi elendiler. Yalnzca Bay Hinzelmann i
adamlarna zg kuru suratn asarak bakyordu; nk Bay Knaak'n soytarlklarnn onun
zerinde bir etkisi kalmamt.Hizmeti kz serinletici ikilerle dolu tepsiyi krdatarak ieri
girdi, biskvi tepsisini tayan ah kadn da onu izledi. Ama, Tonio Krger salondan dar
svt, gizlice koridora gitti, pancuru indirilmi bir pencerenin nnde durdu. Bir ey
gremedii halde sanki dar bakyormu gibi orada dikilmenin gln olacan aklna bile
getirmedi.Ne var ki, o kendi iine, zlem ve kederle dolu iine bakyordu. Niin, niin
oradayd? Niin kendi odasnn penceresi nnde oturarak Storm'un "Immensee"sini
okumuyor, yal ceviz aacnn ar ar gcrdad ve stne akam gnei den baheye
bakmyordu? te orada kendi yerinde olacakt; bakalar varsn dans etsin, bunda evik ve
becerikli olsun!Yok, yok, onun yeri gene burada, kendisini Ingenin yaknnda duyumsad
yerdeydi; zarar yok, ondan uzak ve yalnz olsun ve grltler, amatalar, kahkahalar
arasndan yaamn btn aknn titreyilerini tayan sesini ayrdetmeye alsn. Ah
sarn Inge, o senin glen mavi, badem gzlerin! Ancak, "Immensee" okunmad ve
benzeri yazlmak istenmedii zaman, senin gibi gzel ve en olunabilir. te zc olan da
bu.Gelmeliydi! Orada olmadn grp bandan geeni sezerek, sessizce onu izlemeli,
acyarak da olsa elini omzuna koyup yle demeliydi: "Gel ieri, yanmza gel, sevin,
seviyorum seni." Geriye kulak verdi, mantksz bir cokuyla gelmesini bekliyordu; ama
gelmedi. Bunu umamazd bile!tekiler gibi o da glm myd? Evet, hem de iinden
gelerek. Ama o buna inanmak istemiyordu; nk kz ok seviyordu. Oysa salt onun
yannda olduu iin dalgnlkla Moulinet des Dames oynamt. Sonra bundan ne kar?
Belki kahkahalarn kesecekleri bir gn de gelecektir! Ksa bir sre nce, bir dergi, bir iirini
kabul etmemi miydi; geri iir yaynlanmadan nce dergi kapanmm, ne kar? Bir gn
gelecek, nl olacak, her yazd baslacak... ite o zaman bunun, Inge Holm'u etkileyip
etkilemedii grlecek... Hayr, bunun hi bir etkisi olmayacak; gerek bu! Evet, durmadan
den Magdalena Vermehren zerinde etkisi olacak, ama Inge Holm zerinde asla! Mavi
gzl, en Inge zerinde asla. yleyse bouna deil mi?...Bu dnce zerine, Tonio
Krger'in yrei acyarak burkuldu. Tanmadnz bir karaduygusalln benliinizde
kaynap oynatn duymak ve bunun yannda, gnlnzn sizi kendilerine doru ektii
varlklarn buna kar gsterdii ilgisizlii bilmek, nasl da ac verici bir ey! nik bir kafesin
nnde tek bana, toplumun dnda, umutsuz olarak ayakta durmasna ve yrek aclaryla
pencereden dar bakyormu gibi grnmesine karn, gene de mutluydu. nk o anda
gnl yayordu; ate ve elemle senin iin arpyordu, Inge Holm; senin sarn, parlak,
en, apkn ve baya, ufack kiiliini kollar arasnda skyordu.Bir deil, birok kez mzik
sesi, iek kokusu ve kadeh nlamasnn hafife geldii ssz bir yerde, elencenin uzak
grlts iinde, sesinin ahengini arayp senin yznden ac ekerek, yz ateler iinde
ayakta durdu; btn bunlara karn mutluydu. Bir deil, birka kez durmadan den
Magdalena Vermehren ile konutuunu, onun kendisini anladn, onunla gldn ve
ciddi olduunu dnerek can skld; oysa sarn Inge, yaknnda olduu zaman bile, ona
uzak, yabanc, acayip grnyordu; nk onun dili kendi konumas deildi; bununla
birlikte, yine de mutluydu. "nk mutluluk," diyordu kendi kendine, "Sevilmek deildir;
bu tiksinmeyle kark bir gururun honutluudur. Mutluluk, sevmek ve belki sevilen
varln yannda olmak dlemini veren ufak anlar yakalamaktr." Bu dnceyi gnlne
yazd, anlamn bsbtn deitirdi ve btn derinliince duydu."Ballk!" diye
dnyordu Tonio Krger, "Sana balanmak ve seni sevmek istiyorum, Ingeborg, sa
olduka!" ylesine iyi niyetliydi! Bununla birlikte, hafif bir korku ve keder, iinden
fsldyordu: Hans Hansen'i bsbtn unutmutu, her gn grd halde. in kt ve
ackl yan u ki, bu fsldayan ve biraz akac ses hakl kt; zaman geti, bir gn geldi ki
artk Tonio Krger, en Inge iin gz kapal lmeyi dnmemeye balad; nk
kendisinde, dnyada kendi yolunda birok nemli ey yapma isteini ve gcn
duyumsuyordu.Dikkatle ve nlemle, aknn temiz, hafif ve saf alevinin yand mihrabn
evresinde dolat, nnde dize geldi ve bu alevi her yandan canlandrd, besledi; nk
ona bal olmak istiyordu. Buna karn, bir sre sonra bu ate belirsiz, gsterisiz ve
grltsz, kendiliinden snd.Ama Tonio Krger, daha epey bir sre souyan mihrabn
nnde durdu, yeryznde balln olamayacan aknlk ve dlem krklyla grd,
sonra omuzlarn silkerek yoluna gitti.IIIGidecei yoldan gitti; gevek ve dzensiz
admlarla, gz uzaklarda, ba yana eik, slk alarak... Yolunu sapttysa, bu daha ok
kimileri iin gidilecek gerek bir yol olmadndand.Ne olacan sorduklar zaman, birbirini
tutmayan yantlar veriyordu; nk, kendisinde birok yetenek bulunduunu, bunlarn
aslnda olmadn dnse de, sylemeyi alkanlk edinmiti. (Bunu daha nce
yazmtk.)Doduu kk kenti henz brakmadan nce, benliini oraya balayan balar
yava yava zlmt. Eski Krger ailesi azar azar ufalm ve dalmt; bakalarnn,
Tonio Krger'in zel yaam ve var olu biimini, bu durumun bir belirtisi gibi grmekte
haklar vard. Soyun ba olan babaannesi lmt; ok gemeden, babasn da yitirdi.
Uzun boylu, dnceli, dme deliinde bir kr iei takl, st ba pek dzgn babas...
Ve byk Krger evi, saygdeer gemiiyle, satla karlm; iyeri de kapatlmt.
Tonio'nun annesi, gzel ve ateli, olaanst piyano ve mandolin alan, her eye ilgisiz
annesi, bir yl sonra, bu kez bir mzikiyle, talyan ad tayan bir virtzle yeniden evlendi
ve onunla birlikte uzaklara gitti.Tonio Krger, bu davran biraz baya bulmutu; ama
onu bundan vazgeirmek de elinde deildi. O ancak iir yazyordu ve ne olaca
konusunda bile bir yant veremiyordu...Baba evinin bulunduu, eri br, dik damlarnda
nemli rzgrlarn estii kenti, genliinin srda su fskiyesiyle yal ceviz aacn, ok
sevdii denizi brakt; bundan bir ac da duymad; nk, bym ve akllanm,
benliinin bilincine ermiti. Ruhu uzun sre tutsa olduu bu ar ve miskin yaama kar
kmsemeyle doluydu.Kendisini btn btne gl olmaya; dnyada en yksek ey
olarak grd, hizmetine arldn duyumsad; kendisine grkemli bir yaam ve iyi
bir gelecek salayacan dnd; bilinaltnda ve sessiz yaamn zerinde
glmseyerek egemen olan, ruh ve sz gcne adad. Genliinin btn tutkusuyla
kendini gl olmaya verdi; gl olmaksa, buna karlk salayabilecei her eyle onu
dllendiriyor; ama karln da ondan acmaszca alyordu.Gl olmak, bilincini biledi ve
insanlarn gsn kabartan byk szlerin iyzn gsterdi; ona insan ruhunu ve kendi
ruhunu at, kavrayn derinletirdi; dnyann iyzn, szn ve iin tesinde kalan
baka eylerin hepsini gsterdi. Ve orada unu grd: Glnlk ve sefillik, sefillik ve
glnlk.Bunu da bilginin verdii derin znt ve gururla birlikte yalnzlk izledi; artk
kaygsz ve karanlk ruhu safgnlllerin evresinde yaayamyordu. Alnndaki nian, onlar
rahatsz ediyordu; ne var ki, sz ve biimle uramaktan duyduu zevk gitgide daha
tatllayordu. "nk, ruhu bilme, onu anlatabilme zevki bizi uyank ve nee iine
bulundurmasa, insan doruca karaduygululua gtrr," diyordu. (Bunu daha nce
yazmt.) Byk gney kentlerinde yayordu, gney gneinin sanatna daha parlak bir
olgunluk vereceini umuyordu: onu buraya eken belki de damarlarndaki ana kanyd;
ama gnl l ve akszd, bylece beden servenlerine dt; ehvetle yakp kl eden
gnah iine gmld ve bu yzden dile gelmez aclar ekti. Belki bu dkn durumundan
byle ac ekmesinin, kimi zaman da eskiden duyduu ve imdi hibir zevk de bulamad
ruhsal zevklerin belli belirsiz zlemini duymasnn nedeni, ona babasndan, uzun boylu,
dnceli, st ba dzgn, dme deliinde bir kr iei takl adamdan kalan bir eydi.
Yaratmann gizli esrikliinde her eyin yaprak at, kaynad ve tohum verdii lk, tatl,
kokularla dolu bir ilkyaz havasn andran sanat havasn solurken, ruhunu, duyulara kar
bir nefret ve kin; bir temizliin ve dinginliin namusluluuna olan susuzluk kaplyordu. Ve
bundan yalnzca u sonu kt: Birbirine kart eilimler arasnda sallanarak, buzdan bir
maneviyatla kemirici bir ksnllk arasnda sendeleyerek, vicdan azab iinde, ldrc,
olaand, serseri, artc bir yaam sryordu. Ve o, Tonio Krger, bundan
tiksiniyordu.Kimi zaman, iinden, "Bu nasl bir saptma! Nasl olup da bu garip servenlere
dtm?" diyordu, "Ne de olsa evsiz, damsz, yeil arabasyla dolaan bir ingene deilim
ya ben!..."Ancak, sal ktledike keskinleen sanat duygusu zor beenir, incelikli,
gzelliklere vurgun bir nitelie brnyor; bayalktan abuk etkileniyor, sanat zevkiyle
ilgili konularda olaanst duyarl ve kuruntulu oluyordu. lk kez tanndnda, sanat
dnyasnda beence ve sevgiyle karland; glmeceyle acdan edindii bilgiyle dolu bir
yapt vermiti. Ad; o bir zamanlar retmenlerinin yalnzca ona kmak iin kullandklar,
ceviz aacyla, fskiyeyle ve denizle ilgili iirlerinin altna yazd, kuzeyin ve gneyin
seslerini birletiren ve zerine biraz yabanc koku serpili o kentsoylu ad, nemli nitelikteki
yetenekleri belirten bir forml olmutu. Ac ve derin deneyimlerine, zevkinin ince
duyarlyla savam durumunda olan, az grlr, inat, n ve onur dkn ve yein
aclar pahasna olaanst yaptlar yazdran bir alma ak da katlyordu. Yaamak iin
alan bir kimse gibi deil, almaktan baka bir ey istemeyen bir adam gibi alyordu.
nk byle bir insan, kendisine yaayan varlk olarak, bir hi gzyle bakar ve kendisinin
ancak yaratc olarak grlmesini ister. Yaratmad zaman, ancak sahnedeyken var olan,
sahne dnda bir hiten baka bir ey olmayan, makyajsz bir tiyatro oyuncusu gibi donuk
ve deersiz dolar.Yetenekleri bir toplum ss olan; yoksulu ve varslyla, yabanl ve
kalender halleriyle, acayip boyunbalaryla dolaan; her eyden nce mutlu, sevimli ve
sanat gibi yaamay dnen; iyi yaptlarn ancak kt yaam koullarnn zorlamasyla
ortaya ktn ve yaayan adamn almadn, tam bir yaratc olmak iin lmek
gerektiini bilmeyen genleri kmsyor ve onlar aalayarak sessiz, kapal ve gizli
alyordu.IVTonio Krger iliin eiinde:"Rahatsz ediyor muyum?" diye sordu. apkasn
elinde tutuyordu, hafife eilmiti; Lizaveta vanovna, her eyi kendisine syledii bir
dostu olsa da.Lizaveta vanovna, cvldayan ivesiyle, "Rica ederim, Tonio Krger, girin,"
diye yant verdi, "yi bir eitim aldnz ve grg kurallarn bildiinizi herkes bilir." Bu
arada, frasn sol eliyle tuttuu palete geiriyor, sa elini ona uzatyor, glerek ve ban
sallayarak gzlerinin iine bakyordu."Evet ama, alyorsunuz," dedi. "Bakaym! Oooo!
lerlemisiniz." Bir yandan valenin iki yanndaki sandalyelere dayanm boyal eskizlere,
te yandan da zerinde drt ke izgilere gre taslak olarak uydurulmu geliiigzel ve
belirsiz fzen deseninin iinden, renklerin belirmeye balad byk tuvale
bakyordu.Mnihte, Schelling Caddesi'nin ardnda bir evin st katlarndan birinde
bulunuyordu. Kuzeye bakan geni pencelerin ardnda gk mavisi, ku cvlts, gn
egemendi ve ilkyazn ak bir vasistastan ieri akan taze ve tatl soluu, geni alma
odasn dolduran sabitletirici maddenin ve yal boyann kokusuna karyordu. kindi
gneinin altn bir engele arpmadan, iliin geni plakln kaplyor; biraz rk
taban, pencerenin altndaki ufak ieler, tpler, fralarla dolu masay, ktsz
duvarlardaki erevesiz altrmalar, kapnn yannda, dinlenme zamanlarnda uzanmak iin
zevkle denmi bir keyi evreleyen yark yark, ipek paravanay, vale zerindeki yeni
balanm yapt ve onun nnde duran airle ressam aydnlatyordu.Lizaveta vanovna,
aa yukar onun yandayd; yani otuzunu biraz akn. Boya lekeleriyle dolu koyu mavi
nlne brl, alak bir taburenin zerinde oturuyordu; enesini eline dayamt.
Yanlarda biraz aarmaya balayan smsk taranm koyu kumral salar hafif dalgalarla
akaklarn rtyor, esmer, kvrak burnuyla sonsuz sevimli Slav yzn, keskin elmack
kemiklerini ve parlak kara gzlerini ereveliyordu. Dikkatle ne eildi: Kaygl ve kukulu,
ksk kirpiklerinin arasndan, yan gzle yaptn inceliyordu.Tonio Krger, onun yannda
ayakta duruyordu; sa elini kalasna dayam, sol eliyle de hzl hzl kara byn
buruyordu. Eri kalarn skntl ve gaml bir tavrla atm, her zamanki gibi, hafife slk
alyordu. Gri giysisi yaln, kibar izgilerle biilip dikilmiti; giyimi pek zenliydi. Ama kara
salarnn olaanst basit ve dzgn bir ayrmla stnde ayrld kaygl alnndan sinirli
bir rperme geiyordu. Aslnda gney tipli yznn izgileri, sert ve elikten bir kalemle
oyulmu gibi keskindi; oysa aznn biimi pek tatl, enesinin evresi olaanst inceydi.
Aradan birka dakika geti; sonra elini gzlerinin stnden geirdi, sonra
dnd:"Gelmemeliydim," dedi. "imi imdi braktm Lizaveta ve kafamn iindeki ey tpk
bu tuvaldeki gibi: Bir kanava, bir taslak; dzeltmelerle karalanm soluk bir ebo ve birka
renk lekesi... Sonra buraya geliyorum, yine ayn eyi buluyorum; yeniden ayn savam,
evimde iimi burkan elikiyi burada da yayorum." ini ekti, "Ne garip ey," dedi. "Bir
dnce bizi egemenlii altna ald m, onu her yerde anlatlyor grrz, rzgrdan bile
kokusunu alrz; sabitletirici maddenin kokusu, ilkyaz kokusu gibi yle deil mi? Sanat
ve... tekine ne ad vermeli? Doa demeyin Lizaveta; doa tketmez nk. Hayr,
dorusu, gezmeye gitseydim daha iyi ederdim. Bunun beni rahatlatp rahatlatmayaca da
ayr konu... Be dakika nce, urackta, bir meslektaa rasladm; ykc Adalberte. O
hain edasyla, u ilkyaza ilen olsun, dedi bana, Mevsimlerin en kts, yle de kalacak.
Biraz eince bsbtn baya ve bir ie yaramaz olduklar anlalan yersiz bir yn duygu
sizi rahatsz ederken ve btn kannz uygunsuz bir biimde karncalanrken aklc bir
dnceyi kavrayabilir misiniz? Ufack bir nkte yapmak, ufack bir etki elde etmek iin
dinginlikle alabilir misiniz, Krger? Ben kendi payma kahveye gidiyorum. O, mevsim
deimelerinden etkilenmeyen, yansz bir yerdir. Gryorsunuz, kahve yaznn
bakalarndan uzak ve yksek bir katdr; orada insana ancak soylu dnceler gelebilir,"
dedi ve kahveye gitti. Belki ben de onunla birlikte gitseydim, daha iyi ederdim.Bu szler
Lizaveta'y elendiriyordu. Glyordu. "Fena deil, Tonio Krger; uygunsuzca kaynaan
kan, fena deil. Bir dereceye kadar hakk da var; nk, ilkyaz gerekten almaya pek de
elverili mevsim deildir. Ama, imdi bakn, ne de olsa gene u ufak eyi, (Adalbertin
dedii gibi) u ufak touche'u ya da u ufak effetyi bitireyim. Sonra ay imek iin salona
gideriz; o zaman iinizi dkersiniz. nk, gryorum ki pek dolusunuz bugn. imdilik,
keyfinize gre, urada bir yere oturun; rnein u sandn stne... soylu giysileriniz iin
kayglanmazsanz..."Tonio Krger:"Of, brakn u giysilerimi, Lizaveta vanovn! ster
misiniz, yrtk bir kadife yelek ya da krmz bir ipek ceketle dolaaym? nsan sanatysa, ii
de yeterince gebedir. Ne olacak sanki, d grn olarak iyi giyinip akl banda bir
adam gibi davranrsa... Hayr, dolu molu deilim," dedi.Lizaveta'nn palet zerinde bir renk
hazrlayn seyrediyordu. Konumasn srdrd: "Yalnzca bir konu var, anlyorsunuz
deil mi, kafam kurcalayan ve beni almadan alkoyan bir eliki var. Evet, neden sz
ediyorduk? ykc Adalbert'ten... Ne gururlu ve gl bir adam. lkyaz mevsimlerin en
kts dedi ve kahveye gitti. nk insann ne istediini bilmesi gerekir, doru deil mi?
Bakn, ilkyaz beni sinirlendiriyor, baharn uyandrd duygu ve anlarn byleyici
bayal, bende de bulank istekler douruyor; ama bundan dolay ona kmak ve onu
ktlemek elimden gelmiyor; nk, onun nnde utanyorum, onun saf doall ve utku
kazanm tazelii nnde. Byle eyler Adalbert'in aklna bile gelmedii iin onu
kskanmal mym, yoksa aa m grmeliyim, bilemiyorum.""lkyazda almak zordur, bu
kesin; ama niin? nk, duyumsanr; nk, ahmaktr; yaratann duymaya hakk
olduuna inanan btn gerek ve itenlikli sanatlar, saf yreklilerin iine dt bu
salaka yanlgnn budalalna gler, belki karaduygululukla gler, ama gler. nk, ifade
ettiiniz, hibir zaman sizin iin asl olmamal; ama yalnzca sizinle ilgili olmayan ve
kendisinden tutkusuz, dne tana, bir oyuncakla oynar gibi, egemen olarak,
gzelduyusal [estetik] bir biim elde ettiimiz bir madde olmaldr. Sylemek istediinize
ok bal msnz, burada yreiniz atele arpyor mu? yleyse tam bir fiyaskodan emin
olabilirsiniz... Duygusal olursunuz; ar, salak, atk, gvensiz, alaysz, tatsz-tuzsuz, can
skc, baya bir yapt elinizden kar ve bunun da sonu, halkn iligisizlii ve sizin dlem
krklnz, zntnz olur. Evet, byledir bu, Lizaveta: duyu, scak ve gnlden duyu,
her zaman bayadr ve bir ie yaramaz. Sanat bakmndan, yalnzca bizim bozuk, bizim
sanatlara zg sinirlerimizin titreyileri ve souk esrimeleri vardr. Bir dereceye dek
insanlarn dnda kalmak, insandan baka bir ey olmak, insansal olandan garipe uzak ve
ilgisiz bir iliki durumunda kalmak zorunluu vardr; onu etkili ve zevkli bir biimde
betimleyecek, oyuncak edecek, yeniden yaratacak durumda olmak ya da yalnzca buna
eilim gstermek iin...""Biem, biim ve anlatm yetenei, her eyden nce, insansal
eylere kar souk ve uzak kalmay; evet, insansal bir yoksullama ve eksilmeyi
gerektiriyor. nk sa ve salam duygunun zevkle, gustoyla ilgisi yoktur. Sanat, insan
olmaya ve duymaya balad m, artk sanat deildir. Adalbert bunu biliyordu ve bunun
iin kahveye gitti; st kata kukusuz!""Tanr esenlik versin ona, Batuka!" dedi Lizaveta,
ellerini teneke bir leende ykad. "Sizin de onun ardndan gitmeniz gerekmez ya!" diye
ekledi."Hayr Lizaveta, onu izlemiyorum; u biricik nedenle: Ara sra, sanat olarak,
ilkyazdan biraz utanyorum. Bakn, ara sra tanmadm kimselerden mektuplar alyorum;
okurlarmn beence ve teekkr yazlar... duyumsayan insanlarn hayranlkla dolu
vgleri... Okuyorum bu yazlar ve sanatmn onlarda uyandrd bu toy, scak, insansal
duygudalktan duygulandm gryorum. Bu satrlarda belirtilen cokulu saf gnllle
kar bir tr acma duyuyorum. Bunlar yazan drst ve namuslu adamn, kulis arkasna bir
gz atnca nasl aracan dnerek kzaryorum. Ah! Onun safl bir anlayabilseydi ki,
gerekte doru, sa, salam ve olaan bir adam ne yazar, ne oynar, ne de
besteler!..""Ancak, bu onun beencesini deham iin, kendimi ykseltmek ve
yreklendirmek iin kullanmama ve byk bir adam rol oynayan bir maymun surat
taknarak, onu ciddi saymama engel olmaz... Hayr! Kar kmayn Lizaveta! Her zaman,
kendimi katmadan insansal olan betimlemekten korkun usanyorum... Ksacas, sanat
bir erkek midir ya da kadn m? diye de sormal. Bana yle geliyor ki, biz sanatlar,
hepimiz u hadm edilmi papalk sopranosunun yazgsn paylayoruz... Dokunakl ve
gzel bir sesle arkmz sylyoruz; ne var ki...""Biraz utanmalsnz Tonio Krger, imdi
aya buyurun, su neredeyse kaynayacak; ite ttnle kd. Sopranoda kalmtnz,
srdrn. Ama utanmalsnz. Mesleinize ve esininize kendinizi nasl gururlu bir tutkuyla
verdiinizi bilmeseydim...""Esinden sz etmeyin, Lizaveta. Yaznsallk, bir esin konusu
deildir; o bir ilentir, bunun bilin. Bu ilen ne zaman kendini duyumsatmaya balyor?
Erken... hem de pek erken! Yaamn, Tanr ve evrenle uyum ve bar iinde yaamaya
hakkmz olduu bir anda. Kendinizi bakalarndan ayr duyumsarsanz, baka insanlarla
aranzda anlalmaz kartlklar bulunduunu anlarsnz: Sizi insanlardan ayran ve gittike
derinleen alay, inanmazlk, eliki, bilgi ve duygu uurumu. Artk yalnzsnz ve bundan
byle hibir anlama olana yoktur. Ne yazg! Bir de dnn ki, yreiniz hl bunun
dehetini duyacak derecede yayor ve seviyor!..""inizde benliinizin deeri alevlenir,
nk binlerce kii iinde yalnzca sizin alnnzda iaret bulunduunun ayrmna varrsnz
ve bunun kimsenin gznden kamadn bilirsiniz. Dahi bir oyuncu tandm; gnlk
yaamnda hasta denecek denli bir utangalk ve korkaklkla arpmak zorundadr.
Olaanst duygun bir benlik duygusu, rol yapamayla, oyunda grevi olmayla bir araya
gelince, bu yetkin sanaty ve yoksullam insan bu duruma getiriyordu.""Bir sanat,
gerek bir sanat, sanat toplumsal bir meslek olanlardan biri deil, ama talihi nceden
izilmi ve ilence uram bir sanat, byk bir kalabalk iinde belli olur; bunun iin
keskin bir gze gerek yok.""Bakalarndan ayr olmak, dnyann geri kalanna ait olmamak,
tannm ve grlm olmak duygusu, hem ahane, hem de skntl bir ey, onun yznde
okunur. Ayn eday, halk arasnda sivil dolaan bir prensin izgilerinde de okuyabiliriz.
Burada sivil klk bir ie yaramaz, Lizaveta! Klnz deitirin, maske takn, bir elilik
ataesi ya da izinli bir muhafz alay temeni gibi giyinin, gene bouna: Gzlerinizi
kaldrmanz, bir sz sylemeniz pek az gerekli olacak; nk, herkes hemen sizi tanyacak
ki siz bir insan deilsiniz; yabanc, garip, baka, farkl bir ey...""Peki ama sanat nedir?
nsan geveklii ve tembelliinin yenilmez grnd bundan baka bir soru daha olamaz.
Bu bir vergidir diyor alakgnlllkle, bir sanatnn etkisinde kalan namuslu insanlar.
Onlar, neeli ve soylu yaptlarn ancak neeli ve soylu nedenlerle yaratlacan
sandklarndan, kimse burada sz edilen verginin acnacak bir karl bulunan pek
kukulu bir vergi olduundan kukulanmaz... Herkes sanatlarn pek alngan olduklarn
bilir; buysa vicdanl ve dierlerine salamca inanan insanlarn hali deildir... Gryorsunuz,
Lizaveta, ruhumun derinliinde, sanat tipine kar, yukarda kck kentte atalarmn
ingeneye, kapsn alan serseri sanatya kar besledii kukuyu duyuyorum (manevi
bakmdan). Dinleyin: Bir bankac tanyorum; salar aarm bir i adam... roman yazmaya
yetenei de var. Bu vergiyi bo zamanlarnda kullanyor ve kimi yaptlar ok gzel. Bu
stn yetenee karn (karn diyorum) kesinlikle kusursuz bir adam da deildir; tersine,
bir kez uzun ve hakl nedenlerle hapis cezasna arptrlmt. Bylece yeteneinin ayrmna
ilk kez hapishanede vard; onun mahpusluk deneyimleri yaptlarnn temel konusunu
oluturur. Buradan, biraz cretle, unu karabiliriz: air olmak iin herhangi bir tr
tutukevini tanma zorunluu vardr. Bu adamn sanat esininin kaynan, tutukevinde
edindii deneyimlerden ok, onu tutukevine gtren suta aramak gerekmez mi? yk
yazan bir bankac; az grlr bir ey bu. Ama su ilemeyen eksiksiz ve salam bir
bankacnn roman yazmas? Bu, asla grlmeyen bir ey... Evet, gln isterseniz, ama bilin
ki, sylediimin ancak yars akadr. Dnyada sanat yaratm ve onun insanlar zerinde
yapt etkilerden daha kayg verici bir ey yoktur. Sanatlarn en tipik olannn,
dolaysyla en glsnn en olaanst yaratsn aln; Tristan ile seult gibi hastalkl ve
iki anlaml bir yapt aln; bu yaptn, salkl ve olaan bir duyarl olan gen bir varlk
zerinde yaratt etkiyi gzlemleyin. Onu da, ykselmi, glenmi, ateli ve soylu bir
cokuyla dolu, belki de yaratma ateine tutulmu greceksiniz... Namuslu zenci [amatr].
Biz sanatlarn ruhlarnn en derin keleri, onun ateli yrei ve iten cokusuyla
dlemlediinden bambakadr.""Sanatlar grdm ki, evresini kadnlar ve delikanllar
alyor, onu onurlandrarak ellerindekini avularndakini ona veriyorlard; oysa ben,
biliyorum ki... Sanatsal yaratnn kaynayla, ortaya kyla ve koullaryla ilgili artc
keifler yapmaktan hibir zaman geri kalnmyor...""Bakasnda deil mi, Tonio Krger
(sorumun kusuruna bakmayn) ya da yalnzca bakasnda, deil mi?"Tonio Krger sustu,
eri kalarn att; slk alyordu."Verin fincannz ltfen, Tonio; ay koyu deil... Bir
sigara daha yakn. zet olarak, pek iyi biliyorsunuz ki, siz eyay kesinlikle gzden
geirilmesi zorunlu olmayan bir yntemle gzden geiriyorsunuz...""Horatius'un yant bu...
Eyay byle gzden geirmek, onlar tam olarak gzden geirmektir, yle deil mi?
Diyorum ki onlar baka bir yandan da tam olarak gzden geirme olana vardr, Tonio
Krger. Ben yalnzca resim yapan budala bir kadnm, size yant vermekle, mesleinizi
gene size kar savunmakla, kukusuz size yeni bir ey sylemeyeceim; yalnzca pek iyi
bildiiniz bir eyi anmsatacam size... Nasl diyeyim: Yaznn insan temizleyen ve
kutsallatran etkisi, tutkularn bilgi ve anlatm sayesinde yok edilmesi, szn kurtarc
gc; yazn, anlamaya, balamaya, aka gtren yazn, yaznsal dnce, insan
ruhunun en soylu biimde ortaya k ve yazar; yetkin bir adam, bir aziz... Eyay bu
biimde gzden geirmek tam olarak incelemek deil midir acaba?""Byle sylemeye
hakknz var, Lizaveta vanovna; airlerinizin yaptlarn, szn ettiiniz kutsal yazn pek
iyi temsil eden taplas Rus yaznn gz nnde tutunca. Ama, kar klarnz
savsaklamyorum; onlar da bugn kafamda olanlar arasndadr... Bakn bana. Pek neeli
grnmyorum, ne dersiniz? Biraz kocam, km ve yorgun grnyorum, deil mi?
Peki gene bilgiye gelelim: Doal olarak iyiye inanmaya eilimi olan, tatl, iyi huylu, iyi
niyetli, biraz duygulu, ruh uyankl yznden bsbtn anm ve ypranm adam gz
nnde byle canlandrmak gerekir. Kendisini dnyann elemi altnda ezdirmemek,
gzlemlemek, not etmek, dahas kayg verici bululardan yararlanmak ve bununla birlikte
en olmak, varlk denen korkun bulu zerinde manevi stnlnden emin olmak...
evet, bu doru! yle anlar var ki, anlatmn verdii neelere karn btn bunlarn iinde
biraz bouluyorsunuz. Her eyi anlamak, her eyi balamak mdr? Bilmem. Bir ey var,
Lizaveta, ben onu bilmekten nefret ediyorum; bu, insann lm isteyecek derecede nefret
ettiini duyumsamas iin bir olayn iyzn apak grmesinin yettii durumdur.
Danimarkal Hamlet'in, o rnek alnacak yazn adamnn durumu. O, Hamlet, biliyordu,
dnyaya bilmek iin gelmek ne demektir; tanmak, not etmek, gzlemlemek ve gzlemleri,
bir glmsemeyle saklamak zorunda kalmak; yle bir anda ki, eller henz birbirini
skmakta, dudaklar birbirine yapmakta, bak duygu gcyle krelerek snmektedir...
Kt bu, Lizaveta, irkin bu, bakaldrtc... Ama bakaldr neye yarar ki?""Konunun daha
az ho olmayan bir yn de, kukusuz her geree kar bkknlk, ilgisizlik ve alayc
yorgunluktur. Zeki, her eyi enine boyuna inceleyen kimselerin, toplumlarndan daha
sessiz, daha zgn bir ey olmad da bir gerek. Her bilgi, kocam ve can skcdr.
Fethedip sahip olduktan sonra size bir genlik neesi veren bir gerek syleyin! Baya
gereklerinize, klarnza ksa bir apak deil mi? ile yant gelecektir. Evet, yazn yoruyor
Lizaveta. Salt kuku duyduunuz ve kannz anlatmaktan ekindiiniz iin, insanlar size,
sama ve budala bir insan gzyle de bakabilir; bundan emin olun. Oysa, siz yalnzca
gururlu ve yreklisiniz... Bilgi iin bunca sze gelince; burada ama, belki bir kurtulutan
ok duyguyu soutmak ve dondurmaktr. Yaznsal anlatm sayesinde duygudan kurtuluu
ileri sren bu sama ve yzeysel anlay, gerekten pek souk ve bakaldrtc bir
eydir.""Gnlnz ar dolu mu? Tatl ve yce bir olay yznden ok mu zgnsnz?
Bundan basit bir ey yok! Yazara gidin, abucack ii dzenine koyar, durumunuzu
zmler, kalba sokar, ona bir ad verir, onu anlatr, syler, bu ii tmyle zmler, sizi
ilgisiz brakr, hizmetine karlk da bir teekkr bile istemez. Ama siz hafiflemi, yreiniz
soumu, aydnlanm olarak eve dnersiniz. Biraz nce sizi bu denli tatl bir bunalm
iinde brakabilen eye aarsnz... Siz, bu souk ve kendini beenmi arlatan m
savunuyorsunuz? Anlatlm olan, zmlenmitir, diyor onun aments. Btn dnya
anlatlm mdr? yleyse, btn dnya zmlenmitir, kurtulmutur, yok olmutur... Peki!
Ama ben bir nihilist deilim...""Siz bir..." dedi Lizaveta, ay kan azna gtrmt, bu
durumda kmldamadan kald."Haydi... Haydi... Kendinize gelin, Lizaveta! Nihilist deilim
diyorum, canl duygularla ilgili eyde. Gryor musunuz, yazn adam, yaamn, bir kez
zmlenip anlatldktan sonra da, hl yaamay srdrdn ve srdrmekten
utanmadn anlamyor. Ancak, bakn biraz, yaam yazn yoluyla kurtulua karn gene
sarslmadan, cesurca, gnah ilemeyi srdryor. nk ruhun gznde her i bir
gnahtr.""Bitirdim Lizaveta, dinleyin beni. Yaam seviyorum. Bir aklama bu. Aln bunu
ve saklayn. Bugne dek kimseye sylemedim bunu. Yaamdan nefret ettiim, korktuum,
onu aaladm ya da ilendiim sylendi ona, yazld, bu yazlar da basld. Btn bunlar
honutlukla dinledim, houma da gitti bu! Ama gene de az yanl deil. Evet, yaam
seviyorum; glmsyorsunuz, biliyorum neden. Ama, ant ierim, yaznsal szler gibi
grmeyin sylediimi! Cesar Borgia'y ya da onu nl klan bilmem hangi sarho felsefeyi
dnmeyin. Gzmde bir hitir o Cesar Borgia, ona deer vermiyorum; acayip ve iblise
olann nasl lksel olacan asla anlayamayacam. Hayr, bu, yaam, ruh ve sanatn
sonsuz kart olarak grnen yaam, bize kanl bir bykln, yabanl bir gzelliin
grn gibi gelmez. Bize, bayann dnda bulunan bizlere, bayast birey gibi
grnmez; tersine bizim zlemini ektiimiz diyar, olaan, aklc, sevgili olan eylerin
diyardr; byleyiciliiyle de, bayalyla da yaamdr. Azizim, en son ve en derin
hlyasn incelikli, artc, srad ve eytani eyler oluturan; safla, basitlie, canlla
ve biraz dostlua, yazgya boyun emeye, gvene ve insan mutluluuna kar duyulan
zlemi, yani gizlice, yein, her gn sradan yaamn zevk ve neelerine kar duyulan
zlemi tanmayan bir kimse, daha uzun zaman iin sanat saylamaz...""nsandan bir dost!
nsanlar arasnda bir dosta sahip olmann beni gururlandrp mutlu edeceine inanr
msnz? Ancak, bugne dek eytanlar arasnda, ucubeler, irenler, bilginin dilsiz kld
hayaletler, gulyabaniler arasndan, ksacas, yazn adamlarndan dostlar edindim.""Kimi
zaman bir krsye ktm olur; herhangi bir salonda, beni dinlemek iin gelen insanlarn
karsnda bulunurum. Yalnzca o zaman u deneyimi yaarm: evremdeki halka
bakarken, gzm kendime eviririm; kendimi, gizlice dinleyicilerin arasnda benim iin
gelen, hayranlk ve minneti bana doru ykselen, sanatmn beni kendime lksel bir bala
balad kimseyi ararken, yakalarm.""Ama aradm bulamyorum, Lizaveta... Belki de
buluyorum, pek iyi tandm sry, kalabal, ilk Hristiyanlara benzeyen bir topluluu,
kaba ve hantal bedenli, ince ve zarif ruhlu insanlar, her zaman den insanlar... ne
demek istediimi anlyorsunuz; bunlara gre iir yaamdan alnan tatl bir tr... her
zaman ac eken, istekle ve zlemle dolu, yoksul kimseleri buluyorum ve asla tekilerden
birini, Lizaveta, mavi gzllerden, ruha gereksinmesi olmayanlardan birini deil!..""Ve
sonra, teki trl olsayd, buna sevinmek, acnacak bir mantkszlk olmaz myd? Yaam
sevmek, bununla birlikte btn aralarla onu kendinden yana ekmeye, inceliklere,
karaduygululua, yaznn btn hastalkl soyluluuna kazanmaya almak sama ve
anlamszdr. Yeryznde yaznn saltanat artyor, salk ve masumluun hkm azalyor.
imdi bu azalandan geri kalan en byk bir zenle korumal, anlk at grnmleriyle
sslenmi kitaplar hl seve seve okuyan insanlar, iiri sevmeye
srklememelidir.""nk, szkesimi, sanata yknen yaamn grnmnden daha
korkun bir grnm olabilir mi? Biz sanatlar, ancak zenciyi, stelik bu vesileyle sanat
olduunu da sanan canl adam, tmyle aa gryoruz. Emin olun, bu biimde nefret,
kendi bamdan da geti. Pek kibar insanlarn arasnda bulunuyordum. Yiyor, iiyor,
konuuyor, ok iyi anlayorduk. Bir an kendimi, kendi halinde ve sradan insanlar arasnda
yitirmekle honut ve minnettar duyumsuyordum, sanki trdelerim arasnda
bulunuyormuum gibi. Birden (bu bamdan geti) bir subay, resmi klna yakmaz bir
yolda davranabileceini asla sanmadm gzel ve gl bir delikanl, bir temen, ayaa
kalkyor ve dpedz, manzume olan birka iiri okuma izni istiyor. akn gllerle istei
yerine getiriliyor ve iirleri okuyor. Arka cebinden kard bir kttan okuyor yaptlarn.
Mzik ve akla ilgili, derinden duyulmu olduu denli etkisiz eyler! Dnn, sorarm
size, bir temen; bir toplum adam! Dorusu, gereksinmesi var myd buna? Gzel. Ve
sonra, olan oldu: Aslm, somurtuk suratlar, bir sessizlik, birka sahte beenme sz ve
orada bulunanlarn hepsinde bir can sknts. Bu patavatsz delikanlnn toplantya getirdii
rahatszlkta benim de bir sululuk paym bulunduu, ayrmna vardm ilk manevi olay
oldu. Ve hi kuku yok, souk ve alayc baklar, mesleine bu zavallnn da karmak
istedii kimsenin zerine, yani bana evriliyordu. kinci olay uydu: Biraz nce, varlna ve
zne en byk saygy gsterdiim bu adam, birden gzmden dt, dt,
dt...""Benliimi iyilik isteyen bir acma kaplad. Baka birka cretli ve yufkayrekli bey
gibi, ben de ona doru ilerledim ve Kutlarm, temenim; ne gzel bir yetenek. Hayr,
gerekten nefis, dedim. Az kald, omzuna vuracaktm. Ama iyicillik, bir temene kar
duyulacak duygu mudur? Kendi suu. Orada, iledii suun, yaam pahasna olmadan,
sanat defnesinden bir yaprak koparabileceini sanarak iledii gnahn cezasn byk bir
aknlk iinde ekerek, duruyordu. Hayr, burada meslektamla, sulu bankacyla
birliim. Ama, ne dersiniz Lizaveta, benim bugn Hamlet gibi bir gevezeliim yok
mu?""Bitirdiniz mi, Tonio Krger?" "Hayr, ama konumuyorum artk.""Bu da yeter. Bir
yant bekliyor musunuz?""Var m bir yantnz?""Sanrm, evet. Pek iyi dinledim sizi, Tonio;
bandan sonuna dek. Ve size yle bir yant vermek isterdim ki, bu le sonu bana
sylediklerinizin hepsine uysun ve sizi bu denli trmalayan konunun zm olsun.
Konunun zm de u: Siz u durumunuzda, tam bir kentsoylusunuz."Tonio Krger, "Ben
mi?" diye sordu ve biraz sarsld."Bu size acmaszca sert geldi, deil mi? Ama bunun byle
olmas da gerekir. Onun iin yargm biraz yumuatacam; bunu yapabilirim. Yanl yoldan
giden bir kentsoylusunuz siz Tonio Krger... Yolunu saptm bir kentsoylu..."Sessizlik...
Sonra Tonio ciddi bir tavrla kalkt, apkasn ve bastonunu ald."Teekkr ederim size
Lizaveta vanovna, artk rahata eve dnebilirim. im bitti."VGze doru, Tonio Krger
Lizaveta vanovna'ya yle diyordu:"Geziye kyorum, Lizaveta; biraz hava almalym,
kayorum, savuuyorum.""Gene mi talya'ya gezi arzu buyuruluyor, baback?""Aman
brakn u talya'y Lizaveta! talya'ya kar nefret duyacak kadar ilgisizim. Yurdumun oras
olduunu sandm anlar oktan geti. Sanat deil mi? Kadife mavisi gk, scak arap, tatl
istekler... Szn ksas, bana bir ey demiyor bu. Vazgeiyorum. Btn o belleza
sinirlendiriyor beni. Sonra orada, gneydeki bu korkun canl, kara hayvan gzl insanlara
artk dayanamyorum. Bu Latinlerin gzlerinde vicdan yok... Hayr, Danimarka'ya
gidiyorum, bir sre.""Danimarka'ya m?""Evet ve iyi olacan umuyorum. Btn genliimi
snr yannda geirdiim halde, tuhaf bir raslant, imdiye dek gitmedim; ama oray
biliyorum ve hep sevmiimdir. Kuzeye kar duyduum bu ekim belki bana babamdan
geliyor; nk annemin duygudal, ilgisizlii izin verdii lde daha ok bellezalar
iindi. Yukarda, kuzeyde yazlm kitaplar dnn; o derin, temiz ve glmeceli kitaplar,
Lizaveta, bence onlarn stne yoktur ve onlar seviyorum. skandinav yemeklerini
dnn; ancak adamakll tuzlu olarak yenebilen (dorusu bilmiyorum, ben de yiyebilecek
miyim?), bakalaryla karlatrlamayacak yemekleri. Kkenim gerei, onlar biraz
tanyorum; benim memleketimde de yle yenir." "Yalnzca adlar, zel adlar dnn; o
diyarn insanlarn ssleyen ve lkemde de pek yaygn kullanlan adlar; Ingeborg gibi,
tns bile gzel bir ad; en airce saflyla arp akordu gibi. Ve sonra deniz, Baltk Denizi
var orada!... Bir szckle oraya gidiyorum Lizaveta ve yeniden Baltk greceim; bu adlar
yeniden iiteceim; o kitaplar yerinde okuyacam. Hayaletin Hamlete grnp de soylu
ve mutsuz delikanlya ykm ve lm getirdii Kronborg'un taraasna ayak
basacam...""Nasl gideceksiniz oraya Tonio, sorabilir miyim? Hangi yoldan?""Her zamanki
yoldan," diye omuzlarn silkerek yant verdi Tonio, belli olacak denli kzard. "Evet,
geldiim yere yeniden ayak basyorum... On yl sonra, olduka gln, deil mi
Lizaveta?"Lizaveta glmsedi:"Bunu duymak istiyordum Tonio, gidin bakalm. Tanr
yolunuzu ak etsin. Unutmayn, bana yazn, dinliyor musunuz? Gzlem ve deneyimlerle
dolu bir mektup bekliyorum, Danimarka gezinizle ilgili..."VITonio Krger kuzey gezisine
kt. Rahat bir yolculuk yapt. (nk hep, baka insanlarn yaamndan daha g bir
yaam srnce, hi deilse yolculukta rahat etmek gereklidir, diyordu.) Yllar nce brakt
kk kentin kulelerinin, nnde, kl rengi gkyznde ykseldiini grmeden nce, hibir
yerde durmad; orada ksa ve garip birka gn geirdi.Tren, dar ve dumanl, pek artc
biimde tan olduu istasyona girdiinde, donuk bir ikindi akam yaklamt. Duman pis
camekanl atnn altnda top top oluyor, bir zamanlar Tonio Krger'in gnlnde
kmsemeden baka bir ey olmakszn ayn yerden yola knda olduu gibi, paralar
uzun uzun geriliyor ve uraya buraya yaylyordu.Bagajna bakt, otele gtrlmesini
syledi ve istasyondan ayrld.Kentin ift atl, siyah, ok yksek ve geni arabalar, gene
eskisi gibi darda dizilmi bekliyordu. Hibirine binmedi. Onlara yalnzca bir gz att: Her
eye, gotik evlerin sivri damlarna, yakn atlarn stnden kendisini selamlayan sivri
kulelere, azlarn yaymakla birlikte abuk abuk konuan, sarn, gevek ve ar
insanlara yle bir gz att ve bir hkrkla gizli bir benzeyii olan, sinirli bir glmeye
tutuldu. Yaya gidiyordu, ar ar yryordu, slak rzgr durmadan yzne arpyordu,
parmaklklar mitolojik yontularla ssl kpry at ve bir sre liman boyunca gitti.Tanrm,
btn bunlar nasl da skk ve dolambal grnyordu. Gotik evlerin sraland bu dar
sokaklar, kente doru her zaman byle garip ve gln bir biimde mi trmanyordu?
Bulank rman stnde, gemi direk ve bacalar gn batarken yavaa rzgrda
sallanyordu. Anmsad u evin bulunduu kedeki u sokaktan yukar m kacakt?
Hayr, yarn; imdi ok uykusu vard. Ba yol yorgunluuyla arlamt, zihninden yava
ve bulutlu dnceler geiyordu.Bu on yl iinde, kimi zaman midesi bozuk olduu
sralarda, dnde yeniden eve, yokutaki sokan kysndaki yankl eski eve, dndn
ve babasn yeniden orada bulduunu, bu dank yaayndan dolay kendisini, pek hakl
olarak adamakll haladn grrd. Ve imdi iinde bulunduu an, insann dlem mi
yoksa gerek mi olduundan kuku duyduu, gerek olduuna ister istemez inand, ama
gene de sonunda uyand aldatc bir de benziyordu.Ban rzgra kar eerek, az
kalabalk ve hava akml sokaklar boyunca gidiyordu; otel ynnde, geceyi geirmek
istedii kentin en iyi oteli ynnde, bir uyurgezer gibi ilerliyordu.Ucunda bir alevcik yanan
bir srk tayan eri bacakl bir adam, yalpa vuran bir gemici yryyle nnde yryor,
gaz lambalarn yakyordu.Ona ne oluyordu? Yorgunluunun kl altnda, parlak alevler
halinde, fkrmakszn, bu kadar donuk ve yakc olarak saklanan bu ate neydi? Sus, sus,
sz istemez. Byle rzgrda, lo ve bir d tanlyla tand sokaklarda yrmeyi ne
kadar isterdi. Ama, burada her ey birbirine o kadar skm ki... ki adm atmadan
hedefinize ulayorsunuz.Kentin yukarsnda, ark lambalar vard, bunlar da yeni yanmt.
Otel buradayd; nnde yatan ve ocukken pek korktuu iki siyah aslan da oradayd.
Aslanlar, aksrmak istiyorlarm gibi bir tavrla, birbirine bakmay srdryorlar, ama ok
klme benziyorlard. Tonio Krger ikisinin arasndan geti.Yaya geldii iin, sessizce
kabul olundu. Kapcyla, bir yandan "izzet ve ikram"da bulunurken bir yandan da sere
parmayla gmleinin yenini ceketinin koluna sokan, siyah giysili pek kibar bir adam,
konumunu belirlemek, toplumdaki yerine gre yerletirmek ve ona saygnlna gre bir
yer gstermek iin, onu yukardan aaya, inceleyici gzle szdler. Ama gene de,
honutluk verici bir sonuca varamadlar. Bylece orta snf bir mteri olduunda karar
kldlar. Bir garson, tatl yzl, pimi ekmek sars favorileri olan ve eskilikten parlayan bir
frak ve dmelerle ssl sessiz kunduralar giymi bir adam, onu ikinci kata kard; eski
modaya gre denmi tertemiz bir odaya gtrd. Pencerenin arkasndan,
alacakaranlkta avlular, gotik yaplarn damlar ve kiliselerin acayip ktleleri zerinde
resimsel ve Ortaalk bir grnm uzanyordu. Tonio Krger bu pencerenin nnde bir
para ayakta durdu; sonra kollarn kavuturdu, uzun divann stne oturdu, kalarn att
ve slk almaya koyuldu.Ik getirdiler, eyas geldi. Tatl yzl garson yolcu fiini masann
zerine koydu ve Tonio Krger, ban yana eerek, adn, mesleini ve geldii yerle ilgili
bilgileri karalad; divann kesinden, bolua bakyordu. Getirilip nne konan yemei bir
zaman olduu gibi brakt, dokunmad, sonra birka lokma ald ve bir saat, odann iinde,
ara sra durup gzlerini yumarak, bir aa bir yukar gezindi. Sonra yava ve gevek
davinimlerle soyundu ve yataa girdi. Kark, bulank ve garip isteklerle dolu dler
grerek uzun zaman uyudu.Uyandnda, odasn kla dolu buldu. aknlk iinde, hemen
nerede olduunu anmsamak istedi, perdeleri amak iin kalkt. Rzgrda saaklanan ince
bulut paralar, bir yaz sonu gnn biraz soluk mavisi zerinde kayyorlard. Ama gne,
baba kentinin stnde parlyordu. Tuvaletine her zamankinden daha ok zen gsterdi,
adamakll ykand, tra oldu, kusursuz bir incelik izlenimi brakmak istedii kibar bir aileyi
ziyarete gidecekmi gibi taze ve temizdi; giyinirken yreinin kaygl vurularn
dinliyordu.Dars nasl da aydnlkt! Sokaklar, dn olduu gibi, loluk kaplasayd, nasl da
gnl akl duyacakt! Ama imdi, parlak gne nda, herkesin gz nnden
geecekti. Tandklara rasgelecek, onu durduracaklar, sorguya ekecekler miydi? Ve bu on
yl nasl geirdiini anlatmak zorunda kalacak myd? Hayr, Tanrya kr, kimse onu
tanmad ve anmsayanlar da tanmayacaklard; nk, gerekten, bu arada biraz
deimiti. Aynada dikkatlice kendini szd ve birden maskesinin, erken ypranan,
yandan daha yal grnen yznn arkasnda, kendisini daha gvende duyumsad...
Kahvalty getirtti ve sonra kapcyla kibar giyinmi adamn deer biici baklar altnda
koridordan ve iki aslann arasndan geerek dar kt.Nereye gittiini pek bilmiyordu.
Dnk gibiydi. Yeniden insana sayg duyuran ve pek eskiden tan olduu dik atlar,
kulecikler, kemerler, emelerin kendisini evrelediini grnce ve yeniden rzgrn, uzak
dlerin ince ve sert kokusunu tayan gl rzgrn, yzne arptn duyunca, sanki
duyularn bir perde, sisten bir rt kaplad. Yznn kaslar gevedi, dingin bir bakla
insanlar ve eyay gzden geirdi; belki urada, sokan kesinde uyanacakt...Nereye
gidiyordu? yle sanyordu ki, gittii ynle gece grd artc dler arasnda, pek
zc, pimanlklarla dolu bir iliki vard... Belediye dairesinin kubbeleri altndan,
kasaplarn kanl elleriyle mallarn tarttklar arya, dik ve eski gotik emenin ykseldii
ar alanna gidiyordu. Burada, dar ve yaln, kvrml ve oymal dik at kenarlaryla, teki
evlere benzeyen bir evin nnde durdu, onu seyre dald. Kapnn stnde yazl ad okudu.
Gzlerini bir an birer birer pencelerin stnde durdurdu, sonra uzaklamak iin, yavaa
dnd...Nereye gidiyordu? Eve. Ama dolak bir yola sapt; kentin dnda bir gezinti yapt;
nk vakti vard. Deirmen ve Holstein tabyalarndan aalarda gcrdyan rzgra kar
apkasn smsk tutarak, geti. Sonra, istasyona yakn bir yerde tabyalar brakt, bir trenin
kaba bir alkanlkla soluk solua geiini grd, vagonlar sayarak elendi ve en son
vagonun stnde oturan adam gzleriyle izledi. Ihlamurlu alanda, gzel kklerden birinin
nnde durdu; uzun zaman baheyi ve pencereleri seyretti ve bahenin demir parmaklkl
kapsn menteeleri zerinde oynatarak gcrtsn dinlemek istedi. yen ve pasla
kirlenen eline bakt, yoluna devam etti. Bask eski kent kapsnn altndan geti, liman
boyunca yrd ve dik, hava akmlaryla dolu sokaktan yukar kt, baba evine dein.Ev,
atsn aan komu evlerin arasnda skm, yz yldan beri naslsa yle, kuruni ve
ciddi ykseliyordu. Tonio Krger yar silik harflerle d kapnn stnde yazl o kutsal sz
okudu. Sonra soluk ald ve ieri girdi. Yrei kaygyla arpyordu; nk, ona yle
geliyordu ki, nnden getii alt kattaki kaplarn birinden, neredeyse babas, iyeri
klnda ve kalemi kulann arkasnda karsna kacak; onu durduracak ve sert bir
edayla geirdii acayip yaamn hesabn soracakt. Tonio Krger bunu pek yerinde
bulurdu. Ama, nne kimse kmad; yrd; rzgrlk kaps kapal deildi, yalnzca
itilmiti. Bu ona biraz aykr grnd. yle sanyordu ki, tatl bir dn oyunca olmutu;
bu gibi dlerde, engeller kendiliinden nnzden syrlr ve esiz bir talihin yardmyla
gle uramadan ilerlersiniz. Drt keli byk talarla deli geni dehliz, ayaklarnn
altnda nlad. Hibir ses gelmeyen mutfan karsnda, eskiden olduu gibi, olduka
yksek duvarlarn dnda bir knt oluturan tuhaf, ar, ama tertemiz cill, ancak
dehlizden kan ayr bir merdivenle gidilen ve hizmeti odalar olarak kullanlan ahap
odalar grnyordu. Ama, eskiden orada bulunan byk dolaplar ve oymal sandklar
yerinde deildi. Evin olu, oymal ve beyaza boyanm tahta parmakla dayanarak, geni
merdiveni trmand. Elini bir admda kaldryor, dier admda brakyordu, sanki bu eski
salam parmaklkla eski yaknln, utanarak yeniden kurmak istiyordu...Ama, merdiven
banda, ara katn kaps nnde durdu. Kapya beyaz bir levha aklmt. Siyah harflerle
yazl bu levhada u yaz okunuyordu: "Halk Kitapl"."Halk Kitapl m?" diye dnd
Tonio Krger; nk burada ne halkn ii vard, ne de yaznn. Kapy ald, "Girin!" sesi
iitildi ve buna uydu; merakla ve can skntsyla ieri bakt: Hi yerinde olmayan bir
deimeye tank olmutu.Bu kat, derinlemesine birbirine alan odaya blnmt. Ara
kaplar akt. Duvarlar, koyu tahta harfler zerine uzun sralar halinde dizili, ayn biimde
ciltlenmi kitaplarla yukarlara dek kaplyd. Her odada bir tr dkkan tezgh gerisinde,
biraz klksz bir adam oturmu yaz yazyorlard. Yalnzca ikisi balarn Tonio Krger'e
doru evirdiler; ama birincisi aceleyle ayaa kalkt, iki eliyle masaya dayand, ban ileri
edi, dudaklarn bzd, kalarn kaldrd ve ziyaretiye gzn krptra krptra
bakt.Tonio Krger, gzlerini kitaplardan evirmeksizin:"Balayn," dedi, "Burann
yabancsym, kenti geziyorum. Demek buras Halk Kitapl? zin verir misiniz, koleksiyona
bir gz ataym?""Sevinerek!" dedi memur, gzlerini daha hzl krptrd, "Elbette, ieri
girmek serbesttir, rahata baknz, bir katalog ister misiniz?""Teekkr ederim," dedi Tonio
Krger, "Kolayca bulabilirim aradm." Sonra, yava yava, srtlarnda yazl balklar
okuyormu gibi kitaplarn sraland duvarlar boyunca dolamaya balad. Sonunda cildi
ald, at, kitap elinde, pencerenin yannda durdu.Buras kahvalt ettikleri odayd. Sabah
kahvaltsn, mavi duvar ktlarnn nnde, beyazlklaryla ortaya kan tanr yontularnn
bulunduu yukardaki bir salonda deil, burada yaparlard. uras yatak odas olarak
kullanlrd. Babaannesi, ok yal olmasna karn, burada lmt; nk, zevkine
dkn, yaama bal bir salon kadnyd.Daha sonra, babas da son soluunu burada
vermiti; babas, uzun boylu, drst, biraz dnceli ve karaduygulu, dme deliinde bir
kr iei takl bir baym... Tonio, onun lm yatann ayak ucuna, gzleri ate iinde,
sessiz ve gl bir duyguya, sevgiye ve acya iten ve btnlyle kendisini vererek,
oturmu; annesi de, gzel ve ateli annesi de, scak gz yalar iinde boularak bu
yatan yannda diz kmt. Ama sonra da o Akdenizli sanatyla birlikte uzak mavilere
doru yola kmt. Ama, u gerideki nc ve en kk oda, imdi klksz bir adamn
grev yapt, kitaplarla dolu oda, uzun zaman onun odas olmutu...Dersten sonra, biraz
nceki gibi bir gezinti yaparak buraya dnerdi; masas u duvarn dibindeydi; ilk iirlerini
onun ekmesinde saklamt, pek derinden duyduu, zavall iirler... Ceviz aac... Birden
benliini derin bir zn sard, ban yana evirerek pencereden bakt, bahe bakmszd,
ama yal ceviz aac olduu yerde duruyordu; rzgrda ar ar gcrdyor ve
hrdyordu. Tonio yeniden gzlerini elinde tuttuu kitaba kaydrd; pek iyi tand deerli
bir iir kitabyd bu. Siyah izgilere, tmcelere bakt; bir an yaratc bir tutkuyla nkteli bir
incelie (pointe), gl bir effet'ye (wirkung) dek ykselen ve sonra birden effet'li bir
biimde kesilen yaptn sanat dolu akn izledi."Evet, iyi yazlm," dedi, iir kitabn yerine
koydu ve geri dnd. O zaman memurun hl ayakta durduunu ve gzlerini acele ve
dnceli bir gvensizlikle krptn grd."Gryorum ki, pek zengin bir koleksiyon," dedi
Tonio Krger, "yle bir gz attm. ok teekkr ederim. Hoa kaln."Sonra, kapya doru
yneldi; fakat bu kuku uyandrc bir giditi. yice duyumsuyordu ki, memur gzlerini
krparak, ziyaretinden duyduu tela iinde, daha bir sre ayakta duracakt.Evin baka
yerlerini grmek iin hibir istei kalmamt. Evine gelmiti. Yukarda, stunlu galerinin
ardndaki byk odalarda bakalar oturuyordu; bunu gryordu, nk, merdivenlerin
st, eskiden bulunmayan ve stnde bir ad yazl, caml bir kapyla rtlyd. Gitti,
merdivenlerden indi, yankl dehlizden geti ve baba evinden kt. Bir lokanta kesinde,
dncelerine dalm olarak, ar ve yal bir yemek yedi, sonra da otele dnd."im
bitti," dedi kara giysili, kibar grevliye. "Bu akam st gidiyorum." Hesabn sordu.
Kopenhag vapuruna yetitirmek iin onu limana kadar gtrecek bir araba da smarlad.
Sonra odasna kt, dik ve dingin, eli yananda, dalgn gzlerle masasnn stne bakarak,
oturdu. Daha sonra hesab grd, eyasn hazrlad. Belli saatte arabann haberi geldi.
Tonio Krger, yolculua hazr, aaya indi.Aada merdiven banda, kara giysili grevli,
onu bekliyordu.Tonio Krger ikisini de srayla szd ve beklemeye karar verdi. Sonunda
polis memuru, ar ve yumuak bir sesle sordu:"Mnih'ten mi geliyorsunuz?""Evet," dedi
Tonio Krger."Kopenhag'a m gidiyorsunuz?""Evet, bir deniz banyosuna gidiyorum,
Danimarka'ya."Polis memuru, son sz zel bir zevkle syleyerek:"Deniz banyosuna m?"
dedi."Belgeniz?" Hibir belgesi yoktu. Czdann kard, iine bakt, birka banknot ve
gezisini bitirince dzeltmelerini yapmay dnd bir yknn provalarndan baka bir
ey yoktu. Memurlarla yzyze gelmekten holanmazd ve asla bugne dek pasaport
kartmamt."Ne yazk ki," dedi, "zerimde hibir belge yok.""A!" dedi polis memuru.
"Hibir belgeniz yok mu? Adnz ne?"Tonio Krger.""Doru mu?" diye sordu polis memuru;
ne doru eildi ve gc yettiince burun deliklerini iirdi."Elbette doru," dedi Tonio
Krger."Peki, ne i yaparsnz siz?"Tonio Krger yutkundu ve kesin bir sesle mesleini
syledi. Bay Seehaase ban kaldrd, merakla onun yzne bakt."Hm!" dedi polis
memuru, kargack brgack yazl bir kttaki trl rklardan gelen seslerin raslantsal bir
bulumasna benzeyen tuhaf ve romantik bir ad heceledi (ki Tonio Krger bu ad bir
saniyede unuttu):"Bu adda bir kiiyle hibir ilginiz olmadn belirtiyorsunuz, deil mi?
Anas ve babas belirsiz, uyruu bilinmeyen, trl dolandrclk ve baka sular yznden
Mnih polisinin arad ve olaslkla Danimarka'ya kamak zere bulunan...""Yalnz
belirtmekle kalmyorum," dedi Tonio Krger, omuzlarn sinirli sinirli oynatarak,
"Ama..."Bunun bir etkisi oldu."Nasl? Evet, evet, kukusuz," dedi polis memuru. "Ama u
da var ki, siz de hibir belge gsteremiyorsunuz."Bay Seehaase, yattrc bir biimde ie
kart:"Btn bunlar bir formalitedir," dedi. "Merak etmeyin; ama memurun da ancak
grevini yaptn unutmamanz gerekir. Nasl olursa olsun, kimliinizi kantlayabilseniz...
Bir kt..."Hepsi sustular; olaya bir son vermeli miydi? Bay Seehaaseye kendisini
tantarak, ne kimlii bilinmeyen bir dolandrc, ne de yeil araba iinde domu bir ingene
deil, Konsl Krger'in olu, Krger ailesinin bir yesi olduunu aklamal myd? Hayr,
bunu hi de istemiyordu. Aslnda, bu kentsoylu dzenin koruyucularnn biraz da hakk yok
muydu? Onlara tmyle hak veriyordu. Omuzlarn silkti, hi ses karmad."Neyiniz var
orada?" diye sordu memur, "urada, u czdanda?""Bunda m? Hi. Provalar,"
dedi."Provalar m? Ne provas? Verin bakaym!"Tonio Krger yaptn uzatt. Polis memuru
provay ekmece zerine yayp okumaya balad. Bay Seehaase de yaklat ve okumaya
katld. Tonio nerede olduklarn grmek iin omuzlarnn stnden bakt. Birinci derecede
bir nkte (pointe), bir etki (effet) ieren, baarl bir sayfayd okuduklar. Bundan
honuttu."Gryor musunuz?" dedi. "Adm orada, bunu ben yazdm, yaymlanacak. Anlyor
musunuz?""Peki, yeter!" dedi Bay Seehaase, kesin bir tavrla. Sayfalar toplad, katlad ve
Tonio Krger'e uzatt. Sonra ksaca, "Bu yeter sanrm, Petersen!" diye yineledi. Bu arada
gzlerini yumuyor, ban sallyordu: "Beyi daha ok tutmayalm. Araba bekliyor. Sizi
rahatsz ettik efendim, balayn rica ederim. Memur yalnzca grevini yapt. Ama ben
ona, daha nce, yanl bir iz zerinde olduunu sylemitim.""Yaa?" dedi iinden Tonio
Krger.Memur tmyle inanma benzemiyordu. Bir "kii" ve bir "gsterme"den sz
ederek, bir iki daha kar kt; ama Bay Seehaase konuunu koridordan geirdi, yeniden
zntsn belirtti, iki aslan arasndan yrd ve birok saygyla arabann kapsn kendisi
kapad. Bundan sonra, gln denecek derecede yksek ve geni araba, cam ve demir
grlts arasnda, yoku aa inen yollar boyunca limana doru yolland.Tonio Krger,
baba kentinde byle acayip birka gn geirmiti.VIITonio Krger'in gemisi engine
alrken, akam karanl dyordu ve ay yzen bir gm prltsyla ykseliyordu. Tonio
Krger, gittike sertleen rzgrdan korunmak iin pardessne brnm, geminin
burnunda oturuyordu. Aadaki dalgalarn karanlk gidi gelilerini dalgn dalgn
seyrediyordu; gl ve dmdz ktleli; birbirlerine arparak ve grleyerek kucaklaan,
sonra da birbirlerinden ayrlarak beklenmedik ynlerde dalan, birden kpklenerek
parldayan dalgalar...Tatl ve uyuturucu bir nee ruhunu kaplyordu; memleketinde, bir
dolandrc sanlarak tutuklanmak istenmesine biraz zlmt; evet, bir dereceye kadar
bunu hakl bulmu olsa da. Ama gemiye bindikten sonra, eskiden ocukken babasyla
birlikte seyrettii gibi, yar Danimarkaca, yar kaba Almanca barlar arasnda, geminin
derin teknesini dolduran yklerin yklenmesine bakmt; oraya, balya ve sandklardan
baka, kukusuz Hamburg'dan gelen ve bir Danimarka hayvanat bahesine gnderilen,
kaln parmaklkl kafeslerde kapal bir beyaz ayyla grkemli bir kaplan nasl indirdiklerini
grmt; btn bunlara bakarak kendinden gemiti. Sonra gemi rmak boyunca dz
kylarn arasndan kayarken, polis memuru Petersen'in sorgusunu bsbtn unutmutu.
Olaydan nce bandan geen her ey, tatl bir hzn ve pimanlklarla dolu dleri, yapt
gezinti, ceviz aacn yeniden grmesi... btn bunlar ruhunda yeniden canland. imdi
deniz nnde alrken, ocukken denizin yaz dlerini yakalamak iin pusuya yatt kyy,
fenerin prltlarn ve ana-babasyla kald otelin klarn gryordu... Baltk Denizi!
Ban, tuzlu ve sert rzgra verdi; hafif bir ba dnmesi, tatl bir sersemlik veren, olgun ve
engelsiz esen, kulaklar tkayan, her kt eyin, her acnn, her yanln, her istein ve
emein ansnn tembel bir mutluluk duygusu iinde yok olduu rzgra...evresinde
ykselen grlemeler, kaynamalar ve inlemeler iinde yal ceviz aacyla bir bahe
kapsnn gcrtsn iittiini sanyordu. Ortalk da gittike kararyordu."Aman Tanrm!
Yldzlar... yldzlara bakn!" szleri, bir fdan kyora benzeyen bir sesle, ar ve ten bir
iveyle sylendi. Bu sesi tanyordu. Sanki banyodan km gibi, yz taze ve slak, gz
kapaklar kzarm, st ba sade, sar-kzl bir adamn sesiydi; yemekte ve kamarada, bu
tanmad adam Tonio Krger'in yanndayd ve ekine ekine, belli etmeden epey istakoz
omleti yutmutu. imdi yannda korkulua yaslanm, enesini ba parmayla iaret
parma arasnda skarak havaya bakyordu. Kukusuz, insanlar arasndaki duvarlarn
ykld, gnln yabanclara bile ald, azn baka bir zamanda utancndan kapanaca
eyler syledii, olaanst ve tmyle dlemsel ruh durumlarndan birini
yayordu."Bakn, yldzlara bakn biraz, ite urada... parlyorlar... Tanr bilir, btn gk
bunlarla dolu. imdi sorarm size, yukarya bakp da bunlardan pek ounun yerden yz
kat daha byk olduu dnlnce, nasl almaz ki... Biz insanlar, telgraf ve telefonu
bulduk, yeni zamanlarda daha birok bulu yaptk; evet, buna diyecek yok. Ama yukar
baknca, ak sylemeliyiz ki biz, iin aslnda, ancak kck bcekleriz. Zavall bcekler...
baka bir ey deil!"Sonra, "Doru deil mi, baym? Evet, biz bcekleriz!" dedi kendi
kendine; sonra aalk bir yaratn pimanlkla dolu ba iaretini yaparak ge
bakt."Hayr, bu adam edebiyat yapmyor," diye dnd Tonio Krger ve o anda aklna bir
ey geldi: geenlerde okuduu bir ey, nl bir Fransz habercisinden bir para.
Evrenbilimsel ve ruhbilimsel bir dnya gryle ilgili bir para; yaman bir gevezelikti bu.
Delikanlnn derinden duyduu dnceye yant verir bir tavr ald ve sonra, korkulua
yaslanarak, gzleri oynak prltlarla aydnlanan alkantl akama dalm bir durumda,
konutular. Anlald, gezgin Hamburglu gen bir tccard. Dinlence iin bu elence
gezisine kmt."yle bir vapura bin, Kopenhang'a kadar bir uzan, dedim kendi kendime;
ite buradaym... imdiye dek ok gzel gitti. Ama, bize istakoz omleti vermekle yanllk
yaptlar baym, greceksiniz bu gece bir frtna atlatacaz; kaptan syledi... byle sindirimi
g bir yemek midedeyken, aka deil bu..."Tonio Krger bu sama gevezelii bir erin ve
sevecenlik duygusuyla dinliyordu."Evet," dedi. "Burada, yukarda, ar yemekler yeniyor,
bu insan tembel ve karaduygulu klyor.""Karaduygulu mu?" diye yineledi delikanl;
ararak ona bakt, "Kesinlikle bural deilsiniz, deil mi baym?" diye sordu birden.Tonio
Krger, elini belirsiz ve ekingen bir tavrla sallayarak, "Hayr, uzaktan geliyorum,"
dedi."Ama hakknz var," dedi delikanl; "Karaduygulu olmaktan sz ederken, Tanr bilir ya,
haklsnz. Ben hemen her zaman karaduyguluyum. Hele byle akamlar, gkte yldzlar
parlarken..." Ve yeniden enesini baparmayla iaret parma arasnda skarak tuttu."Bu
adam kesinlikle yazyor," diye dnd Tonio Krger, "Derinden ve namusluca
duyumsanan tccar iirleri..."Akam ilerliyordu. Rzgr yle yeinleti ki konumalarna
engel oluyordu. Bylece, biraz uyumaya karar verdiler, birbirlerine iyi geceler
dilediler.Tonio Krger, kamarasndaki dar yatan zerine uzand, ama hi rahat edemedi;
yein ve sert kokulu rzgr, onu grlmedik bir biimde sarsmt. Yrei kaygyla
arpyordu, sanki tatl ve ho bir ey bekliyormu gibi. Sonra, gemi dalgadan bir dan
dibine kayarken ortaya kan sarsntyla, uskurun titreme hastalna yakalanm gibi suyun
dnda dnmesi, midesini ok kt bulandryordu. Yeniden giyindi ve dar kt.Bulutlar
ayn nnden koarak geiyor, deniz dans ediyordu. Dalgalar yuvarlak ve dzenli biimde
gelmiyordu; tam tersine, uzakta, ufka dein, soluk ve titrek k altnda deniz, yrtlm,
kamlanm, altst olmu deniz, yerinden zplyor ve alevler gibi uzanan dev gibi dilleriyle
bulutlar yalyor, kaynar uurumlarn yannda, garip ve para para olmu dalgalar havaya
atyor ve delice bir oyunda, kpkleri, ulu kollarnn btn gcyle gklere serpiyor
gibiydi. Gemi glkle ilerliyordu. Batan yalpa vurarak, yuvarlana yuvarlana, inleye inleye
bu altst olu arasndan kendine yol amaya alyordu. Zaman zaman yolculua
katlanamayan beyaz ayyla kaplann ieride bartklar iitiliyordu.Muambal bir adam,
kukuletas banda, kuana bir fener bal, bacaklarn aarak ve glkle sallanarak
gvertede gidip geliyordu; geride korkuluk zerine eilmi olan Hamburglu delikanl, pek
kt bir durumdayd. "Tanrm," dedi, bo ve duraksamal bir sesle... sonra Tonio Krger'in
orada olduunu duyumsaynca, "Gryor musunuz baym, doann bakaldrsn?" dedi;
ama bu srada sz kesildi ve abucak ban evirdi.Tonio Krger, gergin bir halata
yapm bu babo taknl seyrediyordu. Gsnden, frtnann ve dalgalarn
grltsn rtecek denli gl bir nee l kyor; cokulu bir akla dolu bir deniz
arks ruhunda nlyordu: "Ah! Sen, ocukluumun yabanl dostu; ite seninle bir kez
daha bir aradayz..." Ama iir burada bitti; eksikti. Kesin bir biimi de yoktu. Ne de erin
iinde tamamlanm yetkin bir yaptt. Gnl yayordu...Uzun bir zaman, bylece ayakta
durdu; gverte kamarasnda, bir sraya uzand ve yldzlarn rperdii gklere bakt; biraz
da uyuklad. Yar uykusunda, yzne srayan kpkler, ona bir okay gibi geliyordu...Ay
aydnlnda dik tebeir kayalar hortlaklar gibi grnd ve yaklat. Men adasyd bu.
Yeniden uyuklad, ara sra yzn serte sran ve izgilerini katlatran tuzlu serpintiler,
uykusunu blyordu. Bsbtn uyandnda, artk sabah olmutu; soluk gm renginde,
serin bir gn... Yeil deniz daha dingindi. Kahvaltda gen tccar yeniden grd.
Kukusuz, karanlkta o denli airce ve ayplanacak eyler sylemesinden belki de utanarak,
ok kzard, kk kumral byn be parmayla dorulttu ve Toniodan kanmak iin,
askerce ksa bir selam verdi.Tonio Krger Danimarka'ya kt. Kopenhag'da kald, bahi
ister grnenlerin hepsine bahilerini verdi, gn otelden ktktan sonra, gezi
klavuzunu eline alarak kenti gezdi. Ve bilgisini artrmak isteyen tam bir yabanc gezgin gibi
dolat. Yeni Kral ars'n, ortasnda ykselen at seyretti, Frauenkirch nnde gzlerini
saygyla yukar kaldrd. Thorwaldsen'in soylu ve zarif yontularnn nnde uzun uzun
durdu, yuvarlak kuleye kt, atolar gezdi ve Tivoli'de iki neeli akam geirdi. Ama
aslnda grdklerinin hepsi bunlar deildi.Kimi zaman, kemerli ve oymal atlaryla, tpk
doduu kentin eski evlerinin grnne benzeyen evlerin zerinde, ocukluundan beri
tand ve ona krlgan ve deerli bir eyi anmsatan, ayn zamanda bir azarlama, bir
yaknma ve yiten bir mutluluun zlemini yanstan adlar gryordu. Her yanda, slak deniz
havasn yavaa ve dalgn solurken, geen gece baba kentinde grd garip, ac ve
pimanlklarla dolu dteki gzler gibi mavi, salar gibi sar, ayn tr ve ayn biimde yzler
gryordu. Zaman oluyordu ki, sokak ortasnda, bir bak, bir szn tns, bir gl, onu
ruhunun derinliine dek sarsyordu.Bu en ve canl kentte uzun sre kalamad. Yar an,
yar bekleyiten doan tatl ve delice bir kayg onu sinirlendiriyor; sabrszlanyordu. Bir
yerde, bir kumsalda rahata uzanmak, artk renmeye merakl bir gezgin rol
oynamamak istei duyuyordu iinde. Yeniden gemiye bindi. Karanlk bir gnde (deniz
kararyordu), kuzey ynnde, Seeland kylar boyunca, Helsingr'e dek gitti. Oradan bir
arabaya bindi; yolculuu, asl konana varncaya dek, hep deniz kysn izleyerek, alak
yapl evler arasna kurulmu, aala rtl kulesinden kumsal ve sve kylar grnen,
pencereleri yeil kapakl beyaz otele varncaya dek, eyrek saat srd. ndi, kendisi iin
hazrlanan aydnlk odaya yerleti, yannda getirdii eyay raflara, dolaplara koydu ve
burada bir sre kalmaya karar verdi.VIIIEyll ortasyd; Alasgaard'da pek fazla konuk
yoktu. Aada, ahap tavanl, yksek pencereleri verandaya ve denize bakan byk
yemek salonunda yenen yemeklere otelin sahibesi bakanlk ediyordu. Ak sal ve yal bir
kz; gzleri renksiz, yanaklar tatl pembe, gsz ve cvldayan bir ses. Krmz ellerini,
gzel gsteren bir biimde, sofra rtsnn stne koymaya alyordu. Bundan baka,
demir kr denizci sakal, koyu mavimtrak surat olan ksa boyunlu yal bir bey de vard:
Almanca bilen, bakentli bir balk tccar. Yz kpkrmzyd ve ban kan basmak
zereymi gibi grnyordu. nk ksa ksa ve hzl hzl soluyordu; ara sra, tkamak ve
hzla frerek tekine biraz hava salamak iin, yzkl iaret parman burun
deliklerinden birine gtryordu. Ama nnde duran iki iesine "ilgi gstermekten" de
geri kalmyordu. Bunlarn dndaki konuklar, uzun boylu Amerikal genle, sessizce
gzln oynatan ve btn gn onlarla futbol oynayan eitmenleriydi. Kzlsar salar
ortadan bir izgiyle blnmt, yzleri uzun ve kprtszd. "Please, give me the Wurst -
things there!" (*) diyordu biri, "Thats not Wurst, thats schinken!" (**) diyordu teki ve
onlar gibi eitmenleri de konumaya ancak bu kadarck katlyorlard; geri kalan zamanda
susuyor ve scak su iiyorlard. Tonio Krger, hi de baka sofra arkada istemiyordu.
Sessizlik ve erin iinde yaamaktan holanyordu; balk tccaryla otel sahibi hanmn
konuurken kardklar grlaktan gelen Danimarka seslerini, ak ve kaln seslileri
dinliyordu. Tccarla ara sra basnlerin durumuyla ilgili birka szck konuuyor ve
sonra verandadan geerek, sabahlar saatlerce kald kumsala doru inmek iin,
kalkyordu.Ara sra kumsalda dingin ve yaz gibi bir hava oluyordu; deniz kimi zaman
enge, durgun ve parlak, dinleniyor; kimi zaman zerinde mavi, sar, yeil ya da
krmzmtrak renklere brnen eritlerle kpr kpr oluyor; kimi zaman da gm gibi
parldyordu. Yosunlar gnete kuruyordu, denizanalar kyda yatyor, sonra buhar olup
gidiyorlard. Btn bunlarda bir rme, biraz da Tonio Krger'in yasland balk
kaynn katran kokuyordu. sve kylarn deil, ak ufku grecek konumda kumun
stne oturuyordu. Ama bunlarn zerinden denizin serin ve saf soluu esiyordu.Sonra
kapal frtna havalar geldi.Dalgalar, kimi zaman tos vurmaya hazrlanan boalar gibi
balarn bkyor, kimi zaman pek yukarlara dek kyor; slak yosunlara, parlak sedeflere
ve srklenip gelen aa paralaryla rtl kyya doru fkeli fkeli kouyordu. Uzun
dalga tepelerinin arasnda, bulutlu gn altnda, uuk yeil kpkl ukurlar alyordu.
leride, gnein bulutlar arasnda sakland yerde, beyazmtrak ve kadifemsi bir parlt
vard.Tonio Krger, rzgrla ve denizin sesiyle okanm, pek sevdii yorucu,
sersemletirici, durmak ve dinlenmek bilmeyen grlt iine gmlm olduu halde
ayakta duruyordu. Yzn evirip de uzaklanca, birden evresinde her eyin
dinginletiini ve snmaya baladn sanyordu. Ama biliyordu ki arkasnda onu aran,
eken ve selamlayan deniz vard... Ve glmsyordu.ayr yollar boyunca karaya doru
ilerliyordu ve hemen, bu evrede uzaklara dek dalga dalga uzanan kayn orman onu
karlyor, kabul ediyordu. Gvdeler arasndan deniz eridini grecek konumda, bir aaca
yaslanarak yosunlarn stne oturuyordu. Kimi zaman rzgr, kayalarda paralanan
dalgalarn, uzaktan birbiri stne den tahtalarn kard sese benzeyen grltlerini
getiriyordu. Aalarn tepesinde, bouk, ksk ve havada yiten karga sesleri... Dizlerinin
stnde bir kitap vard, ama bir satr okumuyordu. Derin bir unutua dalmt; zamann ve
uzamn stnde utuunu sanyordu. Yalnzca ara sra, birden bir ac, ksa ve yakc bir
istek ya da pimanlk duygusu, bir ok gibi gnln delerek geiyordu; bunun adn ve
nereden geldiini aramayacak denli enge ve dalgnd. Gnler byle geti; ka gn
getiini syleyemezdi; bu, umurunda bile deildi. Sonra, bir gn geldi, gne gkte
parlarken, insanlarn gznn nnde, bir ey oldu. Tonio Krger buna pek de amadO
gn, afakta balayarak bir bayram ve enlik gn oldu. Tonio Krger erkenden ve anszn
uyand; belirsiz, ince bir korkuyla yataktan srad ve gzlerinin nnde bir tansk, sihirli ve
periler dnyasnda grlen bir k bys bulunduunu sand. Caml kaps ve balkonu
Sund'a bakan, ince tlden bir perdeyle yatak odas ve salon olarak ikiye blnen odas,
tatl renkli bir ktla kaplanm, hafif ve ak renk bir mobilyayla denmiti; yle ki hep
aydnlkt ve ho bir grn vard. Ama o anda, uykudan kamaan gzleriyle odasn
gerekte olduundan bambaka bir biimde deimi ve aydnlatlm, mobilyay ve eyay
yaldzlayan ve tlden perdeyi krmz ve tatl bir kze eviren pembe, dile gelmez bir
biimde dumanl ve byleyici bir kla dolup tam gryordu... Tonio Krger ne
olduunu uzun zaman anlamad, ama caml kapdan darya baktnda gnein
doduunu grd.Birok gnler, hava donuk ve yamurlu gemiti, imdiyse parlak ve
aydnlk gk, soluk mavi, gergin bir ipekli gibi denizin ve karann stnde alyordu; kzl
ve altn bulutlarn nnden geip evreledii gne, altndan alevler iinde rperen, ltl
ve dalgal denizin stnde grkemle ykseliyordu... Gn byle balamt. Tonio Krger,
mutlu ve cokulu, arabuk giyindi. Verandada herkesten nce kahvalt etti. Sund'da,
kk banyodan epeyce uzakta yzd, sonra bir saat kumsal boyunca yrd. Dnte,
otelin nnde, minibse benzer arabalarn durduklarn grd. Klklarna baklrsa, kk
kentsoylu snfndan birok insann veranda ve taraay olduu gibi, piyanonun bulunduu
kk salonu da doldurduklarn, yemek salonundan grd. Btn bu insanlar, yuvarlak
masalarn evresinde oturmu bira iiyor, bir yandan grltl grltl konuuyor, bir
yandan da sandvi yiyorlard. Aileler cmbrcemaat gelmilerdi: Genler, yallar, birka da
ocuk.kinci kahvaltda, (sofra tuzlu, salamural ve kzarm souk yemeklerle dolup
tayordu) "Konuklar geldi," dedi balk taciri; "Helsingr'den gezmeye ve dansa gelenler!
Evet, Tanr korusun bizi, bu gece hi uyuyamayacaz; dans edecekler... dans ve mzik.
Korkarm uzun da srer. Bir aile bulumas, bir kr elentisi... Bu gzel gnn keyfini
karyorlar. Gemi ve arabalarla geldiler, kahvalt ediyorlar. Sonra daha uzaklara gezmeye
gidecekler, ama bu akam buraya dnecekler ve salonda bir dans elencesi olacak. Evet,
Tanr belalarn versin. Gzmz yummayacaz.""Gzel bir deiiklik," dedi Tonio Krger.
Otel sahibi hanm krmz parmaklarn masann stne koydu, balk tccar sa burun
deliinden, biraz hava almak iin fledi ve Amerikallar scak sularn iip suratlarn
astlar.Bu srada, anszn yle bir olay oldu: Hans Hansen ve Ingeborg Holm salondan
getiler. Tonio Krger, banyo ve ksa yryten sonra tatl bir yorgunluk iinde
sandalyesine yaslanm, kzarm ekmek stnde ttsl laksi bal yiyordu (verandada
denize kar oturuyordu), birden kap ald ve ikisi el ele ieri girdiler. Salnarak ve yava
yava yryorlard. Ingeborg, sarn Inge, bir zamanlar Knaak'n derslerindeki gibi, ak
renk bir giysi vard zerinde. ieklerle bezeli hafif robu ancak topuk kemiklerine
geliyordu. Ve omuzlarnn evresinde geni beyaz tlden, sivri kesimli bir yakas vard ki,
yumuak ve oynak boynunu gsteriyordu. apkasn eridinden dmleyerek kollarndan
birine asmt. Belki eskisinden biraz daha gelimiti ve olaanst gzel sa rgsn
imdi bann evresine dolamt. Ama Hans Hansen hi deimemiti. Altn dmeli
gemici ceketini giymiti, srtn ve omuzlarn rten geni mavi yakas bunun stne
dyordu, sarkan elinde ksa eritli denizci beresini tutuyor ve kaygszca iki yana
sallyordu. Ingeborg, belki de yemek yiyenlerin kendisini skmasndan korkarak, gzel
gzlerini yana eviriyordu. Ama Hans Hansen sofraya doru dik dik bakyor ve biraz alayc
elik mavisi gzleriyle konuklar tek tek szyordu. Dahas, Ingeborg'un elini brakt ve ne
biim adam olduunu daha iyi gstermek iin beresini daha hzl olarak iki yana sallad.
Bylece ift, Tonio Krger'in gzlerinin nnden, denizin dingin ve mavi fonunda, salonu
boydan boya geti; kar kapdan piyanonun bulunduu odaya doru gzden yitti.Bu, saat
yarmda oldu. Yandaki odakilerle verandadakiler, dolamaya kmak zere kalkp yan yolu
izleyerek otelden ktklar zaman, pansiyon mterileri hl sofradaydlar. Darda
arabalara yerleirken akalama ve glmeleri iitiliyordu. Sonra arabalar yol zerinde
gcrdayarak kmldandlar ve uzaklatlar..."Demek geri gelecekler?" diye sordu Tonio
Krger."Evet," dedi balk taciri; "Tanr bana acsn. Orkestra tuttular; greceksiniz... Odam
da tam salonun stnde!""Gzel bir deiiklik," dedi Tonio Krger, sonra kalkt,
uzaklat.Gnn teki gnler gibi geirdi: kumsalda, ormanda, dizleri stnde bir kitap ve
gnete gzlerini krptrarak. Tek bir dnce zihnini kurcalyordu: Geri gelecekler ve
salonda dans edecekler, balk tccarnn syledii gibi; bu umutla seviniyordu. yle bir
sevinti ki bu, geirdii uzun ve l yllar boyunca bu denli korkulu ve bu denli tatl bir
sevin duymamt. Bir kez, anszn bir dnce armyla uzak bir tand, ne istediini
bilen ve ilkyazdan kurtulmak iin kahveye giden romanc Adalbert'i anmsad, omuz
silkti...leyin yemek her zamankinden daha erken yendi, akam yemei de piyanolu
odada her zamankinden biraz daha abuk bitirildi; nk yemek salonunda balo
hazrlklarna balanmt. Her ey bir bayram gn gibi alt st olmutu. Sonra ortalk
kararm; Tonio Krger odasnda otururken, yol ve ev yeniden canlanmt. Kra gezmeye
gidenler dnyorlar, Helsingr ynnden bisiklet ve arabalarla yeni konuklar da geliyordu;
bir kemann akortlar ve bir klarnetin ham sesiyle birtakm altrma ezgileri iitiliyordu.
Btn bunlar parlak bir balo olacann belirtileriydi.imdi kk orkestra bir mar almaya
balamt. Bouk ve tempolu, kulana geliyordu: Dans bir polonezle balyordu. Tonio
Krger biraz daha durdu ve dinledi. Ama marn temposunu bir vals ritminin izlediini
iitince, kalkt, yavaa odasndan darya kt.Odasnn bakt koridordan otelin yan
kapsna bir merdivenden geilebilir, oradan da, bir odadan gemeksizin, verandaya
varlabilirdi. Sanki bir yasak blgeden geiyormu gibi, sessiz, gizlice, karanlkta, dikkatlice,
el yordamyla ilerleyerek, nameleri ak seik kendisine dek gelen bu sradan, anlamsz ve
nefis bir biimde alnan mziin dayanlmaz ekiciliine kaplarak bu yolu tuttu.Veranda
bo ve karanlkt, ama parlak ldakla donanm iki petrol lambasyla bolca aydnlatlan
salona alan caml kap akt. Ayaklarnn ucuna basarak yavaa oraya kayd. Bir hrsz
gibi, orada karanlkta durmak ve aydnlkta dans edenleri, grnmeksizin seyretmek zevki
derisinin stnde bir gdklanma yaratyordu. Gzleri hemen hrsla aradklarnn peine
dt.Elence balayal daha yarm saat olduu halde, olaanst canl ve neeli
grnyordu; birlikte kaygsz, senli-benli, mutlu bir gn geirdikten sonra, ateli ve
cokun, otele dnmlerdi. Tonio Krger'in biraz ilerleyince grebildii piyano salonunda,
olgun yata, sigaralarn tttren, birok bey kt oynamak iin toplanmlard.
Hanmlarnn yannda ya da salon duvarlar boyunca, kadife sandalyeler zerinde oturan
tekiler de dans edenleri seyrediyordu. Ellerini, parmaklar ak olarak dizlerinin stne
koymular, keyifli bir edayla yanaklarn iiriyorlard. Anneler, hotozlar balarnda, ellerini
gsleri stnde kavuturmu, balarn yana eerek genlerin kaynamasn,
seyrediyorlard. Salonun bir yanna bir set yaplmt. algclar becerilerini burada
gsteriyorlard. Aralarnda bir de borazan vard; sanki kendi sesinden korkuyormu gibi,
duraksayarak ve saknarak alyor, bu nedenle de durmadan bozuk ve akortsuz sesler
karyordu.iftler sallanyor ve dnyordu; tekiler onun evresinde kol kola dolayordu.
Balo klnda deillerdi, zerlerinde yalnzca yazlk kr giysileri vard. Kavalyeler, btn
hafta zenle sakladklar kasabal giysilerini giymilerdi. Gen kzlarn stlerindeyse,
korselerinde kk kr iei demetleri bulunan, ak ve hafif roblar vard. Salonda birka
ocuk da grnyordu; mzik durduunda bile kendi aralarnda dans ediyorlard. Krlang
kuyruklu bir ceket giymi, leylek bacakl biri, monoklu ve kvrlm salaryla bir il aslan; bir
posta yneticisi ya da ona benzer biri, balonun dzenleyicisi ya da bakan olsa gerekti.
Ona, Danimarka romannn gln bir kiisinin canlanm denebilirdi. vedilikle,
terleyerek, tmyle iiyle ilgili, her yerde hazr ve nazrd; ayak ularna basarak
ykseliyor, sivri ulu asker ayakkablaryla ayaklarn tuhaf bir biimde dolandryor ve
bylece, salon boyunca igzar bir tavrla tavus kuu gibi kabararak dolayordu. Ara sra
gururla ban evirdii, konumu ve rtbesinin belirtisi olan bin bir renkli byk kokartn
eritleri arkasnda uuurken, kollarn havaya kaldryor, buyruklar veriyor, algclar
uyaryor, ellerini rpyordu.Evet, oradalard; bugn gne altnda Tonio Krger'in
nnden geen iki varlk... Yeniden grd onlar ve ikisini de birden tanyarak iinde
rpermeyle dolu bir sevin duydu. Hans Hansen, kapnn nnde, yaknnda duruyordu;
ayaklarnn zerinde salamca dikilmi, biraz nne eilmi, krntlarn yere dklmesini
nlemek iin elini enesinin altnda ukurlatrarak byk bir pasta parasn yutuyordu. Ve
urada, duvarn nnde, Ingeborg Holm, sarn Inge oturuyordu; tam bu srada, posta
memuru, hindi gibi kabararak ona doru ilerledi, bir eli arkada dieri kibarca gs
nnde onu dansa armak iin ince bir tavrla eildi; ama teki ban sallad, iaretle
pek yorgun olduunu, biraz dinlenmek istediini anlatt; bunun zerine bamemur onun
yanna oturdu.Tonio Krger, onlara, bir zamanlar kendileri iin sevi acs ektii iki varla,
Hans ile Ingeborg'a bakyordu. Bunlar onlard, yalnzca zellikleri ve giysilerinin benzerlii
dolaysyla deil, ama daha ok, rkn ve tipin aynlyla da onlard. nsanda bir saflk,
duruluk, neelilik, ayn zamanda gururlu, yaln, eriilmez bir soukluk dncesi de
uyandran ak elik mavisi gzl, sar sal soylar dolaysyla da onlard... Onlara
bakyordu; grd ki Hans eskisinden daha atak ve denizci giysisi altnda, geni omuzlar ve
ince kalalaryla, daha da grbzlemie benziyordu; Ingeborg'u grd; ban apknca
yana atyor, elini (ne pek gzel, ne pek ince kk bir kzn eli), kendine zg bir tavrla
ensesine gtryordu. Robunun hafif kolu dirseinin stnde kayyordu, anszn, yle ac
bir zlem gnln sarst ki, yz izgilerinin krtn kimseye gstermemek iin, istemeden
karanla doru geriledi...Tonio Krger, "Unuttum mu sizleri?" dedi kendi kendisine. "Yo,
asla unutmadm; ne seni Hans, ne de seni sarn Inge! Sizin iin alyordum ben,
alklar iitirken, yan gzle evreme bakyordum, sizin de katldnz grmek iin... Don
Carlos'u okudun mu imdi Hans Hansen, bahenizin kaps nnde sz verdiin gibi?
Okuma onu! Bunu senden istemiyorum artk. Yalnz olduu iin alayan o kraldan sana
ne? Parlak gzlerini, iirlerin ve karaduygulu dncelerin satrlar stnde gezdirerek
bulandrp soldurma..." "Senin gibi olmak! Yeniden dnyaya gelmek; senin gibi dik, en ve
saf; olaan, dzenli ve arbal... Tanryla ve insanlarla uyumlu olarak bymek, kaygsz
ve mutlu kimselerce sevilmek ve seni kendime kar edinmek Ingeborg Holm ve senin gibi
bir olum olmak Hans Hansen, bilgi denen tanrsal ilenten ve yaratma acsndan uzak
olarak baya yaamn mutluluklar iinde yaamak, sevmek ve mutlu olmak... Yaama
yeni batan balamak? Ama bouna, byle olacak deil mi gene? Btn olanlar yeniden
olacak deil mi? nk, kimilerinin zorunlu olarak yollarn saptmas, aslnda onlar iin bir
yol olmadndandr."Mzik sustu; dinleniyorlard: Serinletici ikiler datld; bamemur,
elinde Ringa salatasyla ykl bir tepsiyle uraya buraya kouyor, Bayanlara hizmet
ediyordu. Ingeborgun nnde bir dizini yere koydu, kk kupay sundu ve bu, Inge'yi
sevinten kzartt.Ama salonda, caml kapda, ayakta duran seyirciler gze arpmaya
balamt. Scakta kzarm gzel yzler, akn ve soran szlerle ona doru dnmlerdi;
ama o, gene olduu yerde duruyordu. Hans ile Ingeborg, onlar da kmsemeye benzer
tam bir kaytszlkla, yle bir gz attlar. Ancak o, birden bir gzn, salonun bir kesinden
kendisini aradnn ayrmna vard. Ban evirdi ve hemen gzleri kendisine bakan
gzlerle karlat. Yaknnda, ince, uzun ve soluk yzyle, nceden de grm olduu bir
gen kz bulunuyordu, ok da dans etmemiti. Kavalyeler evresini almamt; onun
orada, dudaklarn ksarak, yalnz bana duvarn nnde oturduunu grmt... teki
kzlar gibi, o da ak ve uan bir rob giymiti; ama saydam giysisinin altndan sivri ve clz
omuzlar belli oluyordu.Zayf boynu, zavall omuzlarnn arasna yle derin gmlmt ki
sessiz kzcaz biraz kambur gibi duruyordu. Parmaklarnn ucunu gsteren ince yarm
eldivenlerle ellerini, parmak ular hafife birbirine dokunacak biimde, yass gsne
koymutu. Ban ne eerek, kat ve baygn gzlerle Tonio Krger'i tepeden trnaa
szyordu. Tonio Krger yzn evirdi...urackta, pek yaknda, Hans ile Ingeborg'un
yanna oturmutu, belki de onun kz kardeiydi. evresini alan al yanakl teki insanlarla
birlikte yiyor, iiyor, gevezelik ediyor ve eleniyorlar, duru sesleriyle birbirlerine
satayorlar, kahkahalarla glyorlard. Onlara biraz yaklaamaz myd? kisinden birine
aklna gelecek bir akay syleyemez miydi? Onlar da glmseyerek yant veremezler
miydi? Bu onu mutlu edecekti ve bunu yapmay da candan istiyordu; sonra odasna,
onlarla arasnda ufak bir ba kurabildii kansyla, honut dnebilirdi. Diyebilecei ey
zerine dnd, ne var ki bir ey sylemeyi de gze alamad. Aslnda, sylese bile her
zamanki gibi olacakt: Onu anlamayacaklar, aknlkla dinleyeceklerdi. nk, onlarn dili,
kendisinin dili deildi.imdi dans yeniden balayacak gibiydi. Bamemur, salonun drt
yanna koturuyor, btn beylerin ve hanmlarn birbirleriyle dans etmelerini salamaya
alyor, sofracnn yardmyla ortada kalabalk eden sandalye ve bardaklar kaldryor,
algclara buyruklar veriyor ve ne yapacaklarn bilmeyen birka beceriksiz akn da
omuzlarndan itiyordu. Neye hazrlanyorlard. iftler drder drder kareler oluturdular.
Tonio Krger'in yz ac bir anyla kzard; kadril oynayacaklard.Mzik balad, iftler diz
bkerek birbirlerinin arasndan getiler, bamemur komut verdi; komutlar Franszca
veriyordu, Tanr bilir ya, geniz hecelerini, tartma gtrmez bir kibarlkla
sylyordu.Ingeborg Holm, caml kapnn yaknndaki karede, Tonio Krger'in yannda
dans ediyordu. Bir yandan br yana, nden arkaya, yrye yrye, dne dne gidip
geliyordu; zaman zaman salarndan ya da giysisinin ince kumandan szlen gzel bir
koku kendisine dek geliyordu. O, bu son gnlerde belli belirsiz kokusunu duyduu ve ac
holuunu duyumsad, imdi de benliini tatl azabyla btn btne dolduran ve teden
beri bildii bir duygunun ikencesi altnda gzlerini yumuyordu. Bu neydi acaba? stek mi,
kskanma m? Kendini aa grme mi?Dnyordu: "Moulinet des dames! Gldn m
sarn Inge, gldn m bana moulinet dans ettiim ve yle gln dtm zaman?
Bugn de gler miydin, bugn byle nl bir adam olduum halde? Evet, glersin ve buna
yerden ge hakkn var. Hatta ben, stem ve Tasarm Olarak Dnya'y, Kyamet Gn'n,
Dokuzuncu Senfoni'yi yaratm olsam bile, gene de glmekte sonsuza dek haklsn." Onu
seyre dald, epeydir dnmedii bir iir aklna geldi; oysa, pek iyi tand, bildii bir iirdi:
"Uyusaydm da sen dans etseydin." Bu szlerde anlatlan bir kuzey karaduygusunun ve
derin beceriksizliin ar duygusunu ok iyi tanyordu. Uyumak... Yalnzca ve tmyle, i
ve dans haline gelme zorunluu olmadan; tatl ve tembel, iimizde yatan duygularla
yaayabilmek, ama buna karn dans etmek, evike ve her zaman tetikte, sanatn bu g,
g ve tehlikeli kaba dansn yapmak zorunda kalmak ve bu aalk kartl tmyle
unutamadan, dans etmek zorunda kalmak. Oysa, te yandan sevmek...Birden hepsi delice
ve coarak dans etmeye koyuldular, kareler blnd, dans edenler kaya kaya, sraya
sraya daldlar; kadril bir galopla bitti. Mziin cokun, hzl ritmine kaplan iftler, Tonio
Krger'in nnden, birbirini kovalayarak, koarak yakalayarak ve soluk solua kesik
kahkahalar atarak geiyordu. iftlerden biri, dnen ve grltyle ilerleyen herkesin
tutulduu kasrgann srklenmesiyle ona doru yaklayordu. Gen kzn ince yz
soluktu, clz omuzlar pek yksekti. Ve birden Tonio'nun nnde yanl bir adm, bir
kayma, bir dme oldu.. Solgun yzl kz yere dmt. yle sert, yle yein dt ki...
Kavalyesi de dmt. Ve can ok acm olsa gerekti ki damn bsbtn unutmutu,
yar dorularak yzn ekite ekite dizlerini ovuyordu. Dnce, anlalan tmyle
sersemleyen gen kzsa hl yerde yatyordu. Bunu gren Tonio Krger yavaa
ilerleyerek kzn kolundan yakalayp ayaa kaldrd. Bitkin, akn, mutsuz bir durumda
gzlerini Tonio Krger'e bakmak iin kaldrd ve ince yzn hafif bir kzllk
kaplad.Aadan yukar, bitkin ve karanlk baklaryla ona bakarak: "Tank! O, mange
Tank!" dedi.Tonio Krger, "Artk dans etmemelisiniz, kk hanm" dedi yavaa. Sonra bir
kez gzlerini onlara, Hans ve Ingeborg'a doru evirdi ve uzaklat. Veranday da, baloyu
da terk ederek odasna kt.Karmad bu elenceden yar sarho ve kskanlktan bitkin
bir durumda ayrld. Gene, tpk eskiden bana gelen ayn ey yineleniyordu; gene siz
gzel kumrallarn, siz mutlu yaayanlarn yznden karanlk bir kede yz ateten
yanarak, aclarla ayak st dikili kalmt. Ve sonra tek bana uzaklat. Ama imdi
onlardan biri gelmeliydi! Ingeborg gelmeliydi! Gittiini anlayarak, gizlice ard sra gelip
ellerini omuzlarna koymal ve "Gel bizimle ieri! Sevin, seviyorum seni!" demeliydi... Ama
gelmedi. Byle eyler olmad. Evet, bu kez de eskiden olann ayn olmutu. Ve o zaman
olduu gibi, imdi de mutluydu; nk, gnl yayordu.Ne var ki, o imdi neyse o
oluncaya dek geirdii zaman sresince var olan neydi? Uyuma; boluk, buz; ve ruh! Ve
sanat!Soyundu, sndrp yatt; yzn yastna evirerek, kendi gznde kendisinin
sevme, ac ekme, mutlu olma biimini simgeleyen ve yaam, yaln ve derin duygular,
yurdunu anmsatan masum ve ahenkli birka kuzey hecesini, iki ad fsldad. Ta o
zamanlardan bugne dek geen yllar dleminden geirdi. Bandan geen incitici duygu,
sinir ve dnce servenlerini anmsad. Kendisini alayn ve enine boyuna dnmenin
yediini; bilginin, bombo ve inmeli gibi braktn; yaratc eylemin ateli ve titreten
meleriyle yar yarya mahvettiini; vicdan azabnn ikenceleri iinde, azizlikle
ksnlln en ar eilimleri arasnda sendelemekte; incelmi, eskimi, souk ve
yapmack bir biimde kkrtlan esrimelerle bitmi ve tkenmi, serseri, ykk, aclar iinde
ve hasta grd. Pimanlk ve zlemle hkrd.evresinde her ey sessiz, karanlkt. Ama
aadan, yaamn souk ve uyutucu, tempolu, tatl ve baya ritmi ona dein
geliyordu...IXTonio Krger kuzeyde oturmu, dostu Lizaveta'ya verdii sz yerine
getirmek iin yazyordu:"Aada, benim yaknda dneceim Arkadia'da oturan sevgili
Lizaveta'ya:"te bir mektup ki sizi dlem krklna uratacaktr. nk biraz genel
eylerden sz etmek istiyorum. Sakn bundan, anlatacak hibir eyim olmadn, bamdan
kendime gre hibir olay gemediini karmayn. Tersine! Dnyaya geldiim lkede beni
tutuklamak bile istediler. Ama oraya gelince kendim anlatacam bu olay. imdi kimi
gnler, bir sr yk anlatmaktansa adam gibi genel konular zerine konumay
yelediim oluyor.Anmsyor musunuz Lizaveta, bir gn bana siz bir kentsoylu, kendi
evresinden kan, yolunu saptan bir kentsoylusunuz demitiniz! Siz bana bu ad, daha
nce azmdan kaan baka aklamalarmn erevesinde yaam dediim eye olan akm
anlattm bir gn vermitiniz; byle sylerken ne denli doru sylediinizi ve benim
kentsoylu ruhumla yaama olan akmn bir tek ve ayn ey olduunu anlayp
anlamadnz soruyorum. Bu gezi, bana bunlar zerine dnme frsatlar
verdi...Biliyorsunuz, babam kuzey yaratlnda bir adamd; dnceli, derin, dindarca
drst, karaduygululua eilimli; belirsiz ve yabanc bir kkenden olan annemse, gzel,
zevkine dkn, saf gnll, gevek olduu denli tutkulu ve igdsel bir hafiflikteydi.
Btn bunlar, kukusuz olaanst olanaklar olduu gibi olaanst tehlikeleri de ieren
bir karm oluturuyordu. Ve bu karmdan u dnyaya geldi: Sanat uruna evresini
yitiren bir kentsoylu, iyi ve gzel yaama zlemi duyan bir ingene, vicdan rahatsz bir
sanat.nk, benim bu kentsoylu vicdanmdr ki, bana btn sanat almalarnda, btn
sradlklarda, bayadan uzaklaan her eyde, her dehada, son derece bulank, kukulu
bir eyin varln gstermektedir. Ve gene benim bu burjuva vicdanmdr ki, bana sradan,
saf, ho ve olaan, dehadan yoksun ve aklc her eyi bir ak zayflyla sevdiriyor.ki
dnya arasndaym, ikisinde de rahat deilim; bu durumda benim iin yaamak biraz g.
Siz sanatlar bana kentsoylu diyorsunuz, kentsoylularsa beni tutuklamak istiyor...
Bilmiyorum, hangisi beni daha ok kryor. Kentsoylular budaladr; ama benim kaygsz ve
tutkusuz olduum yargsna varan sizler, siz gzellie tapanlar, dnmelisiniz ki sanatlk
denen bir ey vardr ve bu, o denli gl ve o denli talihin zoruyla sanatya verilmitir ki,
bu kr zorunluu iinde duyan insan iin baya yaamn zevklerini tatmaktan daha byk
bir istek ve zlem olamaz.Grkemli ve eytans gzellie gtren yolda servene atlan ve
insanlar aa gren gururlu ve souk kimselerin hayranym; ama onlar kskanmyorum,
nk bir yazn adamn air yapabilen bir ey varsa, o da benim insansal, yaayan ve
baya eylere kar duyduum kentsoylu akmdr. Her coku, her iyilik, her nee ondan
gelir ve yle sanyorum ki, bir kimse ruhunda bu ak olmaynca, gene nlayan bir tun,
ngrdayan bir zilden baka bir ey olamaz.Bugne dek yaptm bir hitir, byk bir ey
deil; varlyla yokluu bir. Daha iyisini yapacam Lizaveta, sz veriyorum. imdi size
yazdm u anda, denizin grlts bana kadar ykseliyor ve gzlerimi yumuyorum.
Baklarm doacak bir dnyaya, biimlenmeye geresinme duyan, taslak halindeki bir
dnyaya dalyor; kendilerini ele almam ve kurtarmam isteyerek bana iaret eden kalabalk
insan glgeleri gryorum. Trajik glgeler, gln glgeler ve ayn zamanda hem gln,
hem de trajik olan baka glgeler; ve ben bunlar zel bir akla seviyorum. Ama, benim en
derin ve en gizli akm kumral sal ve mavi gzllere, ak gnlle ve istemle yaayan
varlklara, mutlu olanlara, sevimlilere, sradan insanlaradr.Bu ak ayplamayn Lizaveta;
iyi, yaratc ve verimli bir aktr bu. Cokulu ve karaduygulu istekler, biraz gztok ve pek
masum bir mutluluktan baka bir ey olmayan bir ak..."

You might also like